"Şu an beni yönlendirecek bir parçacık ışık dahi yok neredeyse. Kibirli inkârcılığıma, dikkafalılığıma, aşağılık kendimi beğenmişliğime, körlüğüme lanet ediyorum, ama artık çok geç. Şu an derli toplu yazıp konuşamıyorum. Allak bullak vaziyetteyim."
Aşka lanet eder, unutmaya çalışır, acıyı öldürebilmek için aşkıda öldürmeye uğraşırsınız.
Ve " unuttukça bir şeyler eksilir" sizden.
Acıdan kurtulabilmek için " eksilmeye" bile razı gelirsiniz.
"Kanunlar doğru oldukları için değil, kanun oldukları için yürürlükte kalırlar. Kendilerini dinletmeleri akıldışı bir güçten gelir, başka bir şeyden değil. Mistik olmak işlerine gelir. Kanunları koyanlar da çok kez budala ya da eşitlik korkusuyla haksızlığa düşen kimselerdir. Nasıl olursa olsunlar, insandırlar nihayet, her yaptıkları şey ister istemez sudan ve değişkendir. Kanunlardan daha çok, daha ağır, daha geniş haksızlıklara yol açan ne vardır?"
"Diyeceksiniz ki onlara yalnız kötü taraflarımızı anlatırız. Ama bu, her şeyi söylüyoruz demektir; çünkü iyi tarafımız da bütün günahlardan arınmış değildir."