Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
İstanbul'da Süleymaniye, Üsküdar'da Mihrimah Sultan ve Edirne'de Selimiye camilerinin etrafında yapılan  evlerin pencereleri şehrin vasati pencere ölçeklerinden daha küçük  yapılıyor; sebebi camiyi daha büyük göstermek. Mimari anlayışına iki temel "konsept" hakim oluyor: Vakar ifadesi ve huşu hissi veren monumentallik, yani abidevîlik. Huşu hissini yapının bütünü verdiği gibi çok küçük bir çini parçası da verebiliyor... Bu ölçü ve anlayışının bozulması Osmanlı'nın da çöküş yollarını açıyor. Enteresan bir örnek var: II. Viyana Kuşatması'na kadar sürekli galip gelen Osmanlı orduları düşman kuvvetlerinin yarısı kadarmış. Merzifonlu Kara Mustafa Paşa düşman kuvvetlerinin iki misli büyüklükte bir ordu ile Viyana kapılarına dayanıyor ama netice alamıyor. "Kuvvetin, sayının büyümesinde olduğunu zanneden zihniyet, yani ölçü bozukluğu o günlerde başlamış gibi görünüyor". "(...) Büyük ölçünün her şeyi çözeceği yanılgısı, yönetici zümreye hakim olmuştu".
Sayfa 103 - Dergâh Yayınları, Turgut Cansever
"Teşrifatçıbaşı açıkça 'kellenin tabut içinde yüzüldüğünü' söylediğine göre sadece yüz derisi soyulup muhtemelen bir saman dolgunun üzerine gerilerek Edirne'ye götürülmüş ve kelle de tabut içinde bırakılmıştı."
Sayfa 519 - Timaş YayınlarıKitabı okudu
Reklam
İstanbul Kuşatmasına Başka Milletler de Katılmış..!
Ayrıca kale kuşatması için gerekli olan istihkam sınıfına mensup gruplar Edirne'ye ulaşmıştı. Bunlar arasında sadece Osmanlı tebaası olanlar yoktu, metbu Hıristiyan beylerinin gönderdiği birlikler de vardı. Kale kuşatmalarının vazgeçilmez bir unsuru olan tünel kazıcıları (lağımcı) içinde Sırp despotunun gönderdiği madenciler bulunuyordu. Ayrıca Rum, Latin, Alman, Bohemyalı ve Macar ustaların da Osmanlı ordusunda görev yaptığına dair bilgiler vardır.
Sayfa 200 - TimaşKitabı okudu
Krum Han'ın Bizans'a ilerleyişi ve İstanbul Kuşatması
Arkasından, imparatorluğun doğu eyaletlerinden getirilen birliklerle takviyeli kalabalık ordusu başında Bulgarlar üzerine yürüyen Mikhael II'yi de mağlfip eden Krum Han, adeta Bizans'ı ortadan kaldırmağa hak kazanmış ve "altın mızrağını Yaldızlı Kapu'ya asmağa" and içmişti. O Sardika(Sofya)'yı (809'da), Niş ve Belgrat şehir-kalelerini işgal ederek Orta Avrupa-Yakın Doğu arası en büyük ticaret ve askeri sevkiyat yolunu kontrolu altına almıştı. 813'de Filibe üzerinden Edirne'ye ulaştı, burayı muhasara altında bırakarak sür'atle ilerledi. İstanbul­'u kuşattı (814 baharı). Fakat saldırıların en hummalı zamanında ansızın ağzından, burnundan kan boşanmak suretiyle ölüverdi (13 Nisan 814)
Sayfa 198 - Ötüken Yay.Kitabı okudu
Ateş Hattında 155 Gün
Balkan Harbi esnasında, cephelerde bozgunlar yaşanırken, 400 yıllık ecdat şehirleri birer birer düşmüştü. Çağın modern silahlarıyla teçhiz edilen düşman ordularına karşı direnmek zordu. Buna rağmen teslim olmayıp direnen şehirler vardı. İşte, onlardan biri Edirne idi. Serhat şehri Edirne, payitahtın kilidi mesabesinde olup, stratejik öneme sahipti. Ecdat şehri Edirne, Şükrü Paşa komutasında, düşmana karşı büyük bir direniş gösterdi. Dört bir yandan kuşatılan şehir, düşmanın hücumlarıyla birlikte; açlığa, soğuğa, hastalığa ve türlü mahrumiyetlere karşı mücadele verdi. Edirne müdafaası, sadece şehir merkezinde gerçekleşen bir savunma değildi. Kuşatma, Kırcaali (Bugün Bulgaristan sınırları içinde), Hasköy (Bulgaristan), Gümülcine (Bugün Yunanistan sınırları içinde), Karaağaç ve Babaeski'yi içine alan geniş bir sahayı kapsıyordu. Şükrü Paşa ise Müstahkem Mevki Komutanı olarak Edirne Kalesi'ndeki Hıdırlık Tabyası'ndan müdafaayı idare etmiştir. Düşmanla yapılan savaşlar, 16. yüzyıldaki kale kuşatması veyahut meydan muharebesi şeklinde değil, tabyalar ve siperler üzerinde gerçekleşmiştir. Başta Şükrü Paşa ve yiğit askerleri olmak üzere Edirne müdafaasında şehit olanların aziz ruhları, şad olsun...
İstanbul'un Fethi
Çandarlı'nın kabahati neydi onu da söyleyeyim. Şimdi iki aile devam ediyor, bir Osmanlı ailesi bir de Edebali'nin nesli olan Çandarlı sülalesi. Çandarlılık, lakabı nereden geliyor derseniz, Ankara'nın Kalecik kazası var ya onun Çandarlı köyü, Edebali'nin köyüdür. Ancak 1261'den sonra Moğollar Anadolu'da tam hâkimiyeti
Sayfa 99 - Berikan Yayınları
Reklam
Yahudi Tüccar Yasef Nassi
Az zamanda Kanuni Sultan Süleyman'ın güvenini kazandı. Kanuni, Nassi'nin keskin zekâsı, ticaret ve ekonomideki bilgisi, Avrupa devletleri hakkındaki öngörülerinden etkilenmişti. Kanuni, Nassi'ye "Frenk Bey" unvanını verecekti. Nassi, devlet nezdinde asıl itibarı Kanuni'nin oğlu 2. Selim döneminde yaşadı. Peki, Şehzade
Peçenek asıllı bir Türk olan Bizans Kumandanı Tatikios
1086 yılında Peçeneklere yenilmiş olan Bizans ordusunu toparlamak üzere Edirne'ye gönderilen Tatikios, burada Peçenekleri yenilgiye uğratmıştır. Bu arada 1094 yılında Nicephore Diogen'e karşı düzenlenen bir suikasti e engellemeyi başaran Tatikios, aynı yıl içerisinde bu defa Kuman Türklerine karşı Bizans topraklarını savunmuş, yine Kuman Türklerinin akınlarına karşı kaynak elde edilmesi için kilise mülklerinin müsaderesi hakkında düzenlenen Sinod'da idareciler arasında görev almıştır. Bundan sonra ise daha önce de bahsedildiği gibi İznik kuşatması sırasında emrindeki Türkopollerle 40.000 kişilik bir ordunun başında İznik'teki Türklerin su takviyesini önlemekle görevlendirilmiştir
1086 yılında Peçeneklere yenilmiş olan Bizans ordusunu toparlamak üzere Edirne'ye gönderilen Tatikios, burada Peçenekleri yenilgiye uğratmıştır. Bu arada 1094 yılında Nicephore Diogen'e karşı düzenlenen bir suikasti de engellemeyi başaran Tatikios, aynı yıl içerisinde bu defa Kuman Türklerine karşı Bizans topraklarını savunmuş, yine Kuman Türklerinin akınlarına karşı kaynak elde edilmesi için kilise mülklerinin müsaderesi hakkında düzenlenen Sinod'da idareciler arasında görev almıştır. Bundan sonra ise daha önce de bahsedildiği gibi İznik kuşatması sırasında emrindeki Türkopollerle 40.000 kişilik bir ordunun başında İznik'teki Türklerin su takviyesini önlemekle görevlendirilmiştir.
Beylerbeyi olan Lala Şahin Paşa emrindeki kumandanlarını Edirne tarafına göndermesi Orhan Gazi'nin fetihler silsilesi ni devam ettirmesinin göstergesidir. Dimetoka ve Bergos ele geçirilince Rum tekfurları korkmuştur. Padişah Rum tekfurlarının bu zafiyetinden yararlanmak için Edirne kuşatması görevini dirayat ve liyakatli Lala Şahin Paşa'ya vermiştir. s. 41-42
Ahmet Refik, Osmanlı Kumandanları, Yay. Haz:Dr. Selim Ahmetoğlu, Timaş Yayınları, İstanbul, 2020, s. 41-42.
33 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.