Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Kuramlar iktidar tarafından kodlanmış ve akış yatağını belirlemek üzere dikilmiş engellerin belirlediği bir yüzeyde hareket etmediği için, fikirlerin bir hiyerarşi içinde bütünleştirilmesi de mümkün olamaz. Tıpkı kök bitkilerin yerin altında gelişmesi gibi göçebe düşünce iktidarın pürtüklü yüzeyinde değil, yer altında toprağın ve yeraltı nehirlerinin gücüyle bir arada gelişmektedir.
Sayfa 12 - metis
Düşünce, etnik merkezli politik sentezin ürünü olmamalıdır.
metis
Reklam
Azınlık, Deleuze felsefesinde sayıca az olanı değil, egemenlik aygıtı tarafından dışlanan ve tabii kılınan bütün toplumsal kümeleri temsil etmek için kullanılan bir kavramdır.Aslında felsefe de halka,ulusa değil, ulusu dikey kesen hiyerarşilerin içinde, düşünce imgesinin dışladığı veya yok saydığı söz konusu azınlıklara seslenir. Burada düşünce kendisini, merkezi devlet biçimine karşı dağılmış bir gücü uygulama aracı olarak konumlandırır.
Sayfa 17
Türk Milleti’ne Çağrı
Milletimiz Orta Asya’daki hayatının en eski yüzyıllarında atı ehlilestirmek suretiyle mesafeleri kısaltmayı bilmis, böylelikle genis bölgeleri kontrol etmek imkanını bularak büyük devlet kurmak basarısını sağlamıstır. Baska milletler ancak sehir devletleri kurabilirlerken, birçok sehirleri de içine alan bu devletler, Türklere cihan hakimiyeti ve
Kımıldadığını hissettim. Şiltenin üstünde kayarak yanıma geldi. Melanie’nin de istediği buydu. Çok yakındık. Doğru düşünmek, doğru nefes almak mümkün değildi. Ama ondan uzaklaşamıyordum. Melanie, Jared ile yakınlaşmamdan birden rahatsız oldu. Oysa bunu kendisi istiyordu.
DÖRDÜNCÜ BÖLÜM İSLAM’IN KILICI O zaman kadar Cengiz Han imparatorluğunu Asya sınırlarından ileri götürmemişti. Çölde büyümüş ve medeniyete ilk teması Katay’da gerçekleşmişti. Bunu takiben Katay şehirlerini bırakarak doğduğu yaylanın otlaklarına dönmüştü. Daha sonra Güçlük olayı ve Müslüman tacirlerin gelişleri ona Asya’nın öbür yarısını da
Reklam
aklım, haklıyım, et firarını! ovdun ve okşadın beni çıktı içimdeki cin; ondan ölümümü diledin. mayıstı. seni o yüzden bağışladım! ben en çok mayısta su içerim derinim balık kaynar derinim kanımı kaynar ben en çok mayısta öne eğerim başımı içimden felçli bir göçebe gökyüzüne bakar avuçlarımda yaralı kelebek taşımayı mayısta öğrenmiştim; ve teraslarda bach dinlemek en çok mayısa yakışırdı ve kim bilir mayıs artık en çok senin tanrılarına yakışır tiril tiril bembeyaz bir giysiyle rüzgarda ayakların çıplak öyle başın öne eğik yıllarca o boş terasta durmak kartpostallardan tanıdığın bir şehri düşünmek gibi bir yaraya kabuk olmayı kabullenmek gibi eksik, yarım, farkına varmaktan kaçınılan tam tam yaza girecekken yazın omzuna yüzünü dayayacakken çekip giden ayaklarının altından o son sığınak terası da acılarının veliahtı bach'ı da çekip gitmiştir işte, yalnızca gitmiştir yani. . anlıyor musun. . mayıstı. . seni o yüzden bağışladım!
Sayfa 70
Türk milletine çağrı
Milletimiz Orta Asya’daki hayatının en eski yüzyıllarında atı ehlileştirmek suretiyle mesafeleri kısaltmayı bilmiş, böylelikle geniş bölgeleri kontrol etmek imkânını bularak büyük devlet kurmak başarısını sağlamıştır. Başka milletler ancak şehir devletleri kurabilirken, birçok şehirleri de içine alan bu devletler, Türklerde cihan hâkimiyeti ve
Mühim
A'kil-bâliğ olan kimselerin yapmakla mükellef oldukları üç husus vardır: 1. İtikad (İnanç) 2. Fıil (Yapılması gereken ameller) 3. Terk (Terkedilmesi lâzım gelen davranışlar) İtikada ve kalbin amellerine gelince, insan âkil-baliğ olduğunda, kendisine her şeyden önce kelime-i şehadeti bilmesi ve anlaması farzdır. Ancak âkil-bâliğ
  MALAZGİRT’İN 900. YILDÖNÜMÜ VE MİLLÎ KÜLTÜR Hüseyin Nihal Atsız Geçmişi anmak insanlara mahsus bir iştir. Hayvanlar geçmişi düşünmez. Onlar yalnız içinde bulundukları ânın kaygısındadır. “Geçmiş” ne kadar kusurlu olursa olsun bugün ve yarın için vereceği derslerle, göstereceği ibretlerle ihmaline imkân olmayan bir kitap, insanlara milletlerin
Reklam
BİR FELSEFE ÖĞRETMENİNİN YANLIŞLARI Bütün Türklerin dayanağı ve belkemiği olan Anadolu Türklerini her şeyden önce düşünmek, onları kalkındırmak anlamında olan makul Anadoluculuğun yanında, bir de, Anadolu dışındaki Türkleri defterden silmek, hattâ onlara düşmanlık gütmek gibi yıkıcı bir Anadoluculuk vardır ki son zamanlarda genişlemek istidadını
TÜRK MİLLETİNE ÇAĞRI Milletimiz Orta Asya’daki hayatının en eski yüzyıllarında atı ehlileştirmek suretiyle mesafeleri kısaltmayı bilmiş, böylelikle geniş bölgeleri kontrol etmek imkânını bularak büyük devlet kurmak başarısını sağlamıştır. Başka milletler ancak şehir devletleri kurabilirken, birçok şehirleri de içine alan bu devletler, Türklerde
-Aşk dikiş tutmaz hercai gönüllerde, göçebe kabileye döner.-
Periler Ölürken Özür Diler
Ayak izlerimizde ölüp erimiş peri pelerinleri Periler birbirine düşman, pelerinler birbirine küs Sana bugün bir mektup yazdım: En çok En çok güllerden sözettim Saydam renksiz tutkun güllerden Bir gül olmak korkusundan
34 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.