Özlemek, kendini hiç kimseyle paylaşamamak, hayatının bir bölümünü başka biriyle geçirmiş olan 'eski ben'e kavuşmak istemekten başka bir şey değil.Özlenen kişi ise etkisiz eleman burada. kısacası özlemek, kendi sevmenin arapsaçı.
Sevmek, güzel birine aşık olmak değil, kişide bilmediğin bir zamanın, beklenmedik bir anında kendini bulmaktır.
Kolay elde edilmiş bir saadet mi yoksa insanı yücelten ızdırap mı daha iyidir? Evet hangisi daha iyi?
Sayfa 177 - İş Kültür
Okur Takip Önerileri
Ne kadar uzakta olursan ol; en fazla gözüm
görmez, kokunu duyamam. Sırf bu yüzden daha
çok özlerim, daha çok gelirsin aklıma, daha bi
başka türlü severim seni. Anlayacağın senden
vazgeçmem mümkün değil.
Bir gün bile mümkün değil, bir an bile degil!
Nasıl sevdiğim konusunda en ufak bir fikrin bile
yok, öyle böyle değil.
Sen benim en kıymetlimsin…
Olaylar nasıl gelişirse öyle yaşıyoruz, önceden uyarılmaksızın, rolünü ezberlemeden sahneye çıkan bir tiyatro oyuncusu gibi.
Birisi
Bir şey var aramızda
Senin bakışından belli
Benim yanan yüzümden.
Dalıveriyoruz arada bir
İkimiz de aynı şeyi düşünüyoruz belki,
Gülüşerek başlıyoruz söze.
Bir şey var aramızda.
Onu buldukça kaybediyoruz isteyerek.
Fakat ne kadar saklasak nafile
Bir şey var aramızda,
Senin gözlerinde ışıldıyor.
Benim dilimin ucunda.
Nahit Ulvi Akgün
Sadece bedenleri, şekilleri, görüntüleri sevenlere ne yazık. Ölüm her şeyi yok edecek.
Ruhları sevmeyi deneyin.
Victor Hugo
.confused
İnsanın içinde birbiriyle çelişir gibi duran farklı özlemler vardır. İnsan bir yandan stabil bir aşk ilişkisine ihtiyaç duyarken, diğer yandan bağımsız bir yaşam farklı ilişkiler ve özgürlük de ister.
Hazzın değil acı çekmemenin peşindedir akıllı insan yada akıllı insan hazzı değil acı çekmemeyi hedefler.
Arada bir mektuplar üstüne konuşurduk hatırlıyor musun? Mektup yazılan zamanlarla şimdiki zaman arasindaki ruh halini didiklediğimiz, geceler boyu süren o sohbetlerimiz. Meraklıydın bu konuya. Hatta nasıl söylesem, bir takıntı gibiydi senin için mektuplar. Konudan konuya atlamamak icin "takıntı" kelimesinin üstünde durmayacağım. Keşke sinir olduğun bu kelime yüzünden şimdi kavga edebilsek. Ama artık olanaksız.
Duygusal olarak ihmal edilen bireyler genellikle yüzeyde normal görünürler ancak çoğu zaman temellerindeki yapısal bozukluklardan habersizdirler. Ayrıca çocukluğun oynadığı rol
ile ilgili hiçbir fikirleri yoktur. Onun yerine hayatta karşılaştıkları güçlükler ne olursa olsun, kendilerini suçlamaya eğilimlidirler.
Sayfa 109 - Sola Unitas
