Dünyanın yalnızca güzel eseri tanıyıp da onun kaynaklarını, meydana geliş şartlarını bilmeyişi iyidir şüphesiz, çünkü sanatçıya esin akıtan kaynakların neler olduğunu bilmek, okurları çoğu zaman şaşkına çevirir, ürkütür, mükemmel olan eserin etkisini yok ederdi.
İyi insanların ruhudur yakınlaşır,
Takunya sesleri gelir evlerden,
Yalnız bu dem rahat bir dünya taşır,
Bin mihnet dolu kafasında yorgun beden.
Her şeyin geliş saatidir akşam
Mahallede ömürler akşamüstü başlar.
Hepsi burda buluşmaya gelir, akşam;
Başka dünyalardan, ayaklar, başlar...
Birbirinden bağımsız gibi görünen 8 hikaye var kitapta fakat hepsi birbiriyle bağlantılı. Mustafa Kutlu o kadar usta ki; en başta ve en sonda ki hikayeleri kitaptan çıkarsan hepsi başlı başına bambaşka manalarda hikayeler olur. Baştaki ve sondaki hikayeler ise taşrada rençperlik yaparken şeyhi tarafından bir anda, kendisinden sonra yerine onun geçeceğini bildirip vefat etmesiyle yeni şeyhin hayatının değişimini ve kendine dönüşünü anlatıyor. Şeyhlik makamına getirilen zatın muhasebesi hepimize örnek teşkil edecek durumda. Aynadan kendisiyle yüzleşmesinden sonra aslında görüntüsüyle kalbinin farklı olduğunu farkedip cübbesini ve sarığını çıkarıyor. Ve sır oluyor...
Arada ki hikayelerde ise kendisine şehirde iken gelen gazeteci, siyasetçi, iş adamları ve çeşitli günaha batmış kişilerin ona geliş hikayelerini anlatıyor. Özellikle son bölümde karşılaştığı 3 çocuktan: ilki kendisini onarıyor, nefsini terbiye ediyor (elif iken dal oldum diyor). İkincisi kendisini yeniden buluyor (içimin içinde sönüp küllenmiş ateşte bulunan o bir tek kıvılcım parladı. Aşkın alevi kalbin buzlarını eritti diyor). Sonuncusu ise bambaşka bir yerde, yapması gerekeni başka bir mekanda yapıyor. (Var olan varlığım yok olmuş, yoktan var edilmiş idim diyor).
Sır'rın ne olduğu bizim özümüzde saklı. Neyi aradığımız, aradıklarımızın ne olduğuda hep orda. Anlamlı ve güzel bir hikayeydi Sır. Sırrı anlamak öyle kolay değil, sadece okumak ile olmaz, derin manayı keşfetmeye de çalışmak lazım. Şu söz belki her zaman aklımızda bulunmalı:
"Aramakla bulunmaz... Ama bulanlar ancak arayanlardır."
Bu kitaba rəy yazmadan keçmək olmazdı.
Aeden başqa bir planetdi, amma kitabın üz qapağında olduğu kimi bir Dünya hekayəsidir. Dünyagörüşümə o qədər məlumat əlavə etdi ki... Ən sevdiyim və maraqla araşdırdığım isə "Doktor Barstreet olayı" oldu. Kitabdan da, internetdən də bu barədə oxuduqda göz yaşlarıma hakim olmağa çalışmadım...
Dini görüşümü bölüşməyi heç sevmirəm, amma bunla bağlı onu deyə bilərəm ki, dini baxış bucağıma belə təsir etməyi bacardı kitab.
Əgər siz də həyatı sorğulayaraq və başqalarıyla eyniləşmədən yaşayırsınızsa, çox xoş şəkildə kitab sizi də manipulyasiya edəcək. Amma bu manipulyasiya sizin öz iradənizlə olacaq.
Kitabın son sözündən bir cümlə:" İşte bu kitap, Aeden, büyük resmi hepimize gösterip ne kadar küçük olduğumuzu hissetdirmek ve yaşanan her duygu kalpde karşılık bulmadan, olmamız gereken kişilere dönüşmeden bu gezegende işimizin bitmeyeceğini, düşündürebilmek için bir kendine geliş yolculuğu. " kitabı oxumasanız itirəcəyiniz çox şeyin olduğunu başa düşmənizə kifayət edər.
Və sonda mənə bu kitabı tövsiyə edən dostuma təşəkkürlər <3
"Önemli olan bir zaman vardır yalnızca: şimdi. Önemlidir, çünkü kendimize egemen olduğumuz tek zamandır. En önemli kişi de seninle olan kişidir: Kimse başkalarıyla işi olup olmayacağını bilemez. En önemli iş de iyilik yapmaktır; insanın dünyaya geliş nedeni iyilik yapmaktır çünkü."
Öncelikle,kötü düzen kaostan iyidir denir. Tarih sayfaları bu kaidenin ehemmiyetini gösteren ibret tablolarıyla doludur. Ulema,iktidara geliş biçimi meşru olmasa bile,tarihi tecrübe ve olguyu dikkate alarak otoriteye itaati benimsemiştir. Bundan dolayı statükocu olmakla dahi suçlanmışlardır. Fakat İslam tarihinde Kerbela hadisesi gibi birçok acı
Burada, Konstantinopolis'te korunan birçok kutsal emanetin geliş yerleri çok kuşkulu, ama onları öpen inananlar, onlardan doğaüstü güzel kokular yayıldığını hissederler. O kokuları gerçek kılan inançtır, inancı gerçek kılan onlar değildir.
Mayısla hep bir alıp veremediğim var benim; yılda bir kez iletişim kuran bunak karı koca gibiyiz onunla. Koklaşıyor muyuz, dövüşüyor muyuz / belli belirsiz; tasvirinde zaviye kaybı söz konusu. Katlanmak demek en doğrusu. Hem gönül eğmek anlamında hem de bir kat hüzün, bir kat neşe döşenen börek ayarında katlanmak. Mayısın ayarını başkaları bozduysa benim suçum ne. Mayıs kimilerine yazın kapısıyken kimilerine sözlük anlamıyla dışkı; hem de körkorkaranlık kışın dışkısı işte. Dışkının daniskası hatta!
Yine de heyecanlı bir ay, heyecan veren— heyecan isteyen bir ay. İşçi Bayramı'yla aralanıp hüsn-ü yusufun görünüp kaybolduğu, beni doğuran— Edip Cansever'i götüren ay. Arkadaşlarımı yeryüzünden çalan.
Peygamber Efendimiz(s.a.s)'in vefatından sonra İslam Devleti'nin yönetimi konusunda bir belirsizlik ortaya çıkmıştır. Bu belirsizlik Hz. Ebubekir'e biat edilerek halife tayin edilmesiyle ortadan kalkmıştır. Daha sonra ise İslam Devleti'nin idaresine sırasıyla Hz. Ömer, Hz. Osman, Hz. Ali ve Hz. Hasan gelmiştir.
İşte kitabımızda bu beş örnek halifenin hilafete geliş süreçlerini ve vefatlarını kısaca anlatmış.
Ben, şimdi yokluktan varlığa gelmişim!
Alemin geliş ve gidişiyle kaidesinden haberim yoktur!
Senin bu alemde ömrün olduğunca, beni doğru yola yönelt.
'İşin gidişi nasıl oluyor? Kaidesi nedir?'