Bir kız çocuğundan beklenenle kadından beklenen…
“Uslu dur; pürüz çıkarma; fazla derin düşünme; büyük düşüncelerin olmasın; sadece düşük bir profili sürdür; karbon kopya gibi ol; nazik ol; hoşlanmasan da, uymasa da, doğru büyüklükte olmasa da, incitse de ‘evet’ de” …. değerler sistemine uymak, ruhsal bağlantının aşın düzeyde kaybına neden olur. Toplumsal yakın-lıklan ya da etkilenmeleri bir kenara bırakarak, vahşi ruhumuz ve yaratıcı tinimiz yaranna yapmamız gereken, herhangi bir toplulukla kaynaşmamak, kendimizi bizi çevreleyenlerden ayırarak onlarla aramızda bizim seçimlerimiz doğrultusunda köprüler kurmaktır. Hangi köprülerin güçlü olacağına ve rahat geçileceğine, hangilerinin eksik ve boş kalacağına biz karar veririz. İlişki kurmayı uygun gördüğümüz topluluklar, ruhsal ve yaratıcı hayatımız için en büyük desteği verenler olacak-
Ayrıntı Yayınları
Müzeyyen Abla’nın o samimi sesi. “Bir ihtimal daha var, o da ölmek mi dersin." Yine buruk bir mutluluk duygusu, yine derinlerde uyanan o mahcubiyet.Evet mahcubiyet, neden derseniz bilmiyorum.
Reklam
Rachel Filistin meselesine dair birçok şeyi anlamıştı aslında, ama bir türlü anlayamadığı, anlamlandıramadığı bir şey vardı kafasına takılan ve ona durmadan neden diye bağıran; 'Portakal bahçeleri Evet, mis kokulu portakal bahçeleri. Neden tahrip edilirdi ki portakal bahçeleri? Bir insanın ne alıp veremediği olabilirdi; toprakla, ağaçla ya da bir bahçeyle? İsmet Özel ne kadar sarsıcı anlatmıştı oysa; Bu bozulmuş yeminlerin bayrakları altında / Olacak şey mi duymak portakal bahçelerini / Mermiler araya girmeden anlayabilir miyiz artık... Bir çocuğa kurşun sıkmanın ve mis kokulu portakal bahçelerini tahrip etmenin tek bir cevabı olabilirdi; "Mi dam umi eza Nakim lanu geza"
Rachel Corrie, Siyonist buldozerlerin altında ezilmeye çalışılan ruhu Filistinli bir şahsiyet..
Bir şey yaparsak, o şeyi neden yaptığımızı derinlemesine düşünmemeliyiz, diyor Oehler, çünkü o zaman birdenbire bizim için bir şey yapmak olanaksızlaşır. Yaptığımızı, düşüncemizin nesnesi haline getiremeyiz, çünkü o zaman önce ölümcül kuşkuya kapılırız, sonunda da ölümcül umutsuzluğa.
Bak, senin mutlu olmadığını düşündükçe benim ta şuramdan, ciğerimin ta ortasından bir acı şeyin aktığını hissetmiyor musun? O küçük odada senin bütün gizlenmiş dertlerini içine almaya yetecek kadar geniş bir yer bulurdun. Neden gizli ağlıyorsun? Mademki senin ağlanacak seyin var, niçin birlikte ağlamayalım? Evet ne olur, ara sıra kalbinin üzerinde bir ağır yük hissedip de onu atmaya muhtaç olduğun zamanlar odama uğrasan ne olur?"
Sayfa 158 - Can Yayınları - 12. baskıKitabı okudu
İnsan Davranışı ve Evrim
Benim kendi görüşüm, insan davranışının evrimi konusundaki sonuçların, en az insan olmayan hayvan çalışmalarında kullanılan kadar katı araştırmalara dayanması gerektiğidir. Eğer hayvan-davranışları dergilerini okursanız, bu şartın çıtayı oldukça yükseğe koyduğunu göreceksiniz, bu durumda evrimsel psikoloji konusundaki birçok sav iz bırakmadan çöker. Öyle ise kendimizi evrimin tellerinde dans eden kuklalar olarak görmek için hiçbir neden yoktur. Evet, davranışlarımızın belli kısımları genetik olarak şifrelenmiş, savana yaşamlı atalarımızda doğal seçilim yoluyla yavaş yavaş işlenmiş olabilir. Fakat genler kader değildir. Bütün genetikçilerin bildiği, ancak bilim insanı olmayanların bilincine işlememiş görünen bir ders “genetiğin” anlamının “değişmezlik” olmadığıdır. Her türlü çevresel faktör genlerin ifadesini etkileyebilir.
Sayfa 230
Reklam
1.000 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.