Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
200 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
18 günde okudu
Romanya doğumlu yazar Herta Müller'in 1997 yılında okurla buluşturduğu romanı Keşke Bugün Kendimle Karşılaşmasaydım. Yazarın bilinç akışı tekniği ile kaleme aldığı eser 2009 Nobel Edebiyat Ödülü'ne layık görülmüş. Eserde temel olarak Faşizm şemsiyesi altında yaşayan bir toplumun içinde bulunduğu fiziksel ve psikolojik çöküntü, bir
Keşke Bugün Kendimle Karşılaşmasaydım
Keşke Bugün Kendimle KarşılaşmasaydımHerta Müller · Siren Yayınları · 2015461 okunma
318 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
26 saatte okudu
Atanabilinirse memur belki.... Ama nerde...
"Devlet memuru demek acından ölmek demektir, ama bir bakıma da acından öle öle yaşamak demektir. Hepten ölmektense, acından öle öle yaşamak daha iyidir, evladım" Diyordu İlyas Efendi'nin babası Hilmi Efendi. Devletin kapısı en iyi ekmek kapısıdır. O kapıdan başka kapılarda sürünürsün diyordu.Sene 1971. Hala aynı zihniyet,aynı düşünce ve aynı Türkiye...Değişen birşey yok. Ekonomi kötü... Ama en azından kredi kartları var. Zor geçinen insanlar, memurlar, zenginler... Bir devlet dairesindeki küçük insanların hayatı... Muzaffer İzgü tam Türk sineması tadında hani İlyas Salman ile Şener Şen ın oynadığı "Dolap Beygiri" filmi varya memurların yaşamı gibi bir kitaptı. Ama burada çalan çırpan yoktu. Geçinmeye çalışan gariban insanlar vardı. Film izler gibi okuyorsunuz dönemi... Dönemin zorluklarını, ekonomiyi aileleri. Eserde en kızdığım nokta; durumları olmadığı halde birşeyler içmek için paralarını çarçur etmeleri. Ben galiba bu içki olayını sevmiyorum onun dışında çok eğlenerek okudum. Süleyman bey, Yakup Bey, Dehri efendi, İlyâs ın göz koyduğu ulaşamadığı sevdası Remziye ve sonunda bir fabrika işçisi olan Hatice nin İlyasa yamamarak anası bacısı ve bir sürü çoçuğu ile bayağı kalabalık ama güzel diyaloglu bir eserdi. Aynı diyalogları şimdi de kuruyoruz. Ama kredi kartlarımızla... Eserin son 25- 30 sayfasını hızlı yazmiş daha detaylandırabilirdi. Sanki bunun dışında neden bu kadar az okunmuş anlamadım doğrusu. Kesinlikle tavsiye ediyorum.
İlyas Efendi
İlyas EfendiMuzaffer İzgü · Bilgi Yayınevi · 1995100 okunma
Reklam
50 syf.
5/10 puan verdi
·
7 saatte okudu
Lyon'da Düğün
Kitap 3 hikayeden oluşmaktadır. 1. Hikaye: LYON'DA DÜĞÜN 2. Hikaye: İKİ YALNIZ İNSAN 3. Hikaye: WONDRAK Hikayeleri tek tek inceleyecek olursak: LYON'DA DÜĞÜN: Fransız Devrimi sırasında yaşanan kargaşa ve zulüm günlerinde kurşuna dizilmeyi bekleyen karşı devrimcilerin toplandığı hapishane tuhaf bir nikâha sahne olur. Bu nikahın
Lyon'da Düğün
Lyon'da DüğünStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202130,7bin okunma
308 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
·
5 günde okudu
Patti Smith, 1946 doğumlu bir şair, ressam ve rock yıldızı. Punk rock'ın vaftiz anası olarak biliniyormuş. Ben kitabı, hakkındaki iyi yorumlar üzerine aldım ve Patti Smith hakkında hiçbir bilgim yoktu. Ama Çoluk Çocuk, okuduğum en etkileyici ve ilham veren metinlerden biri oldu. Yoksul bir aileden gelen ve liseden sonra bir süre fabrika
Çoluk Çocuk
Çoluk ÇocukPatti Smith · Domingo Yayınevi · 20151,708 okunma
112 syf.
·
Puan vermedi
Görüşme, bir fabrika işçisi olan Vanek ile fabrika müdürü Sladek arasındaki bir görüşmeyi konu alıyor. Vanek, fabrikada yaşadığı sorunları müdürle paylaşmak istiyor, ancak müdür Vanek'i dinlemiyor ve onu görmezden geliyor. Bu görüşme, iki kişinin arasındaki güç dengesini ve iletişimsizlik sorununu gözler önüne seriyor. Kutlama, bir adamın doğum gününü kutlamak için bir araya gelen bir grup insanın hikayesini anlatıyor. Bu insanlar, birbirini tanımayan ve farklı sosyal sınıflara mensup kişilerden oluşuyor. Kutlama, bu insanların birbirleriyle tanışmasını ve birbirleriyle iletişim kurmasını sağlıyor. Ancak bu iletişim, zamanla çatışmalara yol açıyor. Çağrı, bir adamın bir mektup yazarak bir arkadaşına ulaşmaya çalışmasını konu alıyor. Adam, arkadaşından yardım istiyor, ancak arkadaşı ona cevap vermiyor. Bu mektup, iki kişinin arasındaki dostluk ve iletişimi sorguluyor. Üçlemenin ortak teması, iletişimsizlik ve güç dengesidir. Havel, bu üç oyunda, insanların birbirleriyle iletişim kurmakta zorlanmalarını ve bu iletişimsizlikten kaynaklanan çatışmaları anlatıyor. Ayrıca, güç dengesinin iletişimi nasıl etkilediğini de gösteriyor. Oyunlar, Havel'in politik görüşlerini yansıtması açısından da önemli. Havel, oyunlarında, totaliter rejimlerin baskıcı yapısını ve bu rejimlerin insanları nasıl susturduğunu eleştiriyor. Oyunlardan genel olarak keyif aldım. Havel, oyunlarında basit ama etkili bir dil kullanıyor. Oyunlar, düşündürücü ve eğlenceli. Oyunları okumanızı tavsiye ederim. Özellikle, siyasi tiyatroya ilgi duyuyorsanız, bu üçleme tam size göre.
Görüşme - Kutlama - Çağrı (3 Oyun)
Görüşme - Kutlama - Çağrı (3 Oyun)Václav Havel · Remzi Kitabevi · 199033 okunma
315 syf.
6/10 puan verdi
·
6 günde okudu
Duygusallıktan uzak kalmaya çalışarak yazmam gerektiğini en çok düşündüğüm bir inceleme olacak bu inceleme. Konu aşırı hassas ve Yahudi düşmanlığı (antisemitizm, sevmediğim ve yanlış kullanıldığını düşündüğüm bir kelime) ve komplo teorisi ile duygu sömürüsü gibi uç noktalara savrulmak çok kolay olan bir mevzu. Frank ailesi anne ve baba tarafından
Anne Frank Tagebuch
Anne Frank TagebuchAnne Frank · Fischer Taschenbuch Verlag · 20057,6bin okunma
Reklam
432 syf.
·
Puan vermedi
·
19 günde okudu
"Yeniden dirilen ruh öldürülemez"
Maksim Gorki'nin 1906 yılında sürgündeyken kaleme aldığı Ana, işçi sınıfının devrimci mücadelesini anlatan oldukça başarılı bir roman. Ana, bu mücadelenin en önemli savunucusu. Asıl adı Pelageya olan "Ana" fabrika işçisi oğlunun özgürlükçü ve eşitlikçi fikirlerine destek olan ve sonuna kadar arkasında duran karakterimiz.
Ana
AnaMaksim Gorki · Can Yayınları · 201928,5bin okunma
72 syf.
·
Puan vermedi
·
1 saatte okudu
Okuyanların yorumlarını bekliyorum:)
Tobias Horvarth yoksul ve geçimini hayat kadınlığından sağlayan ilgisiz bir annenin oğlu. Babasız ama her akşam farklı erkeklerin annesiyle olduğuna şahit olarak geçirir çocukluğunu. 12 yaşlarındayken öğreneceği bazı şeylerin üzerine evi terk eder, sınırı geçerek mülteci olarak farklı bir ülkeye adım atar. Burada yeni bir hayata başlar.
Dün
DünAgota Kristof · Yapı Kredi Yayınları · 20191,202 okunma
86 syf.
·
Puan vermedi
"Bozuldu aga bozuldu, dünya kökünden bozuldu. Üstüne bastığım toprak, ayaklarımın altından kayıyor sanki. Bugün dünü arıyoruz. Yarın da bugünü arayacağız." Orhan Kemal'den okuduğum ilk kitap oldu Küçücük - Çamaşırcının Kızı. Sanki iki saatlik bir Yeşilçam filmi izlemiş gibi hissiyata kapıldım okurken. Çamaşırcının kızı Ayten ve fabrika işçisi kadının oğlu Erol. Ayten, her ne kadar köyde yaşamasa da saf, çalışkan; Erol ise onun aksine kurnaz ve tembel. Ayten'in saflığına, aşka olan inancına üzülürken ;Erol'un tembelliğine, aptallığına ve kıymet bilmezliğine sinirleniyorsunuz okurken. Hayatın zorlukları, mücadele, yoksulluk, çaresizlik... Dönemin sosyal hayatına ışık tutan bir eser. Ayten ve Erol'un aşkı. Ayten'in yanlış yollara düşmesi, Erol'un burnunun dikine gidişi. Aslında konu bakımından günümüz Türkiyesiyle yakından ilgili bir roman. Geçim sıkıntısı, geçimini cinsellikle sağlayan bir kesim; Altındiş gibi herkesin arkasından iş çeviren, birbirlerine düşüren tipler ; Erol'un annesi gibi canını dişine takan ama değer göremeyen tipler ; Erol gibi bir baltaya sap olamayan, keko tipler... 86 sayfalık, Yeşilçam tadında, toplumcu gerçekçi kısa bir roman. Ne çok beğendim ne beğenmedim diyebilirim. Çerezlik bir öneri.
Küçücük
KüçücükOrhan Kemal · Everest Yayınları · 2021508 okunma
504 syf.
8/10 puan verdi
·
17 günde okudu
Martin Eden'i sakın bu yayınevinden okumayın!!!
Martin Eden, aşkın trajedilerine katlanmak uğruna kendini değiştiren (geliştiren) lerin hikayesi.. Aşktaki trajedi çoğunlukla toplumsal nedenlerden kaynaklıdır. Bu sebepler aşıklar arasındaki sınıfsal statü farklılıkları ve ya din ve mezheb ayrılıklarıdır. Bazen otoritelerin zorbalığı nedeniyle de bu trajedi yaşanmaktadır. Bazende bunlara bağlı
Martin Eden
Martin EdenJack London · İlgi Kültür Sanat Yayınları · 201790,3bin okunma
Reklam
50 syf.
8/10 puan verdi
—————————————————————————— Stefan Zweig bu kitabında üç tane kısa öyküye yer vermiş. Birincisi aynı zamanda kitabın ismi olan «Lyon’da Düğün», ikincisi «İki Yalnız İnsan» ve sonuncusu «Wondrak» adındaki öyküdür. Zweig, bu üç öyküde tema olarak bireysel veya kolektif kaderlerle kınanan haberler, tarihin zulmü, savaşın saçmalığı, insanların
Lyon'da Düğün
Lyon'da DüğünStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202130,7bin okunma
256 syf.
·
Puan vermedi
Öğrenci mi Fabrika işçisi mi?
Abdullah Reha Nazlı'nın okuduğum ikinci kitabı. İlki yanılgının icadı isimli kitabıydı ve kütüphanemde baş köşede duracaklardan birisi. Bir öğretmen adayı olarak bütün öğretmenlerin ve öğrenci velilerinin okuması gereken bir kitap olduğunu düşünüyorum. Çünkü aslında karnede yazan 1ler 3ler 5ler çocuğun ne kadar zeki olduğunu değil sisteme ne kadar uyabileceğini gösteren sayılardır. Bu yüzden öğretmenlerin biraz daha çağdaş bir şekilde insiyatif alabildiği kadar alarak eğitim sürecini yönetmeleri gerekir. Kitap; okulların kökenini, neden bir anda bu kadar önem kazandığını, amaçlarının ne olduğunu ve neden zorunlu hale geldiğini sade ve etkili biçimde anlatmış. Yazarın en sevdiğim özelliği ise yazdığı kitapların ele aldığı konulara giriş niteliği taşıması. İlk kez karşılaşacağınız karmaşık pedagojik veya tarihi ifadeler olmadan gayet akıcı ve anlaşılır biçimde konuyu ele alıyor ve konuyu daha çok araştırmak isteyenler için kitabın aralarında yararlandığı kaynak ve yazarlardan bahsediyor. Eğitimin tarihine meraklı herkesin kitaplığında bulunması gereken bir kitap.
The Sistem
The SistemAbdullah Reha Nazlı · Kamer Yayınları · 201897 okunma
160 syf.
9/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Bir fabrika işçisi olan Cemile ve aynı fabrikanın katibi olan Necati’nin aşkıyla beraber işçi hayatının, işçi sorunlarının bölgesel bir ağız kullanılarak anlatıldığı bir eser. Orhan Kemal’den alışık olduğumuz şekilde bu eserimizde de gelenek-göreneklere, aile hayatına, çıkar oyunlarına, maddi zorlukların insana neler yaptırabildiğine şahit oluyoruz. İşçi hayatının zorluklarına şahit olduğumuz gibi beş kuruş daha fazla kazanmak için insanların neler yapabileceğini, cahil kesimin kendi çıkarlarını elde etmek için ne kadar ileri gidebileceğini de görüyoruz. Orhan Kemal yine kalemi ile bizleri hikayenin içine alarak, sosyolojik durumlara çok boyutlu bir pencereden bakmamızı sağlamış. Kaleminize sağlık sayın Kemal, okumayı düşünen sevgili arkadaşlara öneririm.
Cemile
CemileOrhan Kemal · Everest Yayınları · 20173,855 okunma
536 syf.
7/10 puan verdi
·
5 günde okudu
İkinci dünya savaşı ekseninde geçen bir Nazım hikayesi
Nazım Hikmet’i yazmış Osman Balcıgil. Yine o titiz gazeteci geçmişiyle detayları ilmik ilmik anlatmış. Anlattığı kişi bir şair olunca kitapta sürekli bir şiir ve alıntılar tam bir edebiyat şöleni olmuş. Ben İkinci Dünya Savaşı deyince biraz daha savaşın kirli yüzünü işleyeceğini düşünürken, asıl iç savaşı, Nazım ve Yakup Kadri ve Ahmet Haşim ile atışmalarını, Nazım’a şiirini getirip tanışan Sabahattin Ali’yi, Nazım’ın aşkları Nüzhet ve Piraye’yi, annesi Celile’yi ve Nazım’a yoldaş olan Adanalı aşiret çocuğu olup fabrika işçisi olan Ömer ile İzmirli hukuk öğrencisi Leyla’nın hikayesini okuyoruz. Öyle ılık, samimi ve edebiyat dolu bir kitap olmuş ki bir sayfa daha okumamak için zor tutuyor insan kendini. Dönemin tüm detaylarını o kadar titizlikle veriyor ki tarih kitabı diye al koy rafa. Ama ben biraz tarihi vermeye çalışırken okuyucuyu sıktığını düşünüyorum çünkü kitabın sonuna geliyorsun ve hala bir olay bekliyorsun ya da çok önemli olaylar tarihi detaylar arasında önemsiz kalıp gözden kaçıyor. Yazar, kitabın asıl kahramanını romantik bir bakışla bayağı yüceltiyor. Onu hatalarından ve kusurlarından arınmış bir kişilik olarak sunuyor okuyucuya ama bu yazarın diğer kitaplarında da kullandığı bir yöntem. Ve dolu dolu biyografik tarihi romanda olay son 150 sayfada çözümleniyor. Yine bu da yazarın imzası olmuş diğer kitaplarında da aynı stili uygulamıştı.
Putlar Yıkılırken
Putlar YıkılırkenOsman Balcıgil · Destek Yayınları · 20201,085 okunma
84 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.