Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Futbol Napoleon’un Fransa’nın idaresine geçişinden sonra Avrupa ülkeleri arasında savaşlara rastlanmamıştır. Napoleon, birçok Avrupa ülkesiyle savaşıyor ve en çok da İngiltere’yi yenilgiye uğratmak istiyordu. Diğer taraftan İngiltere de, Napoleon’u tahtından indirmek için her çareye başvuruyordu. Napoleon, Rusya’yı da savaşmakla tehdit
UYAN ARTIK BİR ASIR OLDU BİSMİLLAHİRAHMANİRRAHİM Hadi kalk artık sabah oldu diyen bir annenin bir babanın şefkat dolu sözleriyle başlamak istedim yazıma… Uyandırayım istedim… Fakat küçük bir çocuk gibi 5 dk daha demeniz yerine kalkmanızı temenni ederim..! Sene 1924’ten beri bu insanların beynine istedikleri her şeyi empoze
Reklam
İnsan sadece iki şekilde huzur bulabilir: O yeniden bir hayvana dönüşebilir. O zaman o tek olacaktır, o zaman hiçbir bölünme olmayacaktır, o zaman huzur olacaktır, sessizlik, ahenk... Ve milyonlarca insanın yapmaya çalıştığı şey farklı şekillerde hayvan olmaktır. Savaş insana yine hayvan olma şansı verir; bu yüzden savaşın büyük bir çekim gücü
19 Mayıs... Gençler... Sessiz çığlıklar “İTÜ Uzay ve Havacılık Bölümü’nden mezunum. 3 yıldır iş bulamıyorum. Artık ne iş olsa yaparım noktasına geldim...” Bu sözlerini “sessiz çığlık” gibi tanımladığım bu gencin adını yazmayacağım, gerek yok... Bu gençlerden o kadar çok var ki... Bugün 19 Mayıs. Atatürk’ün gençlere armağan ettiği bir bayram ve
Öğrenme edimi sonunda, ortaya çıkması beklenen faydalarda söz konusu olabilecek düşüşte bile, paradoksal olarak, kişi başına eğitim maliyetinin yükselişi öğrencinin değerini kendisinin ve piyasasının gözünde artırmaktadır. Öğrencileri okula devam etmeleri yönünde motive etmek için yapılan harcamaların maliyeti, öğrenci piramidi tırmandıkça birdenbire yükselmektedir. Daha yüksek seviyelerde yeni futbol stadyumları, ibadethaneler ya da programlar, uluslararası eğitim olarak adlandırılarak bu maliyetler gizlenmektedir. Başka hiçbir şey öğretmese bile, okul ilerlemenin değerini öğretir,öğretmektedir: İşleri yapmak için izlenen Amerikan yolu değeri.
Toplum ahlakında, mekâna ve zamana bağlı olarak “öldürme” eylemi yüceltilir. Vatan, namus, mahalle, futbol takımı, ırk vs. gibi bin bir sebep icat edilerek bir insanın yaşamına son vermek ululanır. Mesela Türkiye hapishanelerinde katiller büyük saygı görürler. Diğer suçlardan yatanlar aşağılanırken, adam öldürenler “Üç leşi var”, “Beş leşi var” sözleriyle “ağır abi” kabul edilirler. Oysa öldürülen insana “leş” demek veya yaygın kullanıldığı biçimiyle “temizlendi” diye anmak ne aşağılık bir tavırdır. Hayvanlar da öldürür ama sadece doymak için. Zevk için can alan, daha da önemlisi kitle kıyımı yapan tek canlı insandır. Bu korkunç eylemi allayıp pullamak için bandolar marşlar çalar, heyecanlı nutuklar atılır, şiirler, kitaplar yazılır. Bütün bunların tek amacı, genç insanları kurşunların, şarapnellerin önüne sürmektir.
Reklam
#hasankeyfinebaksın
Adım, Hasankeyf. 12000 yaşındayım. Benden önceki zaman hakkında hiçbir bilgim yok ancak, yaşadığım 12000 yıl boyunca gördüklerimi, tanık olduklarımı sizler, siz benim katillerim, hayâl dahi edemezsiniz. Ölüyorum ben; öldürdünüz. Sizler benim katillerimsiniz. Sizler medeniyetin, kültürün, tarihî mirasların düşmanı olan barbar bir
Doğum ile ölüm arasında omuzlarınıza yüklenen en ağır yüktür toplum baskısı. Genelin bilerek ya da bilmeyerek kabuk ettiği prensip, fikir, inanç, davranış gibi ortalama tabuları azınlıkların da kabul etmesi beklenilmekte, tek tipleştirmeye çalıştırılmakta, aksi durumda ise gerek psikolojik gerekse şiddete varacak eylemlerle zoraki bir kabulleniş diretilmektedir. Bu insanoğlunun tamamının içinde bulunduğu, yaşarken farkına varamadığı ama içsel bir şekilde rahatsız olduğu sorundur. Bundan tamamıyla kurtulmamız mümkün değil ama en azından "elalem ne der?" sorusunu kendine sormayarak, sordurtmayarak bir yerden başlayabilirsin. Şu andan itibaren; kışları beyaz giyin mesela ya da beyaz giyinen bir nedime ol, hatta istediğin her şeyi her yerde her renkte giyin, saçlarını turkuaza boyat, kapan ya da açıl, iş başvurularına sakallı git, evlenme yaşı diye bir kıstasın olmasın, hatta evliliği bir zorunluluk olarak görme, istediğine inan yahut inanma ve bunu dile getirmekten çekinme, evine girio çıkanların sınırını başkaları koymasın, neyi ne zaman yediğin ya da içtiğin seni ilgilendirsin, bir gün arabesk diğer gün elektronik müzik dinle, kadınsan futbol oyna, erkeksen bale yap, cinsel kimliğini sakınma, psikolojik tedavi görmenin diğer tedavilerden farkının olmadığını kavra, kendinle barışık ol. Bütün bunların hepsinden öte, en başta, cesur ol!
Futbol ve Toplum
"Henüz kültür ve medeniyet alanında ilerleyememiş mil­letler de İngilizler’in komik ve zararlı davranışlarını alarak, İngiliz toplumunun kötü birer kopyası durumuna düştüler. Gençlik ise kendini İngiliz sporlarına ve daha da kötüsü futbola kaptırmıştı. Eğitimlerini henüz tamamlamamış olan Avrupa gençleri arasında futbol âdeta bir din olmuştu. Tıpkı veba, kolera, ateşli humma mikroplarıyla mücadele etmek gibiydi bu futbol mikrobuyla mücadele. Topluma ve millete musallat olan manevi mikroplar, onlardan daha da tehlikeliydi."
270 syf.
·
Puan vermedi
(Yaşayan şirket kitabı akademik bir değere sahip olup bu yazı akademik bir değere sahip değildir.) 20 Şubat 2018 Üniversite’de Organizasyon dersini veren hocamızın tavsiye ettiği bir kitap, Yaşayan Şirket. Ne yazık ki Kitabı basan Demirbank pek fazla yayınladıkları bu kitaptan dersler çıkartmadıklarından dolayı mecbur kitabı tek alternatif nokta
Yaşayan Şirket
Yaşayan ŞirketArie de Geus · Rota Yayınları · 19982 okunma
Reklam
·
Puan vermedi
Daha önce "Hayvan Çiftliği" adlı kitabını okuyup yorumlamıştım. İki kitabın ortak noktası, gerçek dışı gibi gösterilen olaylar, kişiler veya dünyalar üzerinden tarihteki ve günümüzdeki önemli meselelere değiniliyor olunması. 1984 kitabı distopya olarak niteleniyor olsa da benim gözümde gelecekte yaşanması muhtemel karanlık günlerden
1984
1984George Orwell · Can Yayınları · 2019165,3bin okunma
503 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.