Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Kuldan Hakk'a yükselen ibadet, taat, istifâr ve zikirlere genel olarak "evrad-ü ezkâr" denildiği gibi, Hak'tan kuluna lutfedilen ihsanlara da umûmiyetle "vâridât-ı ilâhiyye" denilmiştir.
Sayfa 55
Ecri Yüksek Dua-2
“Lâ ilâhe illallâhü, vahdehü lâ şerîkeleh, lehü’l-mülkü ve lehül-hamdü ve hüve alâ külli şeyin kadîr.” Ma‘nâsı “Allâh’tan başka İlâh yoktur, yalnız O vardır, O’nun eşi ve ortağı yoktur, mülk O’nundur, hamd O’nadır, O her şeye kâdirdir” derse, bu duâ o kimse için on köle âzâd etmek sevâbına muâdil olur ve ona yüz hasene yazılır, yüz musîbet de ondan mahvolunur (silinir). O gün içinde akşama erişinceye kadar şeytân şerrinden eminlik olur. Ve o kimsenin bu duâyı okumasından daha fazîletli hiçbir kimse evrâd ve ezkâr getiremez. Meğer ki bu duâyı ondan çok okumuş ola. (Tecrîd-i Sarîh, 12. c., 350. s.)
Reklam
"Her kim, bir günde yüz defa: 'Allah'tan başka yoktur tapacak... O'nun eşi ortağı yoktur. Mülk O'nundur; O övülür' derse, o kimse on köle azatlamışça(sına) mecûr olur (sevap işlemiş olur). Ve ona yüz sevap yazılır; yüz günahı da bağış- lanır (ve böylece o kişiye o gün zarfında şeytanın zararı dokunmaz).' "Her kim günde yüz kere: 'Allah'tan başka ilah yoktur. Hamt O'nundur. O her şeye kadirdir' derse bu dua o kimse için on köle azatlamak sevabına muadil olur ve ona yüz hasene yazılır; yüz musibet de ondan mahvolunur. O gün içinde şeytan şerrinden eminlik olur. Ve o kimsenin bu dua'yı okumasından daha faziletli hiçbir kimse evrâd ve ezkâr getiremez..." Görülüyor ki, Muhammed, köle sahiplerini, kölelerini azat etmeyip muhafaza etme kolaylığına kavuşturmak için kolay bir çözüm yolu bulmuştur ki, o da, Tanrı'ya yukarıdaki şekilde günde yüz kere dua etmek, bol bol övgüler yağdırmaktır.
Derviş gel nâr-ı işka yan Envar-ı tevhide boyan Esrar-ı ezkâr ile kan Allah de gafletden uyan Kâmil olur din ü îmân Allah Vâhid Ehad Samed Halka-yi Pir-i Geylani
Mevlana Halid Hazretlerinden hilafet alan Şeyh Abdülvehhabi Sunusi'den ibret almalıdır. Öyle ki, Şeyh Abdulvahhab Sunûsî Mevlana Halid Hazretlerinden evrad, ezkar ve murakabenin tamamını muhabbetle aldıktan sonra Mevlana Hazretleri onu irşad için İslambol'a gönderdiğinde o bütün hal ve hal ilimlerini kendinde toplamıştı. Fakat İslambol'a girince ne zaman ki ona tabi olanlar, sultan ve vezirler toplandılar, şeytan ve nefs-i emmare onun kalbine girince ondaki hal ilmi zail oldu ve kal ilmi ve kibri emreden nefs-i emmare sahibi olarak kaldı. O zaman da hal ilmini kaybettiği için Mevlana Halid Hazretleri onu sadatın emriyle tarikatten tard etti.
Afyon Hapishanesi’nde Üstad’ın bulunduğu koğuşa gittiğimizde arı kovanı gibi seslerin geldiğini duyardık. Bu sesler onun evrad, ezkar dua ve niyaz sesleri idi. Gecenin hangi saatinde baksak ışığının yandığını görür, zikir sesleri işitirdik.” Bayram Yüksel
Reklam
Her çağın bir Âsiyesi,bir Meryemi ve Âişesi vardır. Onlar evlerinin duvarlarını ressamların fırçasından çıkan tablolarla değil,evrâd-u ezkar ile süsler. Yüreklerini psikologlar değil,namaz teskin eder. Çocuklarını popüler kültür değil,vahiy terbiye eder..
Nuri Bey metin bir müslümandır. Beş vakit namaz, oruç, her gün tilâveti Kur'an evrad ve ezkâr... Baha Bey inadına onun zıttı ve koyu bir materyalist. Berikine göre din ve maneviyat tamamiyle vehim ve hayaldir. Namaz ve niyaz hayatta zait ve lüzumsuzdur. Nuri Beyce ise dinsiz ve amelsiz insan hayvan seviyesini aşamamış bir meşe yosunudur.
Sayfa 51 - Kubbealtı Akademisi Kültür ve Sanat VakfıKitabı okudu
. * Yakup Cemal Özkan Bediüzzaman Hazretleri ekmeğini kendi yaparmış, babam bunu gördüğünü bize anlatırdı. Nasıl bir fırında yaptığını bilemiyoruz artık. ‘Ekmek elimde taş gibi ama ağzımda ipek gibi olurdu’ diye anlatırdı. * Gece yarısı kuvvetli bir şekilde dış kapı vurulmaya başladı. Biz apar topar korkarak (çocuklar o zaman küçüktü) uyandık. Eşim Yusuf Özkan hemen kalkarak hızlıca sokak kapısına bakmaya gitti. Tabii hepimiz merak içersinde acaba ne oldu diye endişe ediyoruz. Kayınpederim de uyanmıştı. Ama bizdeki endişe onda yoktu. Eşime “Yusuf’um korkma. Üstadım geldi. Kapıyı kilitlememişsiniz onu haber verdi” dedi. Eşim kapıya gidip baktı ve hakikaten de gece kapıyı kilitlemeyi unutmuşuz. ** sabah namazı vaktinde evrad-u ezkar okurken Üstad’ın yanına varmışlar. İçeri girdiklerinde, Üstad hafifçe sağına dönüp onlara baktığında, Yakup Cemal, Üstad’ı beyaz cübbeli ve beyaz sakallı olarak görür. İçinden “Hocanın sakalsız olduğunu söylemişlerdi” diye geçirir. Tekrar baktığında ise normal haliyle görür Üstad’ı. Tanışma faslından sonra Üstad, Yakup Özkan’ın Kuleönü’nde demiryollarında çalıştığını öğrenir ve “Ruhumun tayaranında, bir tarafım hep Kuleönü’ne çekiyordu, demek ki orada sen vardın Yakup kardeşim” der ve onu talebeliğe kabul eder
Nesil Yayınları 1.baskı
DERÛNUN DERDİNİ HER YERDE AÇMA
Derûnun derdini her yerde açma Sabr eyle bu yolda olmagıl ilhâh Gizle esrarını meydâna saçma Her yerde açılıp olma sen şerrâh Râh-ı müstakimi bırakma elden Evradı ezkârı terk etme dilden Sıdk ile kulluk et cân u gönülden
30 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.