En eski edebiyattan en yenisine kadar , her dilde , şiirin konusu eş değil , sevgilidir. Hayaller ve simgeler , hep sevgilinin süzgün gözleri ve karanlık kirpikleri etrafında , pervaneler gibi uçuşur.
“Çeklerin dili Polonyalıların ve eski ortakları Slovakların diline çok yakındır; o kadar ki her birinden gelen üç filozof, üç hukukçu, üç diplomat dahi tercümesiz her ayrıntıyı tartışabilir; lügat kullanmadan kitaplar okunabilir..
İmparatorluk zamanında Prag, Brno (Brun) ve Karlovy Vary'ye (Karlsbad) giden büyüklerimiz; Çek mühendis ve işadamlarının, hekimlerin iki-üç dil bildiğini, Alman Avusturyalıların Fransızca bile konuşamadığını söylerler..
Prag'daki üniversite iki dilde eğitim yapardı, ortak dil ise tabii ki Latinceydi. Çeklerin çoğunun soyadı Almancadır. Ama mesela Viyanalıların da birçoğu Çek soyadı taşır…”
Anne veya babayı ya da çok eski bir arkadaşı kaybetmek çoğu kez geçmişi kaybetmektir: ölen kişi çok eski dönemlerin değerli olaylarının yaşayan tek tanığı olabilir. Ama bir çocuğu kaybetmek geleceği kaybetmektir: kaybedilen, kişinin yaşam projesinin ta kendisidir ne için yaşadığı, gelecekte kendini nasıl tasarladığı, ölümü aşmayı nasıl umut edebileceğidir (insanın çocuğu aslında onun ölümsüzlük projesidir). Bu durumda, mesleki dilde, anne babanın kaybı ”obje" kaybı” (”obje” insanın iç dünyasının oluşumunda etkili bir rol oynamış olan kişidir) iken çocuğun kaybı ”proje" kaybıdır (yaşamın yalnızca nedenini değil nasılım da ortaya koyan belli başlı , düzenleyici yaşam prensibinin kaybı). Bu durumda çocuk kaybının katlanılması en güç kayıp olmasına, birçok anne babanın beş yıl sonra hâlâ yas tutuyor olmasına, bazılarının hiç bir zaman kendilerine gelmemesine şaşmamak gerekir.
"En eski edebiyattan en yenisine kadar, her dilde şiirin konusu eş değil sevgilidir, hayaller ve istiareler hep sevgilinin süzgün gözleri ve karanlık kirpikleri etrafında pervaneler gibi uçuşur."
§
"Yeni alternatif ve gerçekçi düşünceler oluşturmak, size yeni bir dilde yazı yazmak gibi görünebilir. Her yeni dilde olduğu gibi yeni düşünceler de size garip ve 'kısmen' inandırıcı gelebilir.
Otomatik düşünceleriniz ana diliniz gibi akıcı olurken, yeni düşüncelerin ortaya çıkması çok fazla çaba gerektirir. Büyük ihtimalle yeni düşüncelere 'kafanızda' inanırsınız ancak eski otomatik düşüncelere kadar hayatınıza uyumlu olduğunu hissetmezsiniz."
§