"...Halbuki bak bu zât, büyük ve çok âdetleri; hem inatçı, mutaassıb büyük kavimlerden, zahirî küçük bir kuvvetle, küçük bir himmetle, az bir zamanda ref'edip yerlerine öyle secaya-yı âliyeyi ki, dem ve damarlarına karışmış derecede sabit olarak vaz' ve tesbit eyliyor. Bunun gibi daha pek çok hârika icraatı yapıyor. İşte şu Asr-ı Saadeti görmeyenlere, Ceziretü'l-Arab'ı gözlerine sokuyoruz. Haydi yüzer feylesofu alsınlar, oraya gitsinler. Yüz sene çalışsınlar. O zâtın, o zamana nisbeten bir senede yaptığının yüzden birisini acaba yapabilirler mi?..."
TOYNBEE = İslamofobi + Türkofobi
Afganistan'da aynı oyun, farklı isimler, devşirilmiş adamlar, aynı sakal, aynı cüppe, aynı silah, ölen Müslümanlar ve ölen Türkler. Sosyal bilimleri özendirici olmazsak bu okumaları yapamayacağız. Yeni Cemil Meriç'imiz kim, Ahmet Kabaklı'nın boşluğu niye dolmadı, Aytunç Altındal'ın çalışmalarını kim devam ettiriyor, kayıp kitapları kimde? Kayıp yıldızlarımız çok, Kemal Çapraz'ımız yok, Ömer lütfü'müz yok, Durmuş Hocaoğlu'nun kürsüsünü kim ışıtacak, bu yıldız adamlarımızı kim parlatacak? Sıfırımızı (Milenyum Taşımızı) çaldılar. Çıkış yaptığımız yerin adını tahrif ettiler. Zamanımızla, Coğrafyamızla, Tarihimizle oynadılar. Medeniyet Omurgamızdan kültür taşlarımızı çaldılar, sonra da sen felç oldun diyerek gelip çöktüler. Gittiler mi? Hayır. Gitsinler mi? Sen karar vereceksin. Ben, GÖRDÜM, OKUDUM, İRKİLDİM ve YAZDIM....
Sayfa 180 - ARKA KAPAKKitabı okudu
Reklam
Uyku Ve Erdem Kürsüleri Üzerine
Uyku ve erdem üstüne pek güzel konuşan bir bilgeyi övdüler Zerdüşt’e: kendisi bu yüzden çok saygı görür, el üstünde tutulurmuş, bütün gençler de kürsüsünün önünde otururlarmış. Ona gitti Zerdüşt ve bütün gençlerle birlikte, kürsüsünün önüne oturdu genç peygamber. Ve şöyle buyurdu bilge: Saygı ve utanç duymalı uykunun karşısında! İşin başı
"- Ya halk ayrı ayrı kişilerin bir arada toplanması değil mi? Halkı ayrı ayrı kişiler meydana getirmiyor mu? Elbetteki halkı ayrı ayrı kişiler meydana getiriyor. Herkes kendi bildiği yolda yürüyor. Çalışıyor, yaptığı işi seviyor, kendisi için iyi bir iş yapıyor ya da yaptığını sanıyor; kimi ise başka bir yolda gidiyor. O da çalışıyor; o da iyi bir iş yapıyor ya da yaptığını sanıyor; yalnız ötekinin tuttuğu yolu beğenmiyor. Ama onlar aynı topraklar üstünde, aynı göğün altında yaşıyorlar. Olabilir ki ikisinin yaptığı iş de iyi bir iştir, faydalıdır. Bırakalım, ayrı ayrı yollarda gitsinler. Onları bir tek yolda yürütmeye bir mecburiyet var mı?" "-Senin düşüncelerin çürük! Çürük ve zararlı. Komünizm çerçevesi içinde senin bu düşüncelerin üzerine tartışmaya yer yok. Senin bu düşüncelerin ondokozuncu yüzyılın burjuva milliyetçilerine ve günümüzün zararlı ve tehlikeli Batı felsefesine ait düşüncelerdir. Büyük Bolşevik ihtilâli senin bu düşüncelerini yerin dibine gömdü. Senin karşında duran insan iyi bir insan mı kötü bir insan mı, bunun önemi yok. Senin karşında duran insan, her şeyden önce, komünizm kurucusu olmalıdır. O, bir komünizm kurucusu ise, ne kadar kötü bir kişi olursa olsun, onun gücünden yararlanacaksın. Senin karşında duran kişi bir komünizm kurucusu değilse, onu yok edeceksin. Hemen, yok edeceksin. Öldüreceksin!"
Sayfa 83 - Ötüken Yayıncılık
Kuşlarımı da bırakayım gitsinler Dışarıda ölürler mi sence Postacı mektup bile getirmezse onlardan Ben bir anne gibi ağlarım sonra Bırakmayayım, gitmesinler bari maviş anne Ölürler yazık dışarıda! Onlar birer yıldız olursa Biri mavi, biri yeşil Ben onlara bakarım maviş anne.
Sayfa 21 - epub-metis yayınlarıKitabı okudu
352 syf.
10/10 puan verdi
5 üzerine 10 diyerek başlıyorum kitabın yorumuna. Cas Lowood, ihbarlar üzerine hayaletlerin peşine düşüp, onları avlayan bir hayalet avcısıdır. Bir gün kan giyinmiş bir kız ile ilgili bir ihbar alır. Ve bu durumla ilgili ilginç hislerle yola koyulur. Görevi, evine adım atan herkesi vahşice öldüren Anna Korlov'u öldürmektir. Ama Anna diğer hayaletlerden çok daha farklıdır. Öldüğünün farkındadır ve aslında insanları öldürmek istemez, ama bununla ne kadar savaşsa da karşı koyamaz. O'nu buraya bağlayan kara büyüdür. Yazarı tebrik ediyorum, son sayfaya kadar gerilimi ve heyecanı en üst seviyede tuttu. Anna'nın hikayesi yürek burkan cinstendi. Supernatural hayranı olarak kitapta o esintileri hissetmek keyifliydi. İyisi mi Sam ve Dean atlasınlar impalalarına Cas'e yardım etmeye gitsinler ki Anna'yı canlı kanlı birine dönüştürsünler. Cennet ve Cehennemle o kadar içli dışlılar bari bir işe yarasın ama değil mi ;) Kesinlikle tavsiye ederim.
Anna - Kan Giyinmiş Kız
Anna - Kan Giyinmiş KızKendare Blake · Martı Yayınları · 2014247 okunma
Reklam
444 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.