Ben senin en çok sesini sevdim
Buğulu çoğu zaman, taze bir ekmek gibi
Önce aşka çağıran, sonra dinlendiren
Bana her zaman dost, her zaman sevgili
Ben senin en çok ellerini sevdim
Bir pınar serinliğinde, küçücük ve ak pak
Nice güzellikler gördüm yeryüzünde
En güzeli bir sabah ellerinle uyanmak
Ben senin en çok gözlerini sevdim
Kâh çocukça mavi, kâh inadina yeşil
Aydınlıklar, esenlikler, mutluluklar
Hiçbiri gözlerin kadar anlamlı değil
İmkânsiz olan şeyler vardir bilirsin
Yaşlanmamak gibi, ölmemek gibi
Ve seni sevmemek çigan gözlüm
Mümkün değil ki
Çıkarıp atamam içimden
Neyleyim yer etmişşin bir kere
Ne zaman elime bir kâgıt alsam
Siner güzelligin kelimelere
Yumsam gözlerimi seni seyrederim
Devamı bir musiki kulaklarimda sesin
Mevsimler senile başlar, senile biter
Yıl on iki ay benimlesin
Bazen sana hayat vermeyen
Herhangi bir şey veya herhangi birinin
Senin için çok az olduğunu öğrenmek için
Karanlık ve yalnızlığının tatlı hapsine ihtiyacın vardır.
•David Whyte
İlişki yönetmek bir sanattır, en az kendinizi tanımak kadar önemli bir sanat. İlişkiler nerede başlar derseniz kendinizi tanıdığınız noktada başlar diyebilirim.
Hayatımın doruk noktasıydı bu. Daha önce ya da sonra hiç o kadar mutlu olmadım. O zamandan beri olup bitenler onun bana o zaman verdiklerini asla silemez.
Kendin olarak var olmana önem verildiğini hissetmek sağlıklı ilişkinin vazgeçilmezidir. Birinin eksiğini, ihtiyacını karşılamak için değil, yaşam dansı için berabersiniz. Zamanla müziğin türü ve ritmi değişir ama dans daha derin bir anlam kazanarak devam eder.
İki kalp arasında en kısa yol:
Birbirine uzanmış ve zaman zaman
Ancak parmak uçlarıyla değebilen
İki kol.
Merdivenlerin oraya koşuyorum,
Beklemek gövde kazanması zamanın;
Çok erken gelmişim seni bulamıyorum,
Bir şeyin provası yapılıyor sanki.
Kuşlar toplanmışlar göçüyorlar
Keşke yalnız bunun için sevseydim seni.