Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Fransa kralına mektup
Ben ki Sultânü's-salâtîn ve burhânü'l-havâkîn tac-bahş-i husrevân-i rûy-i zemîn zillulah fi'l-ardayn, Akdeniz'in ve Karadeniz'in ve Rumeli'nin ve Anadolu'nun ve Karaman'ın ve Rûm'un ve vilâyet-i Zulkadriyye'nin ve Diyarbekr'in ve Kürdistan'ın ve Azerbaycan'ın ve Şâm'in ve Haleb'in ve Mısır'ın ve Medine'nin ve Kudüs'ün ve külliyen diyår-i Arab'ın ve Yemen'in ve dahi nice memleketlerin ki aba-yı kiram ve ecdâd-ı izâmim enârallâhu berahinehum kuvvet-i kahireleri ile feth eyledikleri ve cenâb-i celâlet-meabim dahi tig-ı ateş-bår ve şemşir-i zafer-nigârım ile feth eyledüğüm nice diyarın sultani ve padişahı Sultân Bayezid Han oğlu Sultan Selim Hån oğlu Sultan Süleyman Hân'ım.
Sayfa 15 - Timaş yayınlarıKitabı okudu
360 syf.
·
Puan vermedi
·
13 günde okudu
Sultan Baybars
İbn Abdüzzâhir 1223 senesinde Kahire'de doğmuştur. Sultan Baybars döneminde Divan el İnşa başkanlığına getirilmiştir. Berke Han'a gönderilen mektup, Baybars'ın oğlunu veliaht ilan etmesi üzerine yazılan taklîd ve Abbasi ailesinin soyundan gelen halife Hâkim'in biat töreninde okuduğu metin gibi bir çok yazı Abdüzzâhir'in
Kâtibinin Gözünden Sultan Baybars
Kâtibinin Gözünden Sultan Baybarsİbn Abdüzzâhir · Yeditepe Yayınevi · 20217 okunma
Reklam
Fransa’da dans denilen rezâlet yeni yeni ortaya çıkmaya başladığında bunu duyan Kânûnî, derhal Fransa kralına şu talimatı göndermiştir: “…İşittim ki, memleketinizde kadın ve erkeklerin dans adı altında birbirlerine sarılmak suretiyle halk önünde ahlâk ve hayâya mugâyir davrandıkları süflî bir eğlence îcâd edilmiş! Bu rezâletin, hemhudud olmamız dolayısıyla memleketime sirâyeti ihtimâli vardır. Bu itibarla nâme-i hümâyûnum elinize ulaşır ulaşmaz derhâl bu rezâlete son verile! Aksi hâlde bizzat gelip o rezâleti kaldırmaya elbette muktedirim.” Tarihçi Hammer, bu mektup üzerine Fransa’da dansın tam yüz yıl yasaklandığını kaydetmektedir.⁶⁶
118 syf.
10/10 puan verdi
·
11 günde okudu
Bir İdam Mahkumunun Son Günü
Yazıldığı dönemde oldukça eleştirilmiş, idamın kaldırılacağı düşüncesinin insanlara empoze edildiği savunulmuş olan bu eser beni oldukça etkiledi. Döneminde bu kadar fazla eleştirilmiş olmasının da en büyük nedeni bence herkesi etkilemiş olması. İdam edileceği kararı alındıktan sonra hücresinde geçen günlerinden bahseden kişi, sadece bir mahkum değil aynı zamanda bir çocuk, bir eş ve nihayet bir baba. Ancak Kızı, babasını hüküm giydiği günden beri görmüyor ve onun ölümünü çoktan kabullenmiş. İdam mahkumu ise bu bilgiyi ölüme giden o son saate öğrenince artık hayatta kalmasının bir nedeni olmadığı kararına varıyor. Ancak bu an gelene kadar Fransa Kralına mektup yazmayı düşünmekten, Rahip ile konuşmaktan geri kalmıyor. İdam saati geldiğinde ise aslında hiçte hazır olmadığı, pişman olduğunu tekrar tekrar dile getirmesine rağmen giyotin ile karşılaşmaktan başka çaresi kalmamıştı. Bir İdam Mahkumunun Son Günü
Bir İdam Mahkûmunun Son Günü
Bir İdam Mahkûmunun Son GünüVictor Hugo · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2023120,1bin okunma
120 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
6 günde okudu
İnternette bir gün dolaşırken Thomas Paine 'ünlü bir sözüne denk geldim. "Arkadaş bu benim felsefem" dediğim türden bir sözdü. Önce yazarı araştırdım. Bu kitabiyla Amerika'nın bağımsızlık bildirgesinde önemli bir etki göstermiş. Fransa devrimi beklediği şeymiş ve Fransa'ya giderek parlamentodaki ikinci yabancı temsilcisi olmuş. Sonuç
Sağduyu
SağduyuThomas Paine · Lotus Yayınevi · 2016464 okunma
Bu konu ancak bu kadar güzel anlatılabilirdi.
Başarılı Alman finansçıların olduğu bir ailenin oğlu olduğunuzu düşünün. Babanız işini büyütmek için bir fırsat görerek Avrupa'nın büyük şehirlerinde şubeler açmayı planlıyor. Sizi Amsterdam'a, kardeşinizi de Madrid'e yollayarak ikinize de yatırım yapması için 10 bin altın veriyor. Kardeşiniz parasını Fransa'yla savaşmak için ordu kurmaya
Reklam
Vahidettin'in, TBMM'nce Hilafete son verilmesi üzerine, 13 Mart 1924'te, Fransa Cumhurbaşkanı Millerand'a yazdığı ibret verici mektup [özet]: "....İsyancı tebamdan teşekkül eden Ankara Meclisi'nin aldığı kararların hükümsüz ve etkisiz kalmaya mahkûm olduğu apaçık ortadadır... Bu karar, yalnızca altı milyon Müslümandan oluşan Türk halkının yetkilerini aşmaktadır. Türk halkı, çoğunluğunun kökeni ve inançları belirsiz, etkili bir azınlığın yönetimi ve güdümü altında bulunmaktadır... Böylesi kararlar, Müslümanlar arasında büyük huzursuzluk ve infial yaratabilecek nitelikte olduğundan... vahim tepkilere yol açabilir. Sadık tebaları arasında sayısız Müslümanların bulunduğu Fransa Cumhuriyetinin en yüksek sorumlu şahsiyeti olan Ekselanslarına, bu açıklamayı yapmayı faydadan uzak bulmadım." [Vahidettin, bu mektubun bir eşini de, İngiltere Kralına göndermiştir. Fransa'yı ve İngiltere'yi, Türkiye aleyhinde harekete geçmeye teşvik ettiği bu şaşırtıcı mektubun sonunda, daha da şaşırtıcı bir şey yapmakta, 'yurt dışında bulunan hanedan üyelerine maddi yardım yapılmasını' da dilemektedir. (Tarih ve Toplum, 16.sayı, s.58-59, ayrıca 55, 56, 57, 58, 59 sayılı dipnotlar; ilgili belge: FranSız Dışişleri Arşivi, 57.cilt, 79-80. yaprak)]
Sayfa 419 - Bilgi Yayınevi, 12.Basım, Ekim 2020Kitabı okudu
•Osmanlıda Dans
Dans yeni yeni Fransa’da yayılmaya başlamış, bunu duyan Kanuni “rezalet” diye yerinden fırladığı gibi, Fransa kralına şu melalde bir kesin uyarı göndermiştir: “İşittim ki, memleketinizde kadın ve erkeklerin dans adı altında birbirlerine sarılmak suretiyle halk önünde ahlak ve hayâya mugayir davrandıkları süflî bir eğlence icat edilmiş. Bu rezaletin hudut olmamız dolayısıyla memleketime sirayeti ihtimali vardır. Bu itibarla mektubum elinize ulaşır ulaşmaz, derhal bu rezalete son verile! Aksi halde bizzat gelip o rezaleti kaldırmaya muktedirim.” Tarihçi Hammer, bu mektup üzerine dansın tam YÜZ YIL yasaklandığını kaydediyor.”
Sayfa 72
Matem içinde iki sene geçti. Tulu, hükümet naibi olarak Karakurum’da ikamet ediyordu. Fakat süresi sona erdiğinden, Cengiz Han’ın arzusuna uygun olarak yeni bir hakan, bir imparator seçmek için, prensler ve kumandanlar Gobi’ye döndüler. Cengiz Han’ın isteğine uyup, miraslarına sahip çıkarak reislerinin kralları haline geldiler. Şimdi Han’ın en
Avusturyalı tarihçi Hammer’in bir kaydına da bakalım... Dans yeni yeni Fransa’da yayılmaya başlamış, bunu duyan Kanuni “rezalet” diye yerinden fırladığı gibi, Fransa kralına şu mealde bir kesin uyarı göndermiştir: “İşittim ki, memleketinizde kadın ve erkeklerin dans adı altında birbirlerine sarılmak suretiyle halk önünde ahlak ve hayâya mugayir davrandıkları süflî bir eğlence icat edilmiş. Bu rezaletin hudut olmamız dolayısıyla memleketime sirayeti ihtimali vardır. Bu itibarla name-yi hümâyûnum (mektubum) elinize ulaşır ulaşmaz, derhal bu rezalete son verile! Aksi halde bizzat gelip o rezaleti kaldırmaya muktedirim.” Tarihçi Hammer, bu mektup üzerine dansın tam yüz yıl yasaklandığını kaydediyor.
40 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.