Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Kur'an'ı anlayabilecek olanın özellikleri Salih ameller/ faydalı işler gerçekleştirme, yani Muhsin olma çabasında olan. (Lokman 3) İçten iman etme niyetinde ve çabasında olan. ( Bakara 18 ve Nahl 64) Allah'a gönülden / içten iman etmiş / imanını içselleştirmiş olan. ( A'la 9-10, Nahl 89, Fussilet 44, İmanın
Nüzul sırasına göre Kuran'daki emir ve yasaklar
1) Kur’an okuyun! (Alak, 1) 2) Kulluk görevlerinizi yerine getirmenizi engelleyenlere itaat etmeyin! (Alak, 19) 3) Secde edin! (Alak, 19) 4) İnkârcılara itaat etmeyin! (Kalem, 8-15) 5) Sabırlı olun! (Kalem, 48) 6) Geceleri değerlendirin! (Müzzemmil, 2-4) 7) Allah'ın adını anın ve tüm benliğinizle O'na yönelin! (Müzzemmil, Yalnız
Reklam
Aynı şekilde yüce Allah Kur'ân'da, yerde ve göklerde kendi varlığına tanıklık eden deliller zikretmekte ve şöyle buyurmaktadır: "Rabbinin herşeye şahit olması yetmezmi?" (Fussilet 41/53), "Kendisinden başka ilâh olmadığına Allah şahittir" (Al-i İmrân 3/18). Açıktır ki, O, kendi varlığının delilidir. Bu bir çelişki değildir, bilakis kanıtlama yöntemleri farklı farklıdır. Nice arayan, varlıklar üzerinde düşünerek yüce Allah'ı tanımıştır. Nice arayan da bütün varlıkları Allah ile tanımıştır. Nitekim birisi şöyle demiştir: "Ben Rabbimi Rabbimle bildim, Rabbim olmasaydı ben Rabbimi bilemezdim." Bu ifade, yüce Allah'ın "Rabbinin her şeye şahit olması yetmez mi?" âyetinin manasıdır. Yüce Allah kendi zâtını, "yaşatan" ve "öldüren" sıfatlarıyla nitelemekte, sonra da ölümü ve hayatı iki meleğe havale etmektedir.
Sayfa 113Kitabı okudu
Secde ayetlerinin bulunduğu süreler ve ayet numaraları: 1-A'raf s.206, 2-Ra'd s.15, 3-Nahil s.49,
Kur'an ayet ve sureleri Hakkında kısa Bilgiler
Kur'an-ı Kerim'de 114 sure vardır Kur'an'da en uzun sure Bakara suresi, Kur'an'da en kısa sure Kevser suresi, Kur'an'da en uzun ayet Müdayene ayeti (Bakara 282) Kur'an'da en kısa ayet Velfecr ayeti (Fecr 1) İlk nazil olan ayet "İkra"-oku (Alak suresi 1) En son nazil olan ayet Bakara suresi 281 nci ayet, İlk nazil olan sure Fatiha suresi, En son nazil olan sure Nasr suresi, 14 yerde secde ayeti vardır. Bu ayetler okunduğunda Tilavet secdesi yapılması gerekir. Tilavet secdesi olan yerler Araf 7/206, Ra'd 13/15, Nahl 16/49, İsra 18/107, Meryem 19/58, Hac 22/18, Furkan 25/60, Neml 27/25, Secde 32/15, Sad 38/24, Fussilet 41/37, Necm 53/62, İnşikak 84/21, Alak 96/19
( Eleştirel bir Bakış )
_Dinde zorlama yoktur. (Bakara 256) _Ama, kim İslamdan çıkıp başka bir dîn'e yönelirse sapkındır ve af yoktur. (İmran 90) _Çünkü, tek gerçek din islamdır. (İmran19) _İslam dışı tüm inançlar batıl ve sapkınlıktır.(Hadis) _İslam hakim gelene kadar kafirlerle savaşın.(Enfal39) _Kâfirler istemeseler de Allah nurunu tamamlayacaktır. (Saff 8)
Reklam
Onlar, "Allah Teâlâ'nın bizim ibâdetimize ne ihtiyacı vardır, günahımızdan ne endişesi olur? O ibâdetimize ihtiyacı olmayan bir padişahtır. Onun yanında ibâdet ve günahın ikisi de birdir.” derler. Bu câhiller, Kur'an-ı Azim'de buyurulan: وَمَن تَزَكَّى فَإِنَّمَا يَتَزَكَّى لِنَفْسِهِ "Temizlenen kendisi için temizlenir,
... “ Fakat arifler Allah'ı âlemle değil, âlemi Allah'la tanımayı tercih ederler. Çünkü ontolojik olarak aşağıda olan yukarıda olan tarif edemez. Tersine, ilke ve kaynak, tezahür eden her şeyi açıklar. Bu yüzden bu tefekkür düzeyinde doğal teolojiyi tersine çevirmek gerekir. Yaratıcı'yı eserlerinin izini sürerek bilmek ne kadar
Kur'an-ı Kerim'de tilavet secdelerinin bulunduğu yerler: Kur'an-ı Kerim'de secde yerleri (ayetleri) on beş yerdedir. Bunlar aşağıdaki sirasıyla şöyledir: 1- Araf suresinin sonu (206/ayet). 2- Rad suresi (15/ayet) 3- Nahl suresi (49-50/ayet)
Sayfa 112
Reklam
Allah'a ve âhiret gününe zayıf bir imânı olan, ancak şeriatın mânâsını anlamayan bir grubun cahilliğidir. Onlar, "Allah Teâlâ'nın bizim ibâdetimize ne ihtiyacı vardır, günâhımızdan ne endişesi olur? O ibâdetimize ihtiyacı olmayan bir padişahtır. Onun yanında ibâdet ve günâhın ikisi de birdir." derler. Bu câhiller, Kur'an-ı Azimde buyurulan: "Temizlenen kendisi için temizlenir," (Fâtır sûresi; âyet: 18) "mücahede eden kendisi için mücahede eder”, (Ankebût sûresi; âyet: 6) “iyilik yapan kendisi için yapar.” (Fussilet sûresi; âyet: 46) mealindeki âyetleri de bilirler. Gerçeklere yüz çevirmiş bu bedbahtlar, şeriati bilmediklerinden sanırlar ki, insan iyi işleri kendisi için değil, Allah için yaptığını düşünmesi lâzımdır. Bu şuna benzer ki, hasta olan kimse, perhiz yapmaz ve der ki: "Benim perhiz yapıp yapmamamdan tabibe ne fayda ve zarar var?” Bu söz haddizatında doğrudur. Ancak, perhiz yapması, kendisinin helak olmaması içindir. Tabibin buna ihtiyacı olduğu için değildir. Perhiz yapmak onun kurtuluş yolu olduğu için tabip ona o yolu göstermiştir. O halde hastanın ölmesinden, ona kurtuluş yolu gösterene ne zarar vardır? Bu dünyada, hastalık, bedenin helak olmasının sebebi; perhiz ve ilâç da bedenin selâmetinin sebebi olduğu gibi, emirlere bağlı kalmak ve günâhlardan sakınmak da kalbin selâmetinin sebebidir. "O gün mal ve evlâtların bir fayda sağlamayacağı, ancak Allah'ın huzuruna sağlam bir kalple gelenlerin kurtulacağı gündür.” (Şuarâ sûresi; âyet: 88-89)
Kuran ayetleri, inanmak isteyen için muhteşem ufuklar açar insana. İnsanı ve toplumu inşa eden uyarı ve yönlendirmelerde bulunur. Dolayısıyla İslam’ın bazı ibadetlere ya da imanın şartları olarak birtakım listelere indirgenmesi mümkün olmayan bir tablo sunar bizlere. Kuran’da Allah’tan başkasına kulluk edilmemesi,(41) haksız yere cana
6- "Bizi doğru yola ilet."
Allah'ın hidayeti çeşit çeşittir, sayısı yoktur, nitekim Yüce Allah: "Eğer Allah'ın nimetini sayarsanız bitiremezsiniz" (Nahl: 18) demiştir. Ancak cinsleri bellidir, onlar da sırasıyla şöyledir Birincisi, kişiyi hidayete götürecek kuvveti vermektir, mesela akıl gücü, içteki hisler ve dıştaki duyular gibi. İkincisi, hakla batılı ve iyi ile kötüyü ayıracak delilleri göstermektir. "Ona iki yolu da hidayet ettik" (Beled: 10) ve: “Onları hidayet ettik; onlarsa körlüğü hidayete tercih ettiler" (Fussilet: 17) ayetleri buna işaret etmektedir. Üçüncüsü, peygamberler göndermek ve kitaplar indirmekle hidayet etmektir. "Onları liderler kıldık, emrimizle hidayet ederler" (Enbiya: 73) ve: “Şüphesiz bu Kur'an en doğru yola hidayet eder" (İsra: 9) ayetlerinden de bu kastedilmiştir. Dördüncüsü, kalplerindeki sırları keşf etmek, vahiy yahut ilham veyahut gerçek rüyalarla eşyayı olduğu gibi göstermektir. Bu da peygamberlere ve evliyalara mahsustur. Şu ayetlerden de bu kastedilmiştir: "İşte onlar Allah'ın hidayet ettiği kimselerdir. Sen de onların hidayetine uy" (En'am: 90). "Bizim uğrumuzda cihat edenleri kendi yollarımıza hidayet edeceğiz" (Ankebut: 69).
Sayfa 27 - Fâtiha Sûresi
Dostlarımdan Kur'an hakkında araştırma yapan biri söylerdi: İnsan ile ilgili iki kelime vardır. Kur'an bu tür bir konudan bahsettiğinde iki kelimeyi kullanır. Bunlardan biri "beşer", diğeri "insan"dır. Bazen "beşer" kelimesini kullanır ve "Ben de sizin gibi bir beşerim."3 der; bazen de "insan" kelimesini kullanır ve mesela "İnsan çok acelecidir."(41/Fussilet Suresi 6; 18/Kehf Suresi 110) veya "İnsan zayıf olarak yaratıldı." der. "Beşer" kelimesiyle "insan" kelimesi arasındaki fark kendisini şu noktada gösterir: "Beşer" dendiğinde kastedilen, varlıkların gelişim silsilesi sonucunda yeryüzüne gelmiş bulunup şimdi yaşamakta olan iki ayaklı hayvan/canlı türüdür. Şimdi yeryüzünde bu türden üç milyar baş hareket etmektedir. "İnsan" dendiğinde ise maksat, sıra dışı ve gizemli üstün bir hakikattir; onun özel bir tanımı vardır ve o tanıma tabiatın diğer tezahür ve olguları girmez. O halde iki insan vardır: Biri biyolojinin bahsettiği insan, diğeri ise hakkında şairin konuştuğu, filozofun söz söylediği, dinin ilgilendiği insandır.
Fecr YayınlarıKitabı okudu
Dostlarımdan Kur'an hakkında araştırma yapan biri söylerdi: İnsan ile ilgili iki kelime vardır. Kur'an bu tür bir konudan bahsettiğinde iki kelimeyi kullanır. Bunlardan biri "beşer", diğeri "insan"dır. Bazen "beşer" kelimesini kullanır ve "Ben de sizin gibi bir beşerim."3 der; bazen de "insan" kelimesini kullanır ve mesela "İnsan çok acelecidir."(41/Fussilet Suresi 6; 18/Kehf Suresi 110) veya "İnsan zayıf olarak yaratıldı." der. "Beşer" kelimesiyle "insan" kelimesi arasındaki fark kendisini şu noktada gösterir: "Beşer" dendiğinde kastedilen, varlıkların gelişim silsilesi sonucunda yeryüzüne gelmiş bulunup şimdi yaşamakta olan iki ayaklı hayvan/canlı türüdür. Şimdi yeryüzünde bu türden üç milyar baş hareket etmektedir. "İnsan" dendiğinde ise maksat, sıra dışı ve gizemli üstün bir hakikattir; onun özel bir tanımı vardır ve o tanıma tabiatın diğer tezahür ve olguları girmez. O halde iki insan vardır: Biri biyolojinin bahsettiği insan, diğeri ise hakkında şairin konuştuğu, filozofun söz söylediği, dinin ilgilendiği insandır.
48 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.