Hayata yeni bir kural koyalım mı?... Şöyle olsun: Daima gerektiğinden biraz daha nazik olmaya çalış.
.
.
.
Haklı olmak ile nazik olmak arasında seçim yapmanız gerektiğinde nazik olmayı seçin.
.
.
.
Sonra içimden gelerek gülümsedim. Nedenini bilmiyorum. Bazen ağlayacakmış gibi hissettiğimde bunu neredeyse gülecekmiş hissine
Salvatore Quasimodo'nun şiirleriyle tanışmama vesile olan, okuduğum ilk kitabı oldu.
şairin farklı kitaplarından şeçilmiş şiirlerin bir araya getirildiği kitapta şiirlere geçilmeden önce Quasimodo ile yapılan kısa bir konuşmaya yer verilmiş.
Öncelikle incelemeye tam olarak başlamadan genel bir eleştirede bulunmak istiyorum.
Bu eleştirim şiirlerin
Dış görünüş bazen hiç de yansıtmaz gerçeği;
Oysa dünya hep gösterişe kanmıştır.
Adaleti alalım: Duruşma sırasında,
Şöyle zarif sözlerle terbiye edilip sunulsa,
Gizlenmeyecek kötülük, örtülemeyecek yolsuzluk var mı?
Özürlülere yönelik bir seminer için Abant’a geldim. Seminer bitti ve ben az önce fark ettim, ‘Dış görünüş mühim değil!’ diyenler içinde, buna en çok inananların kör olan insanlar olduğunu. Ve az önce fark ettim yine; hiçbir önyargısı olmayan bu insanlara bizim ‘özürlü’ dediğimizi!
Dış görünüş bir perdedir, asla varmanı engeller seni kapatır sen perde ile korunduğunu sanır mutlu huzurlu olursun perdeni en güzelinden seçmeye çalışırsın ta ki perdenin kenarından o muhteşem manzarayı görene kadar
Perdelerden kurtulmanız için okuyun :))
MucizeR. J. Palacio · Pegasus Yayınları · 201613,3bin okunma
Sartre'a göre, varoluş, özden önce gelir. Bir deyişle, görünüş, varoluştan öncedir. Daha doğrusu, dışardan görünür varlık ve varoluş. Sosyal ve tarihi planda bile görünüşün etkisinde kalarak, "zencilerin ezildiği söylenmedikçe, zencilerin ezilmesi bir şey değildir" diyordu Sartre. Daha sonra da komünizm etkinliğini arttırınca, bu sakat hakikat anlayışının kurbanı olarak onun ruh tutsağı oldu. Sartre'ı çeken şey, komünizmin bir eylem ideolojisi olmasıydı.