Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Kuşların telâşından belli.. Geç kaldık. Kimbilir; Belki sana, Veyâhut yarınlara…
Julia özlem dolu bir nefes aldı ve gözlerini kapata- rak onun yanında olduğunu ve omuzlarına masaj ya- parak bütün ağrısını aldığını hayal etti. "Eğer orada olsaydım omuzlarına masaj yapardım. Bana yaslanır- dın ve ben de seni iyileştirirdim." "Hımm... Eminim yapardın." "Ben sana masaj yaparken, sen de başını bacakla-
Sayfa 72
Reklam
İşsizlik gerçekten zor zanaattır. Sıkıntıda, dert­te ilk göze batan insan, işsizdir. İşsiz kalmanın mağ­rurluğu ve çevrenin işsiz kalana anlayışı, işsizliğin süresi uzadıkça azalır. Sürekli çok meşgulmüş gibi yapsanız bile, belli bir zaman sonra aslında meşgul olmadığınız fark edilir. Büyük bir ciddiyetle in­ternete giren işsiz, belki bilgisayardan anlamayan aileyi belli bir yere kadar oyalar ama er ya da geç internette mal gibi gezdiğiniz anlaşılır. İşsizin er­ken kalkmasına gerçekten gerek yoktur ama öğlene kadar uyuyan işsiz göze batar sinirleri üzerine çeker. Bir yere gitmeseniz bile işsiz olarak herkesten önce kalkıp evden uzaklaşmanız gerekir. Az yemeli, sü­rekli dertli gibi görünmeli, fazla konuşmamalı, faz­la televizyon izlememeli, her şeyi en minimumun­da yapmalıdır işsiz.
Sayfa 32
Geç açan çiçekler vardır ama hiç açmayan çiçek yoktur..
Bazı insanlarla tanışmaya geç kaldık. Bazılarını tanımaktan pişman olduk. Bazılarıyla da henüz kesişmedi yolumuz. Hayat biraz da bir insandan kopup başka bir insana bağlanma yolculuğu. Her kopuş ve bağlanış, insana muhakkak bir şeyler katar, pişmanlık ve üzüntü verse bile.
Dünya, yıldıramazsın beni ne yapsan; Ölümden de korkmam, er geç ölür insan. Ölmemek elimizde değil ki bizim: İyi yaşamamak beni tek korkutan.
Reklam
Her şeyi büyük bir mesele haline getirirseniz, enkaz haline gelirsiniz. Geçmişte yaşayamazsınız çünkü o geçmişte kaldı ve onu geri getiremezsiniz. Berbattı, bitti, bir sonraki hataya geç.
" Serius est quam cogitas." -Vakit sandığından da geç.-
Geç saatte uyuma bağımlısıyım ben arkadaşlar uykum olmadığından değil alışkanlık
Her kim doğmuşsa, günü gelecek, her canlıyı er geç yok eden güneş onu mutlaka silecek. Sevinç de gam da gidecek elden, iz kalmayacak akıldan, sözden, soylu aileden, nice nesilden; hep güneşte gölge, rüzgârda duman. Biz de onlar gibiydik bir zaman, siz nasılsanız öyle: Şen, üzgün; tam gördüğünüz gibiyiz bugün; canı çıkmış, güneş altında toprak. Her canlı er geç yokluğa varacak. Bir zamanlar fışkırırdı ışık gözümüzün her mağarasından, hepsi boş, karanlık, korkunç artık; peşinden bunları sürükler zaman.
Reklam
"Yaşa, işe, güce, itibara en ufak hürmeti olmayan bu acıya aşk acısı diyorlar. Kim olursan ol, seni saklandığın yerde er ya da geç buluyor, gelip göğüs kafesini ateşle sıvazlıyor ve sen içe­ride kapkara kurum tutuyorsun. Ağzını açsan, alevler püskü­rüverecekmişsin gibi, ciğerlerine damla damla kurşun eriti­yorlarmış gibi. Kolay kolay geçmiyor, geçtiğinde de sen geç­miş olduğunu bile fark etmiyorsun. Yağmurlu havalarda sız­layan eski bir kırık gibi sızlayıp duruyor, kendini hatırlatıyor. Bir tadı, bir kokusu, bir eti var hatta, bir kütlesi; gelip göğsü­ne oturmasından belli. Kokusunu, kütlesini hesap edemiyo­rum ama bir tadı varsa bence o genizde kalmış greyfurt tadını andırıyordur. Çok sevdiğin bir şeye benzeyen, ama o olmadı­ğını da bal gibi bildiğin bir tat; acı, buruk, portakala benzeye­cek neredeyse, değil ama işte. Hani kelime çok havalı olmasa, "kekre" diyeceğim. İstediğin kadar yutkun, üstüne istediğini ye, iç; geçmiyor, genzinden aşağı yuvarlanıp gitmiyor. Ne ye­diğinden anlıyorsun ne içtiğinden. Allah belasını versin."
Sayfa 19 - benim adım FeridunKitabı okuyor
"Bir gün herkes birine geç kaldığına, ya da birinden erken gittiğine pişman olacak."
Kuşların adına
Bir şehrin girift eşiğinde Efil efil zemheri ikliminin uçlarında İnce siyah bir şal takmış Kalbini rüzgara mühürleyip Hızlı adımlarla koşan Bir çift topuklunun sesiyle Uyandım Jet gibiydi
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.