Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Seyran bozkurt

'Onu pencerenin o şiirsel çerçevesi içinde böyle görünce, düşündüğüm kadın olduğuna inanmak istemedim, çünkü hayatın en sonunda kötü bir romana bu kadar benzeyebileceğini kabul etmek gelmiyordu içimden.'
Reklam
'...büyük bir üzüntünün ancak daha büyük utançları örtbas etmek için gösterilebileceğini düşündüğümü hatırlıyorum.'

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Üst sınıfların yapay şampanyasını alt sınıfların şişelerine dökemezsiniz
Sayfa 222Kitabı okudu
'Kendini korumak için de az, çok az sevmeye başlıyordun. Kendine gökyüzündeki en minik yıldızı seçiyor, sevdiğin yıldızı çukurun kenarından görebilmek için, yatarken başını yana doğru kıvırıyordun. Sıraya girip zincirlenirken, ağaçların arasından ona ürkek bakışlar fırlatıyordun. ... Daha büyüğüne asla sahip olamazdın. Bir kadın, bir çocuk, bir erkek kardeş - böylesi bir sevgi Georgia'daki Alfred'de seni tam ortadan ikiye ayırırdı. Evet, Sethe'nin ne demek istediğini çok iyi anlıyordu: Canının istediği şeyi sevebileceğin, onu arzulamak için birilerinden izin almak zorunda olmadığın bir yere ulaşmak. Evet, özgürlük buydu.'
Sayfa 212Kitabı okudu
Reklam
“Çünkü mutlu geçen çocuklarda anneler melek, babalar kahramandır . Çocukluğu mutlu yapan şey budur. Ama büyümek, melek sandığın annenin yuva yıktığını, kahraman sandığın babanın işkenceciler patronu olduğunu öğrendiğin halde onları sevmeye devam etmektir. Büyümek hayatın mazeretlerine inanmaktır, hatta hayata devam etmek için yeni mazeretler bulmaktır.” Aşıklar Delidir ya da Yazı Tura
'Gülerken acıyı unuttu. Gülmek varlığı ele geçirebilir diye düşündüm. Kısacık bir an için bile olsa gülmek pusuda bekleyen ölümü yenebilir. Bu yaşamaktır. Yaşamak zaten anlık bir şeydir.'
'Aşk ölümden büyükmüş gerçekten. Yazmayacak. Gittim, defteri kapattı ve bensiz hayatının ilk gününe başladı. Ne acı bir kırgınlık: bensiz yaşayabilmek. Varlık, var olduğunu bilmekle yetinemiyor, yüz on milyardan biri olmayı kaldıramıyor, bu yüzden özel biri için özel bir şekilde var olmak istiyor'
Sessizce orada oturuyor , babasını özlediğini görebiliyorum, içten ve yalın , ben de her şeyin bu kadar yalın olmasını isterdim; insanın babasını yalnızca özlemesini ve her şeyin bu kadarla bitmesini.
...Rüyalarımızın pası dağıldı. Ya da ben öyle sandım. Maryam bahçedeki çardağa çıkarken 'Nasıl kırıyorlar sonra bu kız çocuklarını? Nasıl kendilerine benzetiyorlar? Cinayet gibi. Belki biz de böyleydik. Sakatlanmadan büyüyebilseydik...Keşke öyle bir bilgisayar programı olsa. Ruhumuz sakatlanmadan büyümüş olsak nasıl insanlar olacağımızı gösterse.Ona bakıp nasıl olmamız gerektiğini görsek' dedi dertli dertli. Amira'nın duyduğunu bilmiyordum: 'Yarasız olsaydık' dedi, 'hiç ciddi bir yara almadan büyüyebilseydik kim bilir ne biçim kadınlar olurduk. Ne acayip olurduk be!' 'O rüyaları görmezdik' dedim ben de,'yani en azından.'
Reklam
Bizim içtiğimiz su bile acıyla, umutsuzlukla,korkuyla ve yıpranmışlıkla bulanıklaşmıştır.Onların içtiği yaşam saftır.
Martha, üvey annesinin gözünde birkaç damla yaş ve çocuğun pencerede üflediği nefes kadar dokunaklı, vadinin sabah melteminde gezinen bir hatıra dışında ardında hiçbir iz bırakmaksızın ortadan kaybolmuştu.
Sayfa -60Kitabı okudu
Öğleden sonra resim öğretmeni geldiğinde 'Gri' dedi Zehra soluk soluğa 'Hani o kar yağmadan, fırtına kopmadan evvel gökleri ve denizi dolduran sessizliğin buz mavisi var ya! Sizin getirdiğiniz boyalar o rengi elde etmeye yetmiyor.' Gülümsedi Celil Hikmet, manasını böylesine selametle sırtında taşıyan cümle içini titretmişti. Güzelliği bir kere hissedince sebepleri olur olmaz sıralayan aşkın en güzel demindeydi. 'Bu ruh da bu beden de benim olsun' bu kadarını diyemedi elbet ama 'bu rengin farkındasınız demek'... her gün onlarca rengi fark etmeden yaşayıp giden yüzlerce insanla karşılaştığını düşündü Celil Hikmet, eğer bir kadın bu griyi tanıyorsa ve onu böyle tarif edebiliyorsa onunla evlenebilirdi....
Geri118
283 öğeden 271 ile 283 arasındakiler gösteriliyor.