Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Ekmek elden su gölden olunca böyle oluyor.. - Çobanlık yapar mısın? - Yok almayayım. - Kim yapacak? - Afganlar.. - Tarımda çalışır mısın? - Daha neler yav!
168 syf.
·
Puan vermedi
·
10 saatte okudu
En güzel gün hiçbir şey düşünmeden nefes aldığımız günmüş!
Nedir sakarmeke? Sulak alanlarda yaşayan bir kuş türü. Yazarımız
Mehmet Fırat Pürselim
Mehmet Fırat Pürselim
kitabı ve kalemi ile ilk defa tanışıyorum. kitapta birbirinden farklı; Aşk, faşizm, işsizlik, güç, sıkışmış hayatlar, bağlılık, aidiyat, Umut, mültecilik, hastalık, yuva, aile gibi temalardan oluşan öyküleri okuyoruz. Yazarın öykülerine zaman zaman yer verdiği kitaplar, şarkılar, şiirlerden mısralar ile zenginlik katmış. Her bir öyküye ait O kadar şey var ki anlatacak. Ben yazarım tarzını çok severek okudum eminim sizler de severek okuyacaksınız. Kuşların da içi sıkılır mı anne? "Sıkılmaz mı kuzum! Sıkılmasa neden başlarına alıp oraya buraya gitsinler?" Keyifli okumalar
Sakarmeke
SakarmekeMehmet Fırat Pürselim · İthaki Yayınları · 2020182 okunma
Reklam
"Geçer yavrum," dedi. "Geçmez sanırsın ama bir sabah uyanırsın ki kuş kadar hafifsin. İçindeki sıkıntı ne zaman almış başını gitmiş düşünürsün de bulamazsın." "Kuşların da içi sıkılır mı anne?" "Sıkılmaz mı kuzum? Sıkılmasa neden başlarını alıp oraya buraya gitsinler?" "Geçer mi sonra?" "Geçer elbet. Hani yükselirler, yükselirler sonra süzülmeye başlarlar ya... işte o zaman bil ki ferahlamışlardır."
Sayfa 102 - İthaki YayınlarıKitabı okudu
”Severim ben seni, candan içeri, Yolun vardır, bu erkandan içeri, Beni bende, deme, bende değilim, Bir ben vardır bende, benden içeri.” Yunus Emre Bi bak bakalim ne var senden içeri ?
Zaten fiziksel şiddetin hiç azalmadığı bi meslek grubu olan sağlıkçılar koşulların iyileştirilmesi için ses yükselttiğinde 'giderlerse gitsinler' deyip kapıyı gösteren ve kendine ekonomist mi ne öyle bi şey diyen o kişi şiddete meyilli hastalıklı zihniyetleri sağlıkçılara karşı yüreklendirmişti. Siyasi dilin kitlelere tesiri inkar edilemez. Bu aklımızda bulunsun. Aslında başına beş el ateş edilen öğretmen cinayetiyle ilgili birkaç bi şey diyecektim. Malum cinayetin failinin yanı sıra ebeveynleri de konu edilmelidir. Katilin anası babası hatta bibisi de sorumlu tutulmalı diye düşünüyordum da şu an. Ahlaklı ve vicdanlı bi toplum yaratmak için ebeveynlerin sorumluluğu hukuki dayatmalarla cezai yaptırımlarla mümkün olabilr. Hukukun sopası ebeveynin sorumluluk bilinci kazanması için kalkmalı çifte daima parmak sallamalı diye düşünüyorum. Çocuk demek sorumluluk demektir anlayışının hukuksal karşılığı olmalı.
Ömer'in (R.A.) İslâmiyetten evvel ve İslâmiyete girdikten sonra iki haline bak! Evvelce bir çekirdek halinde iken, sonra muhteşem bir ağaç olduğunu görürsün. Ve hakeza, bu zatın icraat-ı esasiyesinin hârikalarından gördüğümüz ancak binde biridir. İşte asr-ı saadeti görmeyenlere, biz Ceziret-ül Arab'ı gözlerine sokuyoruz. Kendilerini tecrübe etsinler. Yüz feylesoflarını da beraber alıp Ceziret-ül Arab'a gitsinler. Yüz sene çalışsınlar. Acaba o zatın o zamana göre bir senede yaptığı icraatının yüzden birisini de bu zamanda yapabilirler mi? Mesnevî-i Nurîye(Bd.)
Sayfa 43
Reklam
208 syf.
·
Puan vermedi
·
3 günde okudu
Kitabın adı: Millî Mücadele Tarihi Yazarın adı:Halil İnalcık Dayfa sayısı:208 İlk kez okuduğum ve şimdiye kadar okumadığım için pişmanlık duyduğum bir kalem oldu yazarımız .Zararın neresinden dönersek kârdır diyelim. Tarih okumayı seven herkesin okuması gerektiğine inandığım bir kitap ve kalem. Kitabı okurken dikkatimi çekti şimdiye kadar okuduğum kitaplarda rastlamadım günümüzde bizim yaşadığımız ve gitsinler diye bas bas bağırdığımız mültecilerin gelmesi gibi bir durum Osmanlı döneminde de yaşanmış o zaman gelen mültecilere de değişik imtiyazlar ve verilmiş. Halk yokluktan sızlanırken onlar onlar ağalar paşalar gibi yaşamış zenginleşmişler devlet görevine gelmişler. Günümüzde de böyle değil mi.....
Millî Mücadele Tarihi
Millî Mücadele TarihiHalil İnalcık · Kronik Kitap · 2022430 okunma
Acaba hiçbir cihette imkân ve ihtimal var mı ki, o şişelerden alınan muhtelif mikdarlar, şişelerin garib bir tesadüf veya fırtınalı bir havanın çarpmasıyla devrilmesinden, herbirisinden alınan mikdar kadar yalnız o mikdar aksın, beraber gitsinler ve toplanıp o macunu teşkil etsinler? Acaba bundan daha hurafe, muhal, bâtıl birşey var mı? Asa-yı Musa - 158
Sayfa 158Kitabı okudu
Kuşlarımı da bırakayım gitsinler Dışarıda ölürler mi sence Postacı mektup bile getirmezse onlardan Ben bir anne gibi ağlarım sonra
Bu zamanın gençlerine, tazelerine, ne oldu bilmem ki? Bir delilik, bir çılgınlık, bir hoppalıktır gidiyor... Şaşıp kalıyorum... Mahallelerini, evlerini beğenmiyorlar... Hayatlarını değiştirmek istiyorlar... Baksana, Hatice bile, Hoca Mustafa Efendi’nin kızı, ille aktrist olacağım diye tutturuyordu. Ben mutaassıp bir kadın değilim. Genç kızların, memur, muallime, mağazalarda tezgâhtar olmalarına itiraz etmem. Tiyatroya gitsinler, çalgılı kahveye de gitsinler, kızmam. Amma, aktrisliği zihnim almıyor, bir Müslüman kızına yakıştıramıyorum, ayıp değil a... Zaten oyuncular, bizde, kim ne derse desin, âdi insanlar... Hiç kibar sınıfından, asilzade bir gencin oyuncu olduğunu gördünüz mü?.. Olmaz... Misal yok... Hatice’ye ben bunları söyledim de... Amma.. kabil mi anlatmak?
Reklam
512 syf.
2/10 puan verdi
·
14 günde okudu
İçimde ki nefreti tutamıyorum
Allah bana ikinci şans verse de, bu seriyi satın aldığım güne götürse. Keşke, keşke ya, keşke götürse! Allah kahretsin, ya her sayfanın sonunda ben neden cinnet geçirmek zorundayım? Bu kitabı nasıl okumam gerektiğini anlamadım. Beynimi çıkarıp başka bir kabın içine geçici olarak koyup o şekilde mi okusam, yoksa hızlı oku, sindirme zahmetine bile
İkizalev
İkizalevBinnur Nigiz · Dokuz Yayınları · 2022442 okunma
İşte, şu asr-ı saadeti görmeyenlere, Ceziretül Arab-ı gözlerine sokuyoruz. Haydi yüzer feylesofu alsınlar, oraya gitsinler, yüz sene çalışsınlar! O zatın, o zamana nisbeten bir senede yaptığını yüzden birisini acaba yapabilirler mi?
192 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Ben ne okudum !!! Çok güzel bir kitap okudum ,güzel bir yazarlada nihayet tanışmış oldum.İlk defa Mine Söğütten bir eser okudum .Daha dururmuyum? Hayır durmam bütün eserlerini bu hızla okurum. Okuyanlara sormak lazım okurken sizler de bir ''Mihail Bulgakov'' ve ''Hakan Günday'' tadı aldınız mı? Ben çok güzel aldım ve çokta hoşuma gitti o karanlık evren de kırmızı kadife perdelerin arasındaymışcasına tekrardan dolaşmayı. Zaman algımızı eserde biraz değil tam yitiriyoruz son sayfalara gelene kadar.Zaten okudukça insanı yazar hapsediyor kelimelerine.Vanilya kokusu burnumda halen bunları yazarken sizlere.Sahiden kim bu KadınAdam diyorsunuz.Korkmuyorsunuz fakat geriliyorsunuz.Fakat en sevdiğim bölümler hep sevgili Olgaya ait olan bölümler.Olganın kederini içimde en derinde hissettim. Ben de onunla güzel porselen bardaklarda sıkıca kapanmış perdelerin arasında boğazın hafif gürültüsünde çay içip son kez en içten kahkahalarımı atmak isterdim. Sevgili dizi-film platformlarıbu eseri kaçırmayın fakat hakkıyla yapın derim. ''Ülken seni buraya yapayalnız mı gönderdi?Yapayalnız ve korunmasız ve ölüme belki de?O ülkede yaşlı kadınlar kızlarını,ergenlikten yeni çıkmış torunlarını iki yanaklarından öperek otobüslere bindiriyorlar komşu ülkeye oruspuluğa gitsinler diye.Sonra banka hesaplarına yığınla para yatıyor.Paraları çekip küçük kızlarına ve küçük torunlarına süt ve elbise alıyorlar.Ah o kadınlar! Kimileri bir zamanlar öğretmendi.Sonra,sonra çocuklara öğrettikleri her şeyi sobalarda yaktılar.Tüm idealler sadece bir kış,sadece tek bir kış ısıtmaya yetti tek göz odalarını.''
Madam Arthur Bey ve Hayatındaki Her Şey
Madam Arthur Bey ve Hayatındaki Her ŞeyMine Söğüt · Can Yayınları · 2022936 okunma
630 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.