Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Cahit Külebi
TEREKE Daha ben ölmeden paylaşın Sabrım zamanım karımın olsun İşte boş cüzdanım cebimde Oğullarıma kalsın. Dostlara bıraktım türküleri, Gözlerimi delikanlılara. Hayallerim hepsine yeter, Bolca dağıtılsın kızlara. Gövdemi şölen ettim böceklere, Mezarıma milyonlarca dolsun. Özgürlüğü duyardı saçlarım Bütün şairlere selâm olsun.
Sayfa 262
"Müsaadenle Ağaçsakal, dedi, "sana bir şey sorabilir miyim? Neden Celeborn bizi senin ormanına karşı uyardı? Bize bu ormana girme riskini göze almamamızı söyledi." "Hmm, öyle mi söyledi? diye guruldadı Ağaçsakal. "Ben de benzer bir şeyler söyler idim, eğer yolunuz diğer tarafa rast geliyor olsa idi. Laurelindörenan ormanlarına bulaşmayın sakın ha! Kadim zamanlarda elfler oraya böyle derdi, lakin artık ismi kısalttılar: Lothlörien diyorlar. Belki de haklıdırlar: Belki de orman soluyordur, serpilip gelişmiyordur. Şakıyan Altın Vadisi Topraklan idi, evvel zaman içinde. Şimdi Düşçiçeği. Ah pekala! Yine de garip bir mahal, dolaşılacak yerler değil. Sizin oradan çıkabilmiş olmanıza hayret ettim ama girebilmiş olduğunuzu işitmek daha da hayret verici: Uzun yıllardır yabancılar böyle bir şey yapmamıştı. Garip bir memlekettir." "Burası da öyle. Halklar burada felakete uğramıştır. Evet efendim, felakete uğramıştır. 'Laurelindörenan lindelorendor malinorne'lion ornemalin, diye mırıldandı kendi kendine. "Onlar orada dünyanın oldukça gerisinde kalıyorlar zannımca," dedi. "Ne bu memleket, ne de Altın Orman dışındaki herhangi bir şey Celeborn'un gençlik yıllarındaki gibidir. Yine de:" Taurelilomeatumbalemorna Tumbaletaurea Lömeanor* derler idi bir vakitler. Her şey farklılaştı ama yer yer hala aynı." *Çokgölgehormanderinkaravadi Pekormanlıkvadi Kasvetliülke." Ağaçsakal'ın bu sözü, aşağı yukarı "ormanın derinindeki açıklıklarda kara bir gölge var" anlamına geliyor."
Reklam
"Onu sadece görmekle yetindiğimde ne kadar mutluydum! Bana bakıyordu; bu olağanüstü bir şey değil miydi? Beni sever gibi görünüyordu. Bu kadarı yetmez miydi? Ne yapmak istedim ki? Bundan ötesi yoktu. Aptallık ettim. Benim hatam."
Sayfa 4 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, 2.CiltKitabı okuyor
içim içime sığmıyordu artık okyanusa koştum gecenin bir yarısı sana olan aşkımı itiraf ettim sulara sözlerim bittiğinde şekere döndü denizin tuzu
İmam şafi'den şöyle bir söz nakledilir:" sufilerle sohbet ettim. Onlardan duyduğum şu iki sözden oldukça faydalandım. Zaman kılıç gibidir sen onu kesmezsen o seni keser. Nefsini de Hak'la meşgul etmezsen o seni batıla (yanlış, boş, gerçeği olmayan, hikmetsiz işler vb.) meşgul eder.
"Yirmi beş yıldır kımıltısızca durduğum yerden birden hareket ettim, yürümeye başladım cher ami; bu gidişim nereye bilmiyorum; ama artık hareket ettim..."
Reklam
Bana bir gün hamamda bir parça kil verdiler. Kile ne hoş kokuyorsun, dedim... Ben bir kilim fakat gülle bir süre arkadaşlık ettim. Bu güzel koku o sohbetin yadigarıdır, yoksa bende ne renk var ne de koku, dedi.
Bilincim yerli yerinde, alay ettim kendimle; çok acı ve mantıklı konuştum, gözyaşlarımı tutmak için sımsıkı yumdum gözlerimi.
Büyük bir âlim; aynı zamanda başarılı bir tüccar olan, onbinlerce talebesinin bütün masraflarını üstlenmiş bulunan Ebu Hanife Hazretlerine, kumaş yüklü iki geminin tamamen yandığı haberi gelir. O “Elhamdülillah” der. Sonrasında haberin yanlış olduğu söylenir. O yine “Elhamdülillah” der. Bu tavrının hikmeti sorulduğunda şöyle cevap verir: “Geminin battığı haberi geldiğinde kalbimi yokladım. Dünya malını kaybetmiş olmaktan dolayı en küçük bir üzüntü yoktu. Bu sebeple Allah’a hamd ettim. Batan geminin benim ki olmadığı haberi gelince yine kalbimi yokladım. Kalbimde en ufak bir sevinç yoktu. Kalbimi bu halde tutan Allah’a yeniden hamd ettim.”
Sayfa 262Kitabı okudu
Çılgınlık ettim de ne oldu, yok ettim halkımı.
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.