Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Kültür, "medeniyet"in etkili bir göstergesidir. Hıristiyanlığın bir kutsal gününün "sevgililer günü" diye Türk toplumuna mal ettirilmesi gibi. Bu arada bir yeni Türk üniversitesi İngiltere'nin, aralarında eskiden kalma rekabet olan iki ünlü üniversite kürek ekibini İstanbul'a getirerek yarıştırmıştı. Oysa bu hareketin Nijerya'da da yapılacak bir Galatasaray-Fenerbahçe maçından farkı olmasa gerek. Nijerya'dan kimse iki ezeli rakip GS ve FB'yi ülkelerine davet edip maç yaptırmazlar. Ama bizi Boğaziçi Üniversitesi iki ünlü İngiliz üniversite ekibini davet edip geleneksel rekabeti yaşatmak için yarıştırır. Demek ki "geleneksellik" bir şekilde kültürün içindedir. Bu geleneği kendinde bulamıyorsan başkasından ithal edersin.
3 Haziran 2004 tarihinde doğanlar hatırlamazlar, Alexsandro de Souza adlı bir futbolcu Brezilya'nın Cruzeiro takımından Fenerbahçe'ye transfer oldu. O tarihte ölen futbolseverler için talihsiz bir olaydı bu. Zira Alexsandro'yu namı diğer Alex'i sarı lacıvertli formayla izleyemeden göçüp gittiler.
Reklam
(...) Kalabalığın arasından çıkan bir adam elindeki kartviziti kapıdaki görevliye uzatır: "Şeyyy, bunu size vermemi istediler"... Daha önce uzattığı kartviziti okuduğu hiç kimseyi içeri almayan görevli, göz attığı kartvizitte klasik bir istekle karşılaşır: "Kart hamili yakınımdır, maça alınmasını rica ederim". Karşısındaki adamı kovmadan önce ne olur ,ne olmaz diyerek kartın arka yüzünü çeviren görevlinin gözleri, okuduğu isim karşısında fal taşı gibi açılır: "Beyefendi sizi Altan Erbulak mı gönderdi?" Bir arkadaşının eline kartvizitini vererek maça gönderen Altan Erbulak'tır. Görevli, "Siz lütfen içeri buyurun" diyerek ünlü sanatçının arkadaşını Basın ve Şeref Tribünü'nün kapısından içeri alır. Haliyle de, elinde bir kartvizit olduğu halde maça alınmayanlar homurdanır. Kapıdaki adam sert çıkar: "Duymadınız mı yahu, adam Altan Erbulak'ın yakını" O gün, kapıdan içeri giren adam Altan Erbulak'ın ta kendisidir! Bir önceki Fenerbahçe-Galatasaray maçına giden Altan Erbulak, gazeteci kimliğiyle Basın ve Şeref Tribünü'nün kapısından içeri girerken, aynı görevli tarafından durdurulur... Ünlü sanatçı "Ben, Altan Erbulak" dese de, görevli karşısında duran 1.64 boyundaki adama bakarak şunu söyler: "Sahtekar, koskoca Altan Erbulak böyle mi olur?" Altan Erbulak, tarihimizde, kendi kartvizitiyle kendine torpil yapan tek insandır!
Tony Schumacher 80'lerin tartışmasız bir numaralı, efsanevi kalecisidir... Fenerbahçe'ye transfer olacağı haberleri gelince kulaklarımıza inanamamıştık. Çünkü Tony Schumacher dünyaca ünlü bir kaleciydi. O dönemde Alman milli takımın kalecisiydi ve Fenerbahçe'nin kalesini koruyacaktı. Fener'in ezeli rakipleri bile bu transfere gıpta ile bakmışlardı.
Sayfa 182 - Birharf YayıncılıkKitabı okudu
İSTANBUL’DA KAL (A) MIŞ (TIK) ÇOCUKTUK-FENERBAHÇE Çocukluktan gençliğe, yılları hezeyansı bir coşkuyla kovalarken, Şimdilerde yıllar kovalar oldu sırayla; gençlik sonrasında çok manidar bir şekilde… Kimi seçilmiş hayatların akrep ve yelkovanı, gece karanlığına odaklanmış; Sanki kimi çocukluklar; O köstekli bozuk saat… O ilk öpüşte, o sıcak
Buket fanatik bir Fenerbahçe taraftarı. Futbol fanatiği kadın nedir abicim ya?.. Hadi ofsaytı öğrendin de, "Bekleri öne al, kanatlardan bindir, adam adama markaj yap!" hiç, bir kadının ağzına yakışıyor mu?
Sayfa 16 - Sola yayınlarıKitabı okudu
Reklam
'Tek Sevgilim Fenerbahçe' pankartı yazmışlığım var. Stattan atılmışlığım, dayak yemişliğim var. Hiç bir zaman 'sert' biri olmadım, yanlış anlaşılmasın. Ama hayatımdaki en tartışılmaz şey Fenerbahçe. Üstadın dediği gibi galiba: 'Darağacında olsak bile, son sözümüz Fenerbahçe...'
Pulları Yavaş Vur
"İnsan bağıra bağıra mı konuşur böyle? Bütün gün maç çekişmesi... Ulan Fenerbahçe yense ne olur, yenilse ne olur?"
Sayfa 27 - Çınar Yayınları
"İstanbul'un New York'tan daha iyi bir şehir olduğunu söylüyordu. Çünkü ABD'de Fenerbahçe yok!"
"Yöneticilerimizden Ali Koç, daha sonra bir konuşmamızda bana Fenerbahçe'de hiç kimsenin, üstelik de Aziz Yıldırım'ın yüzüne karşı söylediklerimi söyleyebilecek cesarette olmadığını söyledi."
Reklam
Fenerbahçe
Dün fenerbahçe'de gördüm, İri bir zümrüt içindeydi bahar... Bir mücevherde yalan bir cennet Görünür; Çağlayanlar dökülür yüksekten, Çeşmelerden su akar rengârenk... Göğe ser çekmiş ağaçlar yücelir. Bu mücevherde fakat Vatanın en gerçek En sevilmiş ve gezilmiş yeri var; Üç taraftan denizin sardığı yer. Bu büyük zümrütte Varsa her aşkın uzun hatırası, Varsa her sevgili, her sevdalı, Varsa engin geceler, gündüzler, Bu derin zümrütte Biz de cananla beraber varız.
Sayfa 34 - İstanbul Fetih Cemiyeti - 43. Basım, Aralık 2016Kitabı okudu
Fenerbahçe'li Cemil
"Forma bana biraz büyüktü, iyi ki de büyüktü. Büyük olmasaydı, nasıl sığdırırdım sevincimi içine?"
Sayfa 26 - Müptela Yayınları, 1. Baskı, Mart 2016
893 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.