Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Hakların cinsiyetsiz olacağı “insan” olma hakkı olan günlere...
Dünya Emekçi Kadınlar Günü olarak tarihe geçmiş 8 Mart'ın hikayesi aslında insan hakları temelinde kadınların sosyal bilinçleri için savaşarak kazandığı bir mücadeleyi esas alan bir hikayeye dayanıyor. 1975'te Birleşmiş Milletler tarafından kutlanan Dünya Kadınlar Günü 1977 tarihinde ise resmiyet kazandı. Peki, Kadınlar Günü ne zaman
Bütün Avrupa Yahudileri gettolara toplanacak, oradan Polonya'daki imha kamplarına gönderileceklerdi. Bu kamplar Belzek, Treblinka, Wolzek kamplarıydı. Bunlardan da büyüğü Auschwitz Kampı'ydı. Fakat bu kamplar yalnızca yok etme işini görmüyorlardı. Buralardaki tutsaklar günde 600 kalorilik yiyecekle (Buchenwald Kampı'nda) fabrika işçisi olarak çalıştırılıyorlardı. Kamplarda ya da bitişiklerinde SS'in kurduğu silah ve cephane fabrikaları vardı. Oralarda çalıştırılıyorlar, işe yaramaz duruma gelince yok ediliyorlardı.
Sayfa 246 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, 11. Basım, Eylül 2014, İstanbulKitabı okudu
Reklam
Manufacturing Consent (Rıza İmalatı) başlıklı kitabında Burawoy işgücü içinde patronla işbirliğine yatkınlığın ne denli derinlere işlemiş olduğunu örnekler; ama bu ruh durumu, sözgelişi işin temposu konusunda kapitalistin gücünün fabrika içinde aşırı bir müdahalesi karşısında çeşitli direniş "oyunları"na engel değildir. Yazar böylece Goldthorpe'un Britanya'da The Affluent Worker (Müreffeh İşçi) başlıklı derlemesinde İngiliz işçisi için ortaya koyduğu işbirlikçi işçi profilini Amerika'dan toplanan verilerle teyit etmiş olmaktadır.
Büyük ekonomik gelişme, milleti meydana getiren sosyal tabakalarda değişikliğe yol açar. Küçük sanatlar yavaş yavaş yok olduğu için işçi özel bir yaşantıya kavuşmanın fırsat ve imkanını da elden kaçırır. Bunun sonucu olarak işçi proleter olur. Böylece fabrika işçisi ortaya çıkar. Tabakanın en büyük özelliği hayatı boyunca kendine ayrıcalıklı bir imkan yaratabilme imkanından yoksun olmasıdır. Bu işçi kelimenin tam anlamıyla malsız ve mülksüz bir kimsedir. İhtiyarlık, bu işçiler için ölümden beterdir. İhtiyarlayan işçiye yaşıyor demek dahi yanlış olur.
Sayfa 268 - SonsuzKitabı okuyor
318 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
26 saatte okudu
Atanabilinirse memur belki.... Ama nerde...
"Devlet memuru demek acından ölmek demektir, ama bir bakıma da acından öle öle yaşamak demektir. Hepten ölmektense, acından öle öle yaşamak daha iyidir, evladım" Diyordu İlyas Efendi'nin babası Hilmi Efendi. Devletin kapısı en iyi ekmek kapısıdır. O kapıdan başka kapılarda sürünürsün diyordu.Sene 1971. Hala aynı zihniyet,aynı düşünce ve aynı Türkiye...Değişen birşey yok. Ekonomi kötü... Ama en azından kredi kartları var. Zor geçinen insanlar, memurlar, zenginler... Bir devlet dairesindeki küçük insanların hayatı... Muzaffer İzgü tam Türk sineması tadında hani İlyas Salman ile Şener Şen ın oynadığı "Dolap Beygiri" filmi varya memurların yaşamı gibi bir kitaptı. Ama burada çalan çırpan yoktu. Geçinmeye çalışan gariban insanlar vardı. Film izler gibi okuyorsunuz dönemi... Dönemin zorluklarını, ekonomiyi aileleri. Eserde en kızdığım nokta; durumları olmadığı halde birşeyler içmek için paralarını çarçur etmeleri. Ben galiba bu içki olayını sevmiyorum onun dışında çok eğlenerek okudum. Süleyman bey, Yakup Bey, Dehri efendi, İlyâs ın göz koyduğu ulaşamadığı sevdası Remziye ve sonunda bir fabrika işçisi olan Hatice nin İlyasa yamamarak anası bacısı ve bir sürü çoçuğu ile bayağı kalabalık ama güzel diyaloglu bir eserdi. Aynı diyalogları şimdi de kuruyoruz. Ama kredi kartlarımızla... Eserin son 25- 30 sayfasını hızlı yazmiş daha detaylandırabilirdi. Sanki bunun dışında neden bu kadar az okunmuş anlamadım doğrusu. Kesinlikle tavsiye ediyorum.
İlyas Efendi
İlyas EfendiMuzaffer İzgü · Bilgi Yayınevi · 1995100 okunma
200 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
18 günde okudu
Romanya doğumlu yazar Herta Müller'in 1997 yılında okurla buluşturduğu romanı Keşke Bugün Kendimle Karşılaşmasaydım. Yazarın bilinç akışı tekniği ile kaleme aldığı eser 2009 Nobel Edebiyat Ödülü'ne layık görülmüş. Eserde temel olarak Faşizm şemsiyesi altında yaşayan bir toplumun içinde bulunduğu fiziksel ve psikolojik çöküntü, bir
Keşke Bugün Kendimle Karşılaşmasaydım
Keşke Bugün Kendimle KarşılaşmasaydımHerta Müller · Siren Yayınları · 2015461 okunma
Reklam
Bu (zorunlu) eğitim sistemi bütüncül değil, lineerdi. Medeniyetin ilk temellerinden itibaren, Aristoteles'in eğitim sistemlerinden Ortaçağ'ın Michelangelo gibi dahileri yetiştiren çıraklık sistemlerine kadar her yerde, eğitim herkesin eşit olduğu bir süreçti. Öğretmen, kılavuzluk ediyordu, çocuklarsa öğretme ve öğrenme işine aktif olarak katkı sağlıyorlardı. Hayatta olduğu gibi burada da, birbirinden kopuk değil, bütün halindelerdi. Fakat Alman filozoflar, iyi asker ve iyi fabrika işçisi yetiştirmek için -çünkü amaç buydu!- Öğrencilerin büyük resme bakmadan, onlara ne söylenirse onu yapan, bütüncül değil lineer düşünen kimseler haline getirilmesinin elzem olduğu hükmüne varmışlardı. Eleştirel düşünme yeteneği unutturulmalı, öğrenciler lineer düşünmek üzere eğitilmelilerdi.
Sayfa 89
"İslâm ruhunda ise, iş sahibi de işçisi gibi bir işçidir."
Verim, sadece maddî değil, ondan kopmaz bir şekilde mânevîdir de. Fabrika, işyeri, dükkân, mescidin bir uzantısıdır müslüman için. Kapitalizmin patronluk ruhu, onun için Tanrıya ortak koşmanın bir marjıdır. İslâm ruhunda ise, iş sahibi de işçisi gibi bir işçidir. Kârı sınırlı olacaktır. Kazancını israf edemez, istediği gibi tüketemez. Kazancı, mülkü, sermayesi, ona Allah'ın bir emanetidir. O, emanete ihanet etmez. Devletin veya Toplumun yetkili kurumlarının çizdiği genel ve dinamik ekonomi tablo ve perspektifinde, yararlı yerini alacaktır. Toplumun bütün kişileri gibi, ekonominin genel ilerleyiş rotasını izleyecek, temposuna uyacak, gidişine ayak uyduracaktır. Kendi çıkarını, Toplumun ve öbür kişilerin çıkarında görecektir. Toplumun genel çıkarını baltalayıcı davranışlardan kaçınacaktır. "Her şey Allah içindir." fikrinden bir an için ayrılmamaya çalışacaktır. Böylece, ekonomik yapı, dev bir ağ haline gelecektir. Bu ağ da kültür ağıyla bütünleşecektir. Kültürsüz ekonomi, ekonomisiz kültür düşünülemez. İnançsız, ahlâksız kültür ve ekonomi düşünülemediği gibi.
Sayfa 55 - Diriliş yayınları, 47. BaskıKitabı okudu
Geri137
567 öğeden 556 ile 567 arasındakiler gösteriliyor.