Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

154 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
23 saatte okudu
"Hırs" Teması Ekseninde İnsanın Doğasını Resmetmek: Macbeth
“İnsanın içinden geçenler yüzünden okunabilseydi! Nerde! Öyle bir sanatımız yok.” (sayfa 15) 1. Kısaca Shakespeare ve Eserlerine Bir Bakış 1606 yılında yazıldığı düşünülen Macbeth,
William Shakespeare
William Shakespeare
’in en çok okunan ve oynanan oyunlarının başında geliyor. İskoçya ve İngiltere arasındaki ilişkiler üzerine yazan Shakespeare’in her oyununda olduğu gibi bu oyununda da insan denen garip canlının sayısız duygu durumlarını elinden geldiğince sanatıyla yeniden yorumlamasını okuyoruz. Gözlem yeteneğinin üst düzey olduğu her edebiyatsever tarafından kabul edilen William Shakespeare’in trajik olayları resmetme başarısı aradan geçen 400 yılda okurlar nezdinde halen daha saygı uyandırmayı başarıyor. Oyunlarında birçok farklı konuyu bir arada işlese de, her zaman birine daha fazla ağırlık verdiğini ve eserini o tema üzerine inşa ettiği bilinir Shakespeare’in.
Romeo ve Juliet
Romeo ve Juliet
’te salt aşk kavramı ağır basarken,
Othello
Othello
’da ana tema kıskançlıktır.
Hamlet
Hamlet
’te daha çok intikam üzerinde duran yazar,
Bir Yaz Gecesi Rüyası
Bir Yaz Gecesi Rüyası
’nda insanlar arasındaki çarpık ilişkilere odaklanır.
Kral Lear
Kral Lear
,
II. Richard
II. Richard
,
Julius Caesar
Julius Caesar
,
Titus Andronicus
Titus Andronicus
,
Atinalı Timon
Atinalı Timon
,
Antonius ve Kleopatra
Antonius ve Kleopatra
gibi konusunu İngiltere ve dünya tarihinden alan önemli oyunları da bulunan Shakespeare’in en önemli yapıtlarından biri olarak anılan
Macbeth
Macbeth
'te ise hırs teması ağır basıyor. Politik bir atmosferde seyreden oyun, hırs duygusunun insanı nerelere sürükleyebileceğini gözler önüne seriyor. Macbeth'in Shakespeare'in eserleri içinde en kalabalık karakter sayısına sahip oyunlarından biri olduğunu da ek bilgi olarak söylemek gerek. Fakat buna rağmen ana olayların Macbeth ve eşi ekseninde ilerlediğini görmekteyiz. 5 perdeden oluşan oyunun son perdesinin ilk 4 perdeye oranla daha hızlı gelişip sonuca bağlandığını da bir eleştiri olarak eklemek mümkün. Bir acelecilik seziliyor ve sahneler art arda sıralanıyor. Daha uzun tutulması oyunun geride kalan temposu düşünüldüğünde daha mantıklı bir tercih olarak aklımızda yer ediyor şüphesiz. 2. Tolkien ve Shakespeare
Yüzüklerin Efendisi
Yüzüklerin Efendisi
serisiyle fantastik edebiyatın mihenk taşlarından birine imzasını atan İngiliz yazar
J. R. R. Tolkien
J. R. R. Tolkien
'in Shakespeare’in Macbeth’ini sevmediği söylenir. Hatta öyle ki, Macbeth’teki bir sahneden yola çıkarak eserlerine bir bölüm dahi ekler Tolkien. Macbeth’teki Birnam Ormanı’nın yürüdüğü söylenen sahneyi Entlerin yürüyüp savaşa katıldığı sahne olarak yeniden resmetmiştir. Buna ek olarak, Macbeth’i de Witch King karakterinde ete kemiğe büründürmüş, güç için ruhunu satan bir karakter olarak eserinin en önemli karakterlerinden biri olarak tasarlamıştır. Bununla da yetinmeyen Tolkien tıpkı Macbeth’in kulağına fısıldanan kehanet gibi Witch King’i de bir kehanet üzerine inşa etmiştir. Macbeth’i herhangi bir anadan doğmuş kişi öldüremeyecektir, Witch King ise dünya üzerindeki hiçbir erkek tarafından öldürülemeyecektir. Tüm bu bilgiler ışığında Tolkien’in Macbeth’ten esinlendiği çıkarımını yapmak mümkün. Fakat o Shakespeare’in insan ruhunun dehlizlerine inen ve derin vicdani sorgulamalar yaptıran Macbeth eserini ucuz bir fantezi olarak nitelendirmiş ve “daha iyisi işte böyle yapılır” diyerek büyük eseri Yüzüklerin Efendisi’nde uygulamalı olarak göstermiştir. Konu üzerine daha farklı okumalar yapmak mümkün fakat burada bırakıp bu yazının asıl konusuna geçmek daha iyi olacaktır. 3. Doğaüstü Unsurlar ve Macbeth Yine Shakespeare okurlarının bildiği üzere, birçok oyununda doğa üstü unsurlar da yer alır. Bu durum, oyunlara masalsı bir hava katsa da, aynı zamanda oyunun gerçekliğine zarar vermediğini ve bütünselliğini bozmadığını belirtmek gerekir. Macbeth’te karşımıza çıkan cadı figürleri için de bu durum geçerlidir. Macbeth’in karşısına çıkan ve ona bir kehanet fısıldayan cadılar Macbeth’in zihninin bir ürünü müdürler yoksa gerçekten canlı kanlı birer varlık mıdırlar? Okurunu bunu sorgulamaya iter Shakespeare fakat net bir cevap vermez. Hamlet eserinde olduğu gibi yine bir hayalet vakası da oyunun ileriki bölümlerinde okurun karşısına çıkacaktır. Macbeth’in bir yemek davetinde soylu kişilerle birlikte olduğu sahnede görülen bu hayaleti yalnızca onun görebildiğini anlayabiliyoruz fakat bu doğa üstü gerçekliğin yine oyuna bir zarar vermediğini, aksine Macbeth’in zihninin karmaşasını ve sürüklendiği psikolojisini yansıtması açısından oldukça önem teşkil eden bir unsur olduğunu söyleyebiliriz. Zira içsel sorgulamalar içinde yer alan Macbeth’in duygu durumunu resmetmesi açısından elzem bir “an” olduğu bir gerçek. 4. Bir Karakter Yaratmak: Macbeth ve Leydi Macbeth “Kendini boşuna harcamış olur insan, Dilediğine erer de sevinç duymazsa. Yıktığın hayat kendininki olsun daha iyi, Yıkmakla kazandığın şey kuşkulu bir mutluluksa.” (sayfa 51) Shakespeare’in en unutulmaz karakterleri arasında yer alır Macbeth. Bu, onun bir kahraman olduğunu göstermiyor, salt kötü bir karakter de değil Macbeth. Peki onu tam olarak unutulmaz kılan nedir diye sorduğumuzda, “gri” bir karakter olduğunu ifade edebiliriz. Ne salt iyi ne salt kötü olan Macbeth, kulağına fısıldanan bir kehanetin ardından, sanki gökten ilahi bir güç kendisine dokunmuşçasına, kişiliğine aykırı davranışlar sergilemeye başlar. Oyunun ilk sahnelerinde henüz Macbeth ortaya çıkmamışken diğer karakterler tarafından onun güçlü ve zeki bir asker olarak tanıtıldığına şahit oluruz. Duncan’ın yanında yer alan saygın komutanlardan biridir. Sadık bir kişiliği olduğu söylenen Macbeth’in oyun içindeki dönüşümü kendisini olduğu kadar biz okurları da şaşırtır aslında. Macbeth kendi davranışlarını sorgulamaya başladığında biz de onunla birlikte derin analizler yaparken buluruz kendimizi zira bir insanın durup dururken “dark side”a geçmesi oldukça ilgi çekici bir konu. Shakespeare de bunun farkında olacak ki, yarattığı karakter ekseninde insanlığa dair çıkarımlarda bulunuyor ve gri bir karakter yaratarak dönemin edebi kalıplarını ters yüz etmeyi başarıyor. Kral olacağı, yükseleceği söylenen Macbeth o andan sonra eşi Leydi Macbeth’le birlikte krallık içinde yükselme macerasına başlayacaktır. Attıkları ilk adım Kral Duncan’ı öldürmek ve bunu kralın iki oğlunun yaptığı fikrini öne sürerek soylu kişiler arasında saygınlık kazanmayı amaçlamaktır. Bu hamlesinden sonra artık durmanın mümkün olmayacağını, kötülük safına geçtiğini düşünen Macbeth, bunu neden yaptığını tam olarak bilemez fakat kehanet ve eşinin ısrarları sonucu tehlikeli hamlelerine devam etme kararı alır. Kendisiyle vicdani bir muhasebe içine giren Macbeth’in tüm bunları politik hırs ve yükselme için yaptığını kendisine itiraf ettiği sahne aslında birçok şeyi açık ediyor. Fakat buna rağmen yapmayı sürdürmesi ve durmayı düşünmemesi uzun uzun tartışılabilecek bir konu. Ne yaptığını, ne için yaptığını bilen ve ulaşmak istediği şeye ulaşan Macbeth’in mutsuz oluşu da bir diğer önemli etmen. Normal bir hayat sürerken kendini bir çıkmaza sürüklemesi ve bunun sonucunda mutluluğu yakalayamaması yaşanan tüm trajik olayların gereksizliğini haykırıyor adeta. İnsan canının, mevki, makam ve paradan daha değerli olduğunu söylüyor Shakespeare. Macbeth’in eşi Leydi Macbeth’in de normal bir kadın portresi çizmediğini, hatta eşinden daha katı bir yüreğe sahip olduğunu görüyoruz. Eşinin kral olması ona da yarayacaktır şüphesiz fakat onun bu motivasyonla mı hareket ettiğini tam olarak bilemiyoruz. Macbeth’in ilk adımı atmasında şüphesiz büyük rolü olan Leydi Macbeth’in de hikâyenin ilerleyen safhalarında psikolojisinin darmadağın olduğunu gösteriyor Shakespeare. Leydi Macbeth’in yaptıklarının vicdani sorumluluğunu kaldıramadığını gerek rüyaları aracılığıyla gerekse de davranışlarıyla yüzeye çıkarıyor ve onu bir günah keçisi olarak görmemizi sağlıyor. Evli çiftin tüm eylemleri gözlerimizin önünden geçerken, masum insanların yaşamlarının elinden alınmasının gereksizliği biz okurların da vicdanını tetikleyerek onlara karşı bir tavır almamız sağlanıyor. Onlar kendi vicdanlarıyla karşı karşıya gelirken bizler de empati duygumuzu çalıştırarak olayların nasıl sonlanacağını endişeli gözlerle okumaya devam ediyoruz. 5. İnsan Olmak, İyi ve Kötü Kavramları “Bütün kötüler iyi suretine girseler İyilik yine de iyilik olarak kalır.” (sayfa 80) Kadın olsun erkek olsun fark etmiyor, William Shakespeare bütün yarattığı karakterleri aynı ölçüde güçlü bir edebi metin ve diyaloglar eşliğinde resmetmeyi başarıyor. Onun için önemli olan şey insan kavramı ve eserlerinin tümünde de bunu eşelemeyi sürdürüyor. İnsanın içinde iyiliğin de kötülüğün de bulunduğunu ifade ediyor Shakespeare ve onu bizim ortaya çıkarmamız gerektiğini söylüyor. Yukarıdaki alıntıdan da anlaşıldığı üzere, iyiliğin her zaman daha üstün olduğunu söyleyerek bu konu özelinde kendi felsefesini açık ediyor. Bir sabah uyandığımızda kendimizi ansızın kötülük yaparken bulabiliriz diyor Shakespeare. Zaaflarımız olduğuna, irademizin çok çabuk yerle bir olduğuna, olduğumuzdan daha fazla yükselme hırsına sahip olduğumuza, şan, şöhret, maddiyat ve konum gibi kavramların bizi kolayca avucuna alıp dönüştürebileceğine dikkat çekiyor. Tüm eleştirilerinde haklılık payı var zira dünya sahnesi bu ve fazlasına sahip milyarlarca insanın sürekli uğrayıp geçtiği bir yer ve o insanlar biziz, çevremizdekiler, dostlarımız, arkadaşlarımız, düşmanlarımız, sevdiklerimiz, sevmediklerimiz… İnsan olmanın en yüce erdemlerden biri olduğunu ifade eden büyük yazar William Shakespeare aynı zamanda en büyük lanetlerden biri olduğunu da söylüyor. 400 yılı aşkın bir süredir eserleriyle dünya edebiyatına yön veren yazarın sesine kulak veren biz okurların ise ondan ve eserlerinden öğrenecek daha çok şeyimiz var şüphesiz. 6. Son Söz Edebiyatla ilgilenen hemen herkesin yolu William Shakespeare’in yazınsal evreninden geçmiştir. Kimimiz onu okumaya henüz başlamadık, kimimiz henüz yalnızca birkaç eserini okuduk, kimimiz yavaş yavaş okumaya devam ederken, kimimiz de bütün eserlerini bitirmiş ve dönem dönem tekrar okumaları yapmakta. Ama hepimizin ortak bir noktası var: Shakespeare okumak (ya da okuyacak olmak). Kronolojik okumak bazı yazarlar için uygun olsa da, Shakespeare için çok önem arz etmediğini belirtmem gerekiyor zira hangi eserini elimize alırsak alalım, bir yerinden bizi yakalamayı başaracaktır. Macbeth de eserleri arasında en gözde olanlarından biri şüphesiz. Yine tüm zaaflarıyla insanı masaya yatırıyor Shakespeare ve yaşamanın dayanılmaz ağırlığı ekseninde insanların geçmişini ve geleceğini, kararlarını ve hayallerini, eylemlerini ve düşüncelerini sorguluyor. Dünyaya ve insana dair anlam arayışında olan tüm okurların yapması gereken eline bir adet Shakespeare eseri almak. O eser neden hemen şimdi Macbeth olmasın? Okumayı düşünen herkese keyifli okumalar dileklerimle. “Yüreğiniz ferah olsun olabildiği kadar: En uzun gecelerin de bir sabahı var.” (sayfa 89)
Macbeth
MacbethWilliam Shakespeare · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 201922,3bin okunma
··
8,2bin görüntüleme
Raskov. okurunun profil resmi
Bütün incelemeleriniz çok profesyonel, tebrikler 👏👏
Bahri Doğukan Şahin okurunun profil resmi
Teşekkür ederim. ✍️
ϝɾαυʅҽιɳও okurunun profil resmi
çok güzel yazmışsınız , elinize sağlık . çok beğendim incelemenizi🌼
Sevgican okurunun profil resmi
İzninizle paylaştım.📚✨
Bahri Doğukan Şahin
Bahri Doğukan Şahin
Bahri Doğukan Şahin okurunun profil resmi
Estağfurullah, mutlu olurum. 😇
Melisacan Demir okurunun profil resmi
Tam da Macbeth okuyorken..
Bahri Doğukan Şahin okurunun profil resmi
Shakespeare'in doğum günü, hatırlatma paylaşımı yapayım dedim. :) Keyifli okumalar olsun. ^^
Bu yorum görüntülenemiyor
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.