..dünyadan ve insanlardan çok şey bekliyorsun .
Bu kadar ince bekleyişler gerekir mi acaba?
O kadar güzeldi ki,
bitmesin diye gıdım gıdım okudum..
Kitapta bir birinden farklı karakterde arkadaşların birbirine yazdığı mektupları okuyoruz. Leyla Erbil karakter betimlemelerinde, sevgiyi, aşkı, nefreti, İdeolojiyi, başkaldırıyı çok başarılı bir şekilde aktarmış okuyucuya. Okurken o kadar çok insan ruhuna, bam teline dokunan cümle var ki, kitap bitmesin istiyorsun . Jaley’i kitap boyunca o kadar merak ettim ki, son vuruşunu yaptı kitabın sonunda.ne diyebilirim ki, LEYLA ERBİL iyi ki kaleminle tanıştım, keşke bu kadar geç olmasaydı ama ne denebilir; kana kana su içmek gibi…
-Bilmem ki, belkide sadece mektuplarda kalmaya mâhkum bir aşk vardır; mektup aşkları!
- ..insan hayatttan kesildiğini sandığı zamanda bile…. Yaşama bağlanan iplikler var elinde….syf.215
-Nedir asıl sorun diye düşünüyorum. Asıl sorun? Asıl sorun tek başına ayakta durabilmektedir, yalnızlığı öğrenebilmekte mi? Asıl sorun sevgisiz yaşayabilmekte mi? Sevgisiz kalıp direnmeyi, sevgisiz kalıp gene de boyun eğmemeyi, dilenmemeyi öğrenmekte mi? Asıl öğrenmemiz gereken sevgisiz bir yaşam düzeni mi?syf.208
-hangimiz hakikatleri sonuna kadar konuşabiliyoruz?syf.117
-Değişen ne hayatımız mı? İnsanlarımız mı?syf.90
-yoksun et kendini şu dünyadan… ağlamayı öğren… yetmediyse bir daha otur ağla… ya ki ağlamayı belli etmeyince kadar… yoksun et kendini dünyadan … şundan bundan…
- Aşk, dostum severken ayrılırsan var olan bir şey olabilir ancak.syf.89
- Mutlak olan diye bir şey var mı?syf.76
-SENİ DÜNYAYLA PAYLAŞMAK İSTEMİYORUM.