Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Algı dünyanız her zaman gerçek dünyanın gerisinde kalır. Bir başka deyişle dünyaya ilişkin algınız, gerçek anlamda canlı olmayan bir canlı yayın gibidir.
Sayfa 52
Algı dünyanız her zaman gerçek dünyanın gerisinde kalır. Bir başka deyişle dünyaya ilişkin algınız, gerçek anlamda canlı olmayan bir canlı yayın gibidir.
Reklam
"" Bir şeyin gerçek olması pek o kadar önemli değildir, fakat gerçek olarak algılanması çok önemlidir... ""
Sayfa 11 - Henry KissingerKitabı okuyor
Gerçek sevgi öylesine bulunmaz olmuştur ki, insanlar onu algı alanları dışında görmektedirler artık.
Sayfa 78
Platon' un Phaedrus adlı yapıtından etkileyici bir hikâye anlatılmaktadır. Hikâyeye göre Kral Thamus, sayılar, hesaplama, geometri, astronomi ve yazı dâhil pek çok şeyin mucidi olan Tanrı Theuth'u kabul eder. Theuth Kral Thamus'a bütün buluşlarını sergiler. Theuth bu buluşların faydalarından bahseder ve bütün Mısır'da bilinmesi
hiçbir şey arzulamaz, çünkü o an bütün arzuların üzerindedir; çünkü her şey yanı başındadır; çünkü istediği her şeye fazlasıyla sahiptir; çünkü o kendi yaşamının sanatçısıdır ve eserine her an canının istediği süsü ekleyebilir. O masalsı, düşsel dünya da öyle kolay, öyle doğallıkla ortaya çıkar ki! Sanki bütün bunlar serap değil de gerçektir! Cidden bazen bir anlığına da olsa bütün bu yaşamın duygusal kabarışlar; yanılsama, bir algı çarpılması değil, basbayağı gerçek, hakiki, canlı olduğuna inanmaya hazırdır!
Reklam
Algı hükümranlığında gölge gerçekten daha gerçek
Postmodernizm ile birlikte artık aklın devre dışı kaldığını; algının, aklı çarmıha gerdiğini görüyoruz; yani burada asıl önemli olan şey algı. Akıl hükümran değil artık, akıl devre dışı. Algı hükümran şu an. Algı, gerçek olandan daha gerçek. Görüntü yani, algı görüntüdür. Görüntü, gerçeğin görüntüsüdür, resmidir. Dolayısıyla gölgesidir aslında. Gölge gerçekten daha gerçek. Tam post-modern hikâye bu; izafileşme bu, mutlak sahte bu. Mutlak sahtenin hükümranlığı diyorum buna. Algı çağı, mutlak sahtenin hükümranlığıdır.
Sayfa 87
Henry Kissinger'a atfedilen " bir şeyin gerçek olması pek o kadar önemli değildir; Fakat gerçek olarak algılanması çok önemlidir " Sözü bir bakıma içinde yaşadığımız dünyayı da özetlemektedir. hepimiz demokrasi derken diktatörlüğün tahkim edildiği. Barış denilerek savaşın çıkarıldığı , özgürlük denilerek tutsakların ve bağımlılıkların var edildiği, sağlık denilerek hastalıkların üretildiği eğitim denilerek cehaletin yaygınlaştığı bir dünyayı gözlemliyoruz.
O bunun kötü, acıması bir yaşam olduğunu düşünür ve günün birinde o hazin çanın kendisi için de çalacağını, günün birinde bütün o düşlerle dolu yıllarını o acıması yaşamın bir günü için feda edebileceğini aklına bile getirmez; üstelik bunu mutluluğu uğ runa, talihi uğruna da yapmayacaktır, kederin, pişmanlığın ve dizginlerinden kurtulmuş acının saati geldiğinde, seçme şansı olmayacaktır. Ama henüz o büyük an gelmemiştir... hiçbir şey arzulamaz, çünkü o an bütün arzuların üzerindedir, çünkü her şey yanı başındadır, çünkü istediği her şeye fazlasıyla sahiptir, çünkü o kendi yaşamının sanatçısıdır ve eserine her an canının istediği süsü ekleyebilir. O masalsı, düşsel dünya da öyle kolay, öyle doğallıkla ortaya çıkar kil Sanki bütün bunlar serap değil de gerçektir! Cidden bazen bir anlığına da olsa bütün bu yaşa- mın duygusal kabarışlar, yanılsama, bir algı çarpılması değil, basbayağı gerçek, hakiki, canlı olduğuna inanmaya hazırdır! Peki neden Nastyenka, söyleyin neden böyle anlarda neden yüreği sıkışır?
Yalnız aşkta şöyle bir durum vardır: İnsanın âşık olduğu kişi hakkında zihinsel bir algısı vardır. Bu algı, bazen âşık olunan kimseyle birebir örtüşmez. İnsan aslında hayal ettiğine âşıktır. Sonra, ona yakın olup da zihnindeki hayali, âşık olduğu kişide görmediği zaman, duyduğu sevgi, nefrete dönüşebilir. Aslında karşısında duran gerçek kişiyi değil, kafasındaki imgeyi seviyordur.
Reklam
Henry Kissinger'a atfedilen "Bir şeyin gerçek olması pek o kadar önemli değildir; fakat gerçek olarak algılanması çok önemlidir" sözü bir bakıma içinde yaşadığımız dünyayı da özetlemektedir. Hepimiz, demokrasi denilerek diktatörlüklerin tahkim edildiği, barış denilerek savaşların çıkarıldığı, özgürlük denilerek tutsaklıkların üretildiği, eğitim denilerek cehaletin yaygınlaştırıldığı bir dünyayı gözlemliyoruz.
"Bir şeyin gerçek olması pek o kadar önemli değildir fakat gerçek olarak algılanması çok önemlidir"
Sayfa 11
"Bir şeyin gerçek olması pek Okadar önemli değildir, Fakat gerçek olarak algılanması çok önemlidir."
Önemli Bulduğum Bazı Kavramlar (Bilmek Ve Olmak adlı kitabımdan alıntıdır) Bir insanın kendini geliştirmesi ve gerçekleştirmesi için bazı kavramları ve olguları bilmesini zorunlu görüyorum. Bunlardan bazılarını aşağıda açıklıyorum. Özbilinç: özbilinç en genel anlamıyla kişinin kendi duygu düşünce ve davranışlarından haberdar olma halidir.
Cidden bazen bir anlığına da olsa bütün bu yaşamın duygusal kabarışlar, yanılsama, bir algı çarpılması değil, basbayağı gerçek, hakiki, canlı olduğuna inanmaya hazırdır!
958 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.