Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Dünya böyle devr-i daim ediyor...
"Birileri doğar, büyür, doğurur, çoğalır, konuşur, gezer yer, kırar, yıkar, gider... Birileri de doğar, büyür, düşünür, üretir, karşı çıkar, yıkar, yapar ve iz bırakır. Şu bir gerçek ki itaate mahkum, -anlamından bihaber- 'muhalif' kelimesinden bile ürperti duyan yığınlar ezilmeye mahkumdur. Ruhunda başlattığı inkılabı insanların hizmetine sunamayanlar, birbirlerinin ellerinde oyuncak olmaya devam edecektir. Tanrı emretti, insanlar itaat etti. İnsanlar emir buyurdu, yığınlar itaat etti. İşte o zaman... Yığınlar itaat edin! Tanrım! Bize merhamet etme!"
Sayfa 19 - Eylül 2008 / *Zeliha YurdaerKitabı okudu
Eichmann
Yapması gerekseydi kendi babasını bile ölüme göndermekten çekinmeyeceğini söylerken, sadece emir kulu olduğunu ve emirlere itaat etmeye hazır olduğunu vurgulamaya çalışmıyordu; kendisinin her zaman tam bir "idealist" olduğunu da göstermeye çalışıyordu. Herkes gibi, tam bir "idealist'in de şahsi duygulan olurdu elbette; ama "fikri" ile çatışıyorsa, bu duyguların yapacaklarını engellemesine asla izin vermezdi.
Reklam
Memleketimiz ortaçağ devrini tamamen üzerinden silkip atamamış; halkımız derebeylik zihniyetinden silkinip hedefi tamamen bilim,fen,sanat gibi hayati alanlara yönelmiş bir ideale sahip olamamıştır. Ya yıkıcı ve zorba bir tarzda emir ve kumanda edebilmek lezzeti veya tam bir kabullenme ve boyun eğme içerisinde itaat perişanlığı... Böyle birbirine taban tabana zıt iki ters kuvvete boyun eğen ve bütün hayatı huzurdan yoksun olan bir halk kitlesinin eğitime ne derece düşkünlük ve yatkınlığı olabilir?
Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Hem bir vakit bir padişah sarhoş olur, çocukların içine girer, onları vükela ve ümera-yı askeriye zanneder. şahane emir verir, çocukların hoşuna gider, iyi itaat ettiklerinden güzelce bir eğlence yapar. İşte küfür bir divaneliktir, dalalet bir sarhoşluktur, gaflet bir sersemliktir ki; bâki meta' yerine fâni meta'ı alır. İşte şu sırdandır ki, ehl-i dalaletin hissiyatları şiddetlidir. İnadı, hırsı, hasedi gibi herşeyi şediddir. Bir dakika meraka değmeyen bir şeye, bir sene inad eder. Evet küfrün divaneliğiyle, dalaletin sekriyle, gafletin şaşkınlığıyla fıtraten ebedî ve ebed müşterisi olan bir latîfe-i insaniye sukut eder; ebedî şeyler yerine fâni şeyler alır, yüksek fiyat verir. Fakat mü'minde dahi bir maraz-ı asabî bulunuyor veya maraz-ı kalbî var. O dahi ehl-i dalalet gibi, ehemmiyetsiz şeylere ziyade ehemmiyet verir. Lâkin çabuk kusurunu anlar, istiğfar eder, ısrar etmez.
“Emir, emirdir.” Emirler doğaları gereği nihai ve kategoriktir; konunun bu kadar az düşünülmesinin nedeni bu olabilir. Emirler, gerekli oldukları için bize doğal görünürler ve biz onları her zaman var ölmüş bir şey olarak kabul ederiz. Çocukluktan itibaren emirlere alışığızdır, emirler bizim eğitim dediğimiz şeyin önemli bir kısmını oluşturur ve ister iş ya da savaş, isterse din alanında olsun erişkin hayatımızın bütününe nüfuz etmiştir. Bu yüzden emrin gerçekte ne olduğu sorusu neredeyse hiç sorulmamıştır: Göründüğü kadar basit midir; yoksa normal olarak hedefini, yani boyun eğdirmeyi gerçekleştirmesindeki kolaylık ve çabukluğa rağmen, itaat eden kimsede aslında, düşmanca hisler mi uyandırır?
Zihin vücuda emir verir ve o itaat eder. Zihin kendini düzenler ve direnişle karşılaşır.
Reklam
Tevbe Sûresi 31.Âyeti Kerîmesi Taberi Tefsiri.
31- "Onlar, hahamlarını, papazlarını ve Meryem oğlu İsa Mesih'i, Allâh'tan başka RAB'ler edindiler. Halbuki onlar, ancak bir olan ve kendisin­den başka ilah olmayan Allâh'a ibadet etmekle emrolunmuşlardi. Allâh, on­ların koştukları ortaklardan münezzehtir." Yahudiler hahamlarını, Hıristiyanlar da papazlarını RAB'ler edindiler. Bu din
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.