bugünkü ahlâk bunalımından sorumlu olanlar; birinci derecede, yeni ahlâkı oluşturmağa ve yaymağa çalışmayan düşünürler, ikinci derecede de eski ahlâkı zorla yaşatmaya çalışan tutucu güçlerdir.
İrlanda ve İskoçya'da sıkı sıkıya uygulanan fosterage adeti, asil soydan gelen çocukların, onları yetiştiren ve eğiten başka bir aileye emanet edilmesini gerektiriyordu. Bunun sonucu olarak çocukla yeni aile arasında, doğduğu aileyle olan bağlardan daha güçlü manevi ve duygusal bağlar kurulurdu. Aynı adet, en azından "dayı fosterage"ı biçimiyle Kıta Avrupası'nda da vardı. Asilzade esas olarak dayının temsil ettiği annesinin ailesine emanet edilir ve çocuk orada daha sonra da muhafaza edeceği "besleme" (Eski Fransızcada nourri sözcüğünün anlamı gıdayla sınırlı değildi) konumunda bulunurdu.
Reklam
Nevrotik kişinin bir diğer ilginç özelliği, aynı hataları art arda yineleme eğilimidir. Örneğin kendi ihtiyaçlarını bir yana iterek davranışlarını hoşlandığı erkeğin beklentilerine göre ayarlayan bir kadın bir süre sonra bu erkeği yitirebilir. Çünkü giderek egemenlik kurma eğilimine dönüşen tutumu erkeğin özgürlüğünü özlemesine neden olabilir.
Ejderhanın İlahisi Türküsü dökülürken ağzından, göklerin yağmuru, gözyaşı gibi, işitin bilgeyi, yılların ve Ejderha Mızrağı'nın Yüce Söylenceleri'nden unutulmuş öykülerin tozunu temizlerken. Çünkü hatıraların ve sözün ötesindeki derin çağlarda dünyanın o ilk nazarında üç ay, yükselirken ormanın bağrından ejderhalar, korkunç ve kocaman,
Yeni düzene göre, insanın becerilerini geliştirmek için harcadığı onca zaman, insana mevki ve belirli haklar yani maddi anlamda bir değer kazandırmaz; artık, zamanla ilgili olumlu yorumların, kurumların kıdemlilik kuralları yüzünden donup kaldığı, eski bürokratik sisteme ait bir kalıntı olduğu düşünülüyor. Yeni rejim, kişinin anlık kapasitesine yoğunlaşır.
Sayfa 108 - Ayrıntı Yayınları
İslam sanatı, yenilgiye uğrattığı Bizans sanatına şaşılacak bir biçimde boyun eğdi. Nitekim Osmanlıların, Küçük Asya'da, Avrupa yakasında ve çok geçme­den imparatorluklarının her yanında, Ayasofya'nın küçük ve büyük kopyalarını çoğaltıp durdukları söylenebilir. İslam, yenilgiye uğrattığı eski uygarlığa ve öz­gür düşünceli altın çağında, inançlarına saygı duyduğu ve kendine kattığı bütün halklara, yeni bir yaşam kazandırabilen manevi bir maya olmuştu. Ama on altıncı yüzyıldan on sekizinci yüzyıla kadar bitkinleşmiş, yeni yaratışlar ortaya koyamaz hale gelmiş, kendini kopya edip durmuş ve daha önce egemenliği altına aldığı kültürü taklit etmeye koyulmuştu.
Sayfa 238 - PdfKitabı okudu
Reklam
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.