Ömrümü zaman ayıramayacağınız işlerle geçirdim. Dolayısıyla sizin önemsemediğiniz işler için de benim zamanım kalmadı. Böyle böyle birbirimizi önemsememeyi öğrendik. İnsanlardan en çok çocukları hayvanlardan da atları sevdim. Ve çocuklar hariç sevmediğim hayvanları bile çoğunuzdan yakın buldum kendime. İnsanları sevemedim tabi kimse bunu mesele yapmadı. Hepinize karşı tektim ve elbette şansım çok azdı. Ben bu savaşı altı yedi yaşlarımda kaybettim. Yapacak bir şey yoktu, kitaplara sarıldım...
Yalanı nasıl sevmediğimi, ondan nasıl nefret ettiğimi bilirsiniz —başkalarından iyi bir adam olduğum için değil, beni üzdüğü için. Bir ölüm tadı, bir ölümlülük lekesi vardır yalanda —bunlar da dünyada en sevmediğim, en nefret ettiğim, en unutmak istediğim şeylerdir. Beni kötü yapıyor, hasta ediyor yalan —çürük bir şey ısırmışım gibi.
Reklam
Yalnız bir şeye dayanmak artık benim için mümkün değil. Her şeyi kafamda yalnız başıma saklayamayacağım. Söylemek bir şeyler, birçok şeyler anlatmak istiyorum... kime?... şu koskocaman dünyada benim kadar yapayalnız dolaşan bir insan daha var mı acaba? Kime, ne anlatabilirim? On senden beri hiç kimseye bir şey söylediğimi hatırlamıyorum. Boşuna yere herkesten kaçmış, boş yere bütün insanları kendimden uzaklaştırmışım ama bundan sonra başka türlü yapabilir miyim? Artık hiçbir şeyin değişmesine imkan yok. Lüzum da yok. Demek böyle olması icap ediyormuş. Yalnız söyleyebilsem... bir kişiye olsun içimdekileri dökebilsem... bunu sahiden istesem bile artık böyle bir insan bulmama imkan yok... bende arayacak hal kalmadı... kalasa da aramam... zaten bu defteri neden aldım? Küçük bir ümidim olsa, dünyada en sevmediğim bu yazmak işine kalkışır mıydım... şimdi eski ve belki de rahat hayatım devam edecekti.
En sevmediğim şey.
"Ne gariptir ki, en umulmadık yerde bile kendisine zorla onu hatırlatıyorlardı."
Sayfa 134Kitabı okudu
"Mademoiselle Albertine gitti!" Istırap insan psikolojisine psikoloji biliminden çok daha derinlemesine nüfuz eder. Daha bir dakika önce, hislerimi tahlil ederken, Albertine'le son bir kez görüşmeden, bu şekilde ayrılmanın en çok istediğim şey olduğuna kanaat getirmiş, Albertine'in bana verdiği hazların vasatlığıyla beni mahrum ettiği hazların bolluğunu karşılaştırıp kendimi çok zeki bulmuş, onu artık görmek istemediğim, sevmediğim sonucuna varmıştım. Oysa, "Mademoiselle Albertine gitti" sözleri kalbime öyle bir acı saplamıştır ki, bu acıya pek uzun süre dayanamayacağımı hissediyordum. Benim nazarımda bir hiç olduğunu zannettiğim şey, demek ki aslında bütün hayatım, her şeyimdi. İnsan kendini ne kadar az tanıyor!
"Bir ölüm rengi, bir fanilik tadı vardır yalanlarda; en sevmediğim, en nefret ettiğim şeydir dünyada... unutmaya çalıştığımdır. Sanki çürük bir şey ısırmışım gibi, beni hasta ve kötü yapıyor. Yaradılış işte ."
Reklam
326 öğeden 271 ile 280 arasındakiler gösteriliyor.