Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

128 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
6 saatte okudu
Medeniyetler Savaşı (Pers-Yunan), Roma İmparatorluğu ve İstanbul: Persler
"Böyle mutsuzluklarla sarılmış olsanız da kapamayın yüreğinizi günlük sevinçlere, ölülere zenginlik kâr etmiyor." -Darius (sayfa 57) Not: Mitos Boyut Yayınları çift yazarlı bir kitap olarak yayımlamış:
Persler - Antigone
Persler - Antigone
. Ama ben bu incelemede yalnızca Persler’e değineceğim. Sophokles'in
Antigone
Antigone
tragedyasını ise ilerleyen zamanlarda kendi başlığında inceleyeceğim. Şimdilik Aiskhylos’un tragedyasıyla devam ediyor ve okuyacak olanlara teşekkürlerimi sunuyorum. Başlayalım. 1. Giriş:
Aiskhylos
Aiskhylos
’un
Persler
Persler
adlı tragedyasıyla ilgili bir yazıda Roma ve İstanbul’un ne alakası olduğunu düşünenler olacaktır elbette. Doğrudan olmasa bile dolaylı olarak tarihi süreç bizleri bunları bir arada anmamızı sağlıyor. Hatta buna ek olarak Roma İmparatoru Constantine ve günümüzde İstanbul’un Sultanahmet Meydanı’nda bulunan Yılanlı Sütun’u da hatırlamak gerekir. Son olarak da Yunan mitolojisinin önde gelen tanrılarından (aslında Anadolu kökenli olan) Apollon’u anmak gerek. Tüm bunların bağlantısına geçmeden önce Antik Yunan’ın en büyük 3 tragedya yazarından biri (diğer ikisi
Sophokles
Sophokles
ve
Euripides
Euripides
) olarak anılan Aiskhylos’a değinelim. Yazının son kısmında ise hepsini ortak bir noktada birleştiren tarihsel sürece değineceğim. 2. Aiskhylos Kimdir? Eserleri Nelerdir? Euforion oğlu Aishylos, M.Ö. 525 ya da 524’te Atina yakınlarında Eleusis’te doğdu. Soylu bir aileden geldiği söylenen Aiskhylos’un 25 yaşında tiyatroyla ilgilenmeye başladığı ve 70 ila 90 arasında oyun kaleme aldığı bilinir. Bu oyunlardan yalnızca 7’si günümüze tam metin olarak gelebilmiştir. Aiskhylos 458-484 yılları arasında oyunlarıyla toplamda 12 birincilik el etmiştir. 458 yılında başyapıtı sayılan 3’lemeyi kaleme aldı. Oresteia Üçlemesi adı verilen 3 tragedya günümüze ulaşmıştır:
Agamemnon, Adak Sunucular, Eumenidler
Agamemnon, Adak Sunucular, Eumenidler
. Bunun haricindeki diğer eserleri ise şöyledir:
Tebai’ye Karşı Yediler
Tebai’ye Karşı Yediler
,
Zincire Vurulmuş Prometheus
Zincire Vurulmuş Prometheus
, Yakarıcılar ve tabii ki bir de Persler. 476’da Siarakusa Kralı Hireon’un davetiyle Sicilya’ya gider. Orada kurulan Atina adlı şehrin şerefine bir oyun kaleme alır. Aitnalı Kadınlar adlı bu eser günümüze ulaşmayana eserleri arasında yer alır. Hieron’un çağrısı üzerine 2. kez Sicilya’ya gider ve M.Ö. 456 veya 455’te Gela’da ölür. Ölümünden sonra da oyunları tiyatro sahnelerinde oynanmaya devam etti ve ödüller kazandı. Mitos Boyut Yayıncılık'tan çıkan Persler'in çevirisini üstlenen kişi ise ülkemizin tiyatro alanındaki yetkin isimlerinden
Güngör Dilmen
Güngör Dilmen
. Pinhan Yayıncılık'ın yayımladığı
Persler
Persler
'in çevirmeni ise
Gurur Sev
Gurur Sev
. 3. Tiyatro Sanatına Katkıları Nelerdir? “Öyle görünüyor ki bütün sevdiklerimiz varmışlar kötülüklerin kaynağına.” (sayfa 54) Üç büyük tragedya yazarından ilki olan Aiskhylos, geleneksel tragedya yazarı olmasının yanı sıra yenilikçidir de. Oyunlarında oyuncu sayısını artırmış, diyalog kısımlarını daha dinamik bir hale getirmiş ve çatışma kısımlarına odaklanarak daha güçlü oyunlar ortaya çıkarmış bir yazardır. Daha önce dramanın eylemi koro ile sunulurken, Aiskhylos’la birlikte oyuncular sahnenin merkezinde yer almaya başlamıştır. Koro, sahneleri belirlemeye başlamış ve oyuncuların eylemleriyle ilgili söz sahibi olmaya başlamıştır. Tragedyaları üçleme şeklinde yazan ilk kişi de yine Aishylos’tur. Tiyatrolarda kullanılan masklar, ayaklara takılan takunyalar ve onları örten uzun zengin giysiler de yine onun eseridir. Koro bölümlerindeki dansları ve müzikleri de kendisi oluşturuyor, buna ek olarak oyuncuları çalıştırıyordu. Asikhylos’un tiyatro sanatına daha pek çok katkısı olmuştur. Tragedyaların yanı sıra burlesk tarzda “satir oyunlar” da kaleme almıştır. Atina’da her yol Dionysos onuruna düzenlenen şenliklerde eserleriyle yarışmış ve pek çok kez birinci olmuştur. Zirvedeki yerini sağlamlaştıran ve bunu gelenek haline getiren Aiskhylos yalnızca bir kez 1.liği kaptırmıştır. O kişi ise genç
Sophokles
Sophokles
’ten başkası değildir. 4. Aiskhylos Dönemi’nde Antik Yunan Tiyatrosu ve Şiiri: Asikhylos tiyatroyla uğraşmaya başladığında önünde ilham alacağı pek fazla tiyatrocu yoktu. Oysaki Sophokles ve Euripides, Asikhylos’un eserlerini okumuş ve defalarca sahnedeki temsillerini izlemişlerdi.
Homeros
Homeros
destanları ve diğer mitolojik öğelerden beslenen yazarın önünde
Simonides
Simonides
ve
Pindaros
Pindaros
(bakınız: #151815757) gibi örnekler de bulunuyordu. Arkaik Yunan şiirinin usta isimleri şiire belli bir ölçüt kazandırmışlardı. Thespis, Khoirilos, Phrynichus ve Pratinas gibi isimler tiyatro eserleri çıkarmaya başlamışlardı fakat tiyatro sanatı henüz emekleme aşamasında bile değildi. Doğum aşamasında oldukça zayıf bir tür olan tiyatroyu yücelten ve halkla buluşturan kişi Aiskhylos’tu. Onun eserleri Atina tiyatrolarında yankılandığında dönemin halkı ve dünya bambaşka bir sanat dalının ortaya çıkışına tanıklık ediyordu. Bu sebeple Aikhylos "tiyatronun babası" deyimine en uygun kişi olarak edebiyat tarihindeki yerini almıştır. 5. Savaşçı Kimliğiyle Aiskhylos: "Felaketler olağan kaderidir ölümlülerin. Birçok belalar denizden, birçokları karadan gelir insanların başına uzunca yaşayacak olurlarsa." (sayfa 52) Atina demokrasisinin ilk döneminde yaşayan ve henüz gençliğinde başlayan Pers savaşlarına tanıklık eden Aiskhylos, bu savaşlarda Persler’e karşı savaşır. Marathon Savaşı’nda önemli rol oynar ve hatta Artemisium, Salamis ve Platea savaşlarına da katıldığı rivayet edilir. M.Ö. 490’da kardeşiyle birlikte katıldığı Marathon Savaşı’ndaki başarısı da tarih kayıtlarında yerini almıştır. 6. Persler’in Yazıldığı Dönem ve Aiskhylos’un Esin Kaynakları: M.Ö. 480’de yaşandığı kayıtlarda yer alan Salamis Savaşı’ndan sekiz yıl sonra sahneye konur Persler. Atina’da ilk kez sahneye konduğunda oyunun khoregs’luğunu (koro donatma görevi) henüz genç olan
Perikles
Perikles
üstlenmiştir. Gelecekte Atina’nın yetiştirdiği en büyük devlet adamlarından biri olarak anılacak olan Perikles’in de Aiskhylos’la olan ilişkisini buradan biliyoruz. Persler, 3 oyunla konu olarak bütünlüğü bulunur ve toplamda bu 4 oyun sahnelendikten sonra birinciliği elde eder. Günümüze ulaşmayan diğer 3 oyunun isimleri ise şöyledir: Fineus, Potniailı Glaukos ve Prometheus. Persler’in Yunanistan’la olan savaşını konu edinen oyun, kendisinden 4 yıl önce yazılmış başka bir oyunla aynı konuya sahiptir. Phrynichus adlı yazarın kaleme aldığı “Fenikeli Kadınlar” adlı oyun ne yazık ki tarihsel süreç içinde yok olduğu için okuyamıyoruz. Fakat Aiskhylos’un oyuna ve yazara saygısını göstermesi açısından o oyunun ilk cümlesini kendi oyununun da ilk cümlesi olarak yazdığını biliyoruz. Fenikeli Kadınlar’da koro Pers denizcilerinin eşleri ve anneleriyken, Aiskhylos’ta direkt “Yaşlılar Korosu” adıyla yer alır. Phrynichus’un Fenikeli Kadınlar’da Yunan bakış açısıyla anlattığı hikaye Aiskhylos’ta Persler’in bakış açısıyla anlatılır. Yani yenilenlerin gözünden. Zaferin doğrudan yenenlerin bakış açısıyla gösterilmesi alışıldık bir durumken o tam tersini yapmış ve denenmeyeni denemiştir. Yani Aiskhylos bu oyununda tarihi olaylara ek olarak kendisinden önce yaşamış bir tragedya yazarından da ilham alır. Tıpkı kendisinden sonra Sophokles ve Euripides’in de yapacağı gibi. Pek çok oyunlarında Aiskhylos’un oyunları diğer 2 büyük tragedya sanatçısının yolunu aydınlatmıştır. 7. Darius Kimdir? “Dostlarım, felaketi özünde deneyen bilir. Mutsuz dalgaları çarpınca bir kez tüm yitirirler yüreklerini, talihin güldüğü sürece, yel hep böyle mutlu eser sananlar.” (sayfa 48) Tarihi kaynaklarda “Büyük Darius” olarak da geçen Darius, Ahameniş İmparatorluğu’nun (Pers devleti) kralıdır. Persler için önemi oldukça büyüktür. Yaptığı fetihlerle imparatorluğunun sınırlarını genişletmiş, ülkesini Antikçağ’ın en büyük güçlerinden biri haline getirmiştir. Doğu sınırını İndus Nehri’ne, Batı sınırını ise İstanbul Boğazı’nın ötesine kadar taşımış, devasa bir imparatorluğun kapılarını açmıştır. Persler Anadolu’yu bu dönemde ele geçirmiştir. Pek çok tarihi kaynaktan bu konuyu detaylarıyla okumak mümkün olsa da, antik dönem metinleri daha bir önem taşımaktadır. Bodrumlu
Herodotos
Herodotos
’un kaleme aldığı
Tarih
Tarih
’e ve
Ksenophon
Ksenophon
’un kaleme aldığı
Anabasis
Anabasis
’e bakılabilir. Persler aslında bir nevi tarihteki ilk tarih kitabı olarak da anılabilir. Zira Herodotos’un Tarih’inden yaklaşık 30 yıl önce yazılır. 8. Serhas Kimdir? Darius ve Atossa’nın oğlu olarak dünyaya gelen Serhas, Kserkses ismiyle de bilinirdi. Ahameniş İmpartorluğu’nun kralı olan Serhas, Darius’un ardından gelen kraldır ve kendisine büyük bir imparatorluk miras kalmıştır. Babasının fetihlerini sürdürmeyi amaçlayan Serhas, büyük bir ordu toplar ve Anadolu’yu boydan boya geçerek Çanakkale Boğazı’ndan karşı kıyıya geçer. Gemileri o kadar çoktur ki, yan yana dizilerek denizde bir köprü görevi görürler. Serhas’ın adamlarının sayısı da çok fazladır. Herodotos’a göre 5 milyon civarındadır bu rakam. Şair
Simonides
Simonides
’’e göre ise 3 milyondur. Kesin olan bir şey vardır ki o da Yunan askerlerinin sayısından çok daha büyüktür Pers ordusu. 9. Pers-Yunan Savaşları Tarihine Kısa Bir Bakış: "Altından kalkılmaz bir yazgıyla çarpıldık." "Çarpıldık, bu apaçık." (sayfa 63) Lade Deniz Savaşı, Nekşa Kuşatması, Marathon Muharebesi, Termopylae Muharebesi, Artemision Deniz Muharebesi, Platea Savaşı, Mykale Savaşı, Eurymedon Savaşı ve diğer irili ufaklı mücadeleler derken her iki halk onlarca kez karşı karşıya gelmiştir. Yunan şehir devletleri birer birer Persler’in eline geçmiş ve Küçük Asya’nın (Anadolu) kontrolünü tamamıyla ele geçirmişlerdir. Yunanistan ana karasına gözünü diken Persler çeşitli işgal girişimlerinde bulunsa da, Yunanlar tarafından püskürtülmüşlerdir. Zaten Trakya’nın ötesine de hiçbir zaman geçememiş ve zamanla genişledikleri toprakları kaybetmeye başlayarak küçülmüşlerdir. Zira tarih sahnesine yeni bir isim çıkmak üzeredir: Büyük İskender. Makedon komutan öncelikle Perslerden geri aldığı topraklarla var olan dünyanın büyük çoğunluğunu ele geçirerek hayranı olduğu Yunan medeniyetini ve kültürünü pek çok kıtaya yaymıştır. 10. Persler’in Karakterleri: Kral Serhas haricinde yalnızca 3 karakter bulunur. Bunlardan birisi Ulak, ikincisi ise Kraliçe Atossa’dır. Serhas’tan önceki Persler’in efsanevi kralı Darius’un eşidir Atossa. Diğer ve son karakter ise Darius’un ruhudur. Modern tiyatro sanatında
William Shakespeare
William Shakespeare
’in oyunlarında görmeye alıştığımız “hayalet” karakter tarihin ilk tragedyalarından birinde de karşımıza çıkar. Son olarak Koro’yu da anmak gerek. “Yaşlılar Korosu” adıyla oyunda yer alan koro, zaman zaman araya girerek görevini yerine getirir. Pers halkını temsil gücü dikkate değerdir. 11. Persler Tragedyası Ne Anlatır? Atossa: “Athena’nın kenti demek yıkılmaktan kurtuldu?” Ulak: “Evet, koruyanı olan kent güvenli bir kaledir.” (sayfa 39) Pers Kralı Serhas, 480 yılında Salamis’te Yunanlar tarafından yenilgiye uğratılır. Oyun Susa’daki Kral sarayında geçer. 4 bölümden oluşan oyunda Aiskhylos tarihsel bilgilerin dışına çıkmaz. Fakat gereksiz bilgilerle de okurunu yormaz. Perslerin yenilgisini tarihsel bağlama uygun şekilde aktarırken onları küçümsemez. Hatta Darius’un hayaletinin konuştuğu sahnelerde övgü dolu cümleler de kullanır. Perslerin yaşlılardan oluşan korosu Susa’daki sarayın önündedir. Kraliçe Atossa da yanlarındadır ve kötü sezgilerle doludurlar. Kısa bir süre sonra gelen haberci kötü haberi duyurur: Pers donanması Salamis’te denize gömülmüştür. İçten içe beklenen yenilgi artık herkes tarafından bilinmektedir. Karada savaşma yetenekleri yüksek olan Perslerin denizde Yunanların karşısına dikilmesi onların sonunu getirir ve bu durum aslında hak edilmiş bir yenilgi olarak gözükür. Zira babasının mirasını devam ettirmek isteyen oğul yeterince tecrübe kazanmaksızın hırsının kurbanı olur. Ordusunu pek de iyi olmadığı bir alanda savaşmaya zorlar. Darius’un gölgesinin yükseldiği sahne ve sonrasındaki diyaloglarda güçlü Perslerin geçmişine dair bilgiler ediniriz. Geçmişe, bugüne ve geleceğe değinen Darius, hem eleştirir hem de uyarılarda bulunur. Halkına, Kral Serhas döndüğünde ona iletmeleri için pek çok mesaj bırakır. Bu sahnelerde görkemli bir imparatorluğun unutulmaz yöneticisinin öldükten sonra bile onlara yol gösterici bir lider olduğu izlenimi verilir. "Kimse de hor görüp kendi mutluluğunu bir başkasınınkine göz koymasın yitirmesin elinde tuttuğunu." -Darius (sayfa 57) Yunan komutan Themistokles'in bu savaştaki rolü büyüktür. Kserkses'e (Serhas) gönderdiği haberci Pers komutanın acele etmesine yol açmış ve denizde savaşmak konusunda tecrübesiz olan Persler denize düşerek boğulmuşlardır. Öfkelenen Serhas'ın donanmasındaki Fenikelileri öldürttüğü de bilinir. Oysaki denizcilik konusunda iyi olan Fenikeliler, Serhas'ın hatasını öngörmüşlerdi. Themistokles'in topladığı orduyla yeniden üstüne yürüyeceği haberini alan Kserkses böylece ülkesine dönme kararı alır. Yenilmez Darius’un oğlu Serhas’ın da yenilmez ve ulu kişiliği olduğu düşünülürken gelen bu ağır yenilgi sonucunda büyük bir hüsrana uğrayan Pers halkının üzüntüsü tutarlı bir şekilde resmedilir. Ardından yüce ve güçlü bir kral portresinin yerini son derece insani özelliklere sahip bir krala bıraktığını gözlemleme şansı buluruz. Zira Serhas da bir insandır ve üzülmek gibi son derece doğal hislere sahiptir. Acı bir öykünün anlatıldığı oyun, Perslerin yenilgisi ve Yunanların zaferiyle sona ererken, Aiskhylos’un drama yaratma becerisine şahitlik etmiş oluruz. 12. Son Söz: Giriş kısmında belirttiğim gibi Aiskhylos vatanı uğruna bizzat Pers savaşlarına katılmış biridir. Bu kitapta anlatılan Salamis Deniz Savaşı’ndan 1 yıl önce gerçekleşen ve Sparta, Atina, Korinth, Megara gibi Yunan şehir devletleri ile Persler arasında geçen Platea Savaşı’nda da aktif olarak yer almıştır. Bu savaşı da yine Yunanlar kazanmıştır. Toplamda 31 Yunan şehri savaşta kazandıkları ganimetleri eriterek bir zafer anıtı inşa etmişlerdir. Delphoi şehrindeki Apollon Tapınağı’nın önüne dikilen Yılanlı Sütun’da bizzat Aiskhylos’un da emeği vardır demek yanlış olmayacaktır. Apollon'un seçilmiş olması ise mitolojide tanrının 3 başlı bir yılanı öldürdüğüne dair anlatılagelen hikâye sebebiyledir. Bu sebeple 3 başlı bir sütun yapılmış ve tapınağın önüne konmuştur. Peki bu özel sütun nasıl İstanbul’a geldi? Roma İmparatorluğu başkentini İtalya’nın Roma’sından Boğaz’daki Constantinople’a taşıma kararı alır ve bu kente “Nova Roma” yani "Yeni Roma" adını verir. İmparator Constantine ise yeni başkentini daha da güzelleştirmek için dünyanın çeşitli noktalarından büyük eserleri İstanbul’a taşır. Bugünkü Sultanahmet Meydanı’ndaki Dikilitaş adıyla bildiğimiz sütun Mısır’dan getirilir. Yılanlı Sütun ise Yunanistan’dan. Büyük Hipodrom’un orta şeridine eklenen bu sütunlar kenti daha gösterişli kılar. Sonuç olarak binlerce yıl önce yaşanan Pers-Yunan savaşlarından bir obje artık İstanbul’dadır. 29 metrelik bu ihtişamlı anıttan bugün geriye yalnızca 5 metre kalmış ve tepesindeki yılan kafalarından ikisi ise kaybolmuştur. Kazılarda bulunan diğer baş ise bugün İstanbul Arkeoloji Müzeleri’nde sergilenmektedir. Anadolu, pek çok mitolojik ve gerçek öyküye ev sahipliği yapan bir yerdir ve arkeolojik kazılarla da tüm bunlar desteklenmektedir. Stratejik konumuyla zengin bir potansiyele sahip olan Anadolu'da daha nice ortak hikâyede buluşmak dileğiyle. Keyifli okumalar dilerim. “Ama hangi ölümlü sıyrılabilmiş tanrıların ince tuzağından? Kimde var o çevik ayak sıçrasın tutulmadan?” (sayfa 29) Kaynakça: Latacz, Joachim, Antik Yunan Tragedyaları, Çev. Yılmaz Onay. İstanbul: Mitos-Boyut Yayınları, 2006. (
Antik Yunan Tragedyaları
Antik Yunan Tragedyaları
) Bauer, Susan Wise, Antik Dünya, Çev. Mehmet Moralı. İstanbul: Alfa Yayıncılık, 2013 (
Antik Dünya
Antik Dünya
)
Persler - Antigone
Persler - AntigoneAiskhylos · Mitos Boyut Yayınları · 2011130 okunma
··1 alıntı·
1.888 görüntüleme
Muhammed Çakmak okurunun profil resmi
Çok güzel bir inceleme olmuş, kalemine sağlık 🌟
Bahri Doğukan Şahin okurunun profil resmi
Çok teşekkür ederim zaman ayırdığın için. ^^
7 sonraki yanıtı göster
Ülker okurunun profil resmi
Çok güzel incelemeydi. Teşekkür ederim😇
Bahri Doğukan Şahin okurunun profil resmi
Rica ederim, ben teşekkür ederim zaman ayırdığınız için. 😇
Rᴏꜱᴇᴛᴛᴀ Cᴀʀʟᴇᴛ okurunun profil resmi
Tebrik ederim. Buram buram emek kokuyor.
missprufrock okurunun profil resmi
Çok emek vermişsiniz, güzel bir inceleme. Ben de birkaç şey belirtmek istedim okuyunca. Aiskhylos savaşlara bizzat katılıp kazanmanın getirdiği özgüvenle Helen üstünlüğünü işliyor. Bahsettiğiniz gibi Persler’i aşağılamasa da kültürel olarak ayrımları epey net geliyor bana. Pers kraliçesiyle geçen bir diyalogda onlar kimseyi efendi görmez gibi demokratik hassaslıklarını aktarmış. Aiskhylos ve Herodotos’u bu bakış açısıyla okumak metinleri kolayca çözmemizi sağlar.
Bahri Doğukan Şahin okurunun profil resmi
Haklısınız, o noktaya da birkaç cümleyle değinmem gerekirdi. Yunan halkına ve Atina kentine övgüler söz konusu yer yer. Ek bir paragrafla durumu açıklığa kavuşturayım birazdan. ^^ Çok teşekkür ederim katkınız ve zaman ayırdığınız için.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.