Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
buda şöyle feryat ediyor: ''kadın ve evlatla bağı değil, pekiyi nasıl bir bağı? dostla bağı mı? [hayır]; bütün bağlarını kes! bütün anlaşmalarını iptal et, düşündüğün her ne varsa artık düşünme, gergedan gibi tek başına sefer yap; hırs gitmiş, arzu gitmiş, aşk gitmiş, kadın ve evlat düşüncesi gitmiş, dostla bağ gitmiş, ülkeyle bağı kaybetmiş... gergedan gibi yalnız başına sefere çık, her türlü bağdan kurtul, özgürleş! her türlü bağdan kurtuluş, bu dünyadaki her şeyden ve herkesten her türlü bağdan kurtuluş... gergedan gibi tek başına sefere çık'' budur mistik hint zahitliliğinin mesajı.
Sayfa 231 - fecr yayınevi
Hayvanların Filozofu Gergedan Bey
Yaşam hakkında kafa yormak istemediğiniz sürece değil benim sözlerimi, kendi gevezeliklerinizi bile anlayamazsınız.
Sayfa 74 - Can ÇocukKitabı okudu
Reklam
eugene lonescu şöyle diyor: ''bugünün insanı ya bozulmalı, zelil, zebun, köle ve iradesiz olmalı, belirleme, seçme ve yaratma gücünden yoksun olmalı ve basit bir tüketim aracı olmalı ya da gergedan olmalıdır.''
Sayfa 247
Sen bir yılandın, yılandan nasıl insan oldun? "Ben insandım," dedi şehzade. "Beni yılan etmişlerdi. Şu yeryüzünde her şey insan. Kurt, karınca, börtü böcek, ot çiçek, kuş, kamış, at eşek, fil, hem de tek boynuzlu gergedan. Hepsi, her şey insandır. Toprak, taş, madenler, yıldızlar da insandır...."
Sayfa 313Kitabı okudu
Tehlikeli Bir Deney
Eğer keyfi isterse insanlığın mağara dönemine geri dönebilir, bataklıklar arasında tüylü gergedan peşinde koşabilirdi. Veya yapay bir Nirvana'nın sonsuz koridorlarında bedensiz bir ruh olarak süzülebilirdi.
Gergedan Olmak
Sonunda gergedanlar normal insanlardan daha çok olunca, boynuzlular normal, boynuzu olmayan insanlar ise anormal sayılmaya başladılar. Çünkü çoğunluk gergedan olmuştu artık.
Reklam
Siz henüz gergedan olmadıysanız, acı çekiyorsunuz demektir. Çünkü bu ülkede olup bitenlerden acı çekenler, ekranlardaki yozlaşmaya akıl erdiremeyenler, hileyi, yalanı, çürümeyi, tezgâhı içlerine sindiremeyenler, ayakların nasıl baş yapıldığını anlayamayanlar gergedan olmayan, normal insanlardır. Gergedanlar bunların hiçbirine aldırmıyor. Sistemde yerlerini almışlar. "Başarılı insan" olmanın keyfini sürüyor ve alıştıkları için hem kendi alınlarındaki hem de çevrelerindeki boynuzları görmüyorlar.
Bugün Afrika bizim için büyük memelilerin biricik anayurdudur. Günümüzün Avrasyasında da (Afrika'nın Serengeti düzlüklerindeki kadar bol olmasa bile) Asya gergedanları, filleri ve kaplanları, Avrupa'nın yassı boynuzlu geyikleri, ayıları (klasik çağlara kadar) aslanları gibi pek çok büyük boy memeli hayvan var. Bugün Avustralya/Yeni Gine'de aynı derecede büyük boy memeli hayvan yok, aslında 50 kilogramlık kangurulardan başka iri hayvan yok. Ama eskiden Avustralya/Yeni Gine’de dev kangurular, Diprotodon denen ve büyüklüğü bir inek büyüklüğünü bulan, gergedan benzeri keseli hayvanlar ve keseli “leopar” da içinde olmak üzere çeşitli büyük boy memeliler vardı. Eskiden ayrıca 200 kilogram ağırlığında devekuşu benzeri uçamayan kuşlar, bunlardan başka bir tonluk kertenkele, dev piton, karada yaşayan timsah gibi şaşırtıcı derecede büyük sürüngenler vardı. Avustralya/Yeni Gine'nin bütün bu devleri (diğer bir deyişle mega-faunası) insanlar buralara geldikten sonra yok oldu. Bunların tam olarak ne zaman yok oldukları konusu hâlâ tartışmalıdır ama Avustralya'da on binlerce yıllık geçmişleri olan, müthiş birer hayvan kemiği deposu halindeki kazı yerlerinde çok dikkatli kazılar yapıldı ve buralarda bugün türleri tükenmiş olan o devlerin son 35.000 yıllık bir dönem içinde hiçbir izine rastlanmadı. Dolayısıyla, Avustralya'nın mega-faunası belki de insanlar geldikten sonra yok oldu.
"Modern insan, hayatta kalmanın ne demek olduğunu unuttu. Et yemek istediğinde süpermarkete gidip cüzdanını çıkarması yeterli oluyor. Oysaki etin anlamı bu degil." Ayağa kalkıyor, çıplak kolları kana bulanmış; yerde duran impalaya(gergedan) bakıyor. "Et bu işte."
Martı Yayıncılık/ JohnnyKitabı okudu
İnsanların ataları insan değildi. Yeterince geriye gittiğinizde atanız bir balıktı. Tabiri caizse, son Homo erectus ebeveynlerinin ilk Homo sapiens yavrusunu dünyaya getirdiği bir an olmalı değil mi? Yanıt hayırdır. İlk insan hiç olmadı. İlk tavşan, ilk gergedan da hiç olmadı; çünkü şimdiye kadar doğan her canlı kendi türünün ebeveynlerine aitti. Diğer sebebi de çok aşamalı ve çok yavaş bir süreç olmasıdır; öyle ki 200 milyonuncu büyük büyük ebeveynimiz balık iken geriye gitmeye devam edersek solucan atalarımıza ulaşırız ve bu böyle devam eder. İnsanların bir canlının çok belirsiz bir şekilde başka bir canlıya dönüşmesi fikrini kavramalarındaki güçlük, bunun zor fark edilmesinden kaynaklanıyor. Tüm bunlar çok aşamalı olarak meydana geldi. Saatinizin akrebini hareket ederken göremiyor olmanızla benzerlik kurabilirsiniz. Bir zaman sonra kendimizi orta yaşlı olarak görmekten vazgeçip kendimizi yaşlı olarak görmeye başlıyoruz. Ama orta yaşlı biri uyumaya gidip de sabah kalktığında "Yaşlıyım" demez.
Reklam
Nilgün ölmüş. Beşinci kattaki evinin penceresinden kendini aşağı atarak canına kıymış. Ece Ayhan söyledi. Çok değişik bir insandı Zelda. Akşamları belli saatten sonra kişilik, hatta beden değiştiriyor gibi gelirdi bana. Yüzü alarır, bakışlarına çok güzel, ama ürkütücü bir parıltı eklenirdi. Çok da gençti. Sanırım, otuzuna değmemişti daha. Ece ile gergedan için yaptığımız aylık söyleşide ondan şöyle söz ettim: Bu dünyayı başka bir hayatın bekleme salonu ya da vakit geçirme yeri olarak görüyordu. Dönüp baktığımda bir acı da buluyorum Nilgün’ün yüzünde. O zamanlar görememişim. bugün ortaya çıkıyor.” -Cemal Süreya / Günler (841. Gün) / Nilgün Marmara'nın ölümü üzerine.
1.500 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.