Halbuki bu dünyada hiçbir şey yoktu (Osman Necip için) gerçekten ciddiyetle inanılmaya değer. Kızmak, kıskanmak, inat etmek ve dövüşmek, gülmek kahkahalarla ve ağlamak hıçkıra hıçkıra (Osman Necip'e göre) boş ve gülünç şey. Gürültüsüz, rehavetle zahmetsiz gelen para zahmetsiz gelip giden kadın, otomobil, kalorifer ve alay ettiğini göstermeden gülen gözler (Osman Necip için) altmış senelik ömre yeter. Gerisi lâfü güzaf, (Osman Necip böyle düşünürdü). Dünyaya bir defa geleceğiz ölümü istediğimiz kadar düşünmeyelim öleceğiz.
Sayfa 12 - Cem yayınevi II Kitap 2
O gözler ağlamaklı olmasınlar ama..
Yağmuruna dayanamaz yüreğim..
Gözler kapalı yaşamak kolaydır. Görebildiğiniz tek şey yanlış yorumlardır...
John Lennon
Sayfa 22Kitabı okuyor
Zülfü Livaneli bu eserinde tipik bir aile görünümü ile toplumsal sorun haline gelen göçmen konusunu çok güzel bir şekilde birbirine entegre etmiş. Göçmenlerin yaşadığı sıkıntıları gözler önüne sermiş ve bunu yaparken de kendi halinde yaşayıp giden bir aileyi de olayın içine katmış.
Romanda geçen bir cümle çok hoşuma gitti onu da paylaşmadan bitirmeyeceğim incelememi:"Çiçeğe dokunuşu çiçekten bile güzel." Dedi Mustafa, karısı Mesude için.
Böyle güzel kalplere denk gelmek dileğiyle...
Balıkçı ve Oğlu 
Zülfü Livaneli
Bu gözler çok kan gördü oğlum çok zulüm gördü.Bu topraklar böyledir,kan hiç eksilmez, ölmeyince kan eksilmez,neden mi ? Âdet oğlum böyle, buralarda âdet böyle
Sayfa 45Kitabı okuyacak
“Çok garip değil mi? Bir şeyler oluyor ve bu, tahmin edilemeyecek kadar korkunç bir şey. O anda kalbinin derinliklerine kadar seni yakıyor ve sonsuza kadar geçmeyecek bir şey gibi görünüyor. Ardından yıllar geçiyor ve yaşanmış tüm o şeylerden biri haline geliyor. Sanki eski önemi ya da korkutuculuğu yokmuş gibi .. Geçmişte yaşanmış şeylerden biri haline geliyor, anlıyor musun?”
Sayfa 67Kitabı okuyor
Örümcek Ağı
Hıristiyan kıssalarının birinde bir örümceğin, Meryem ile Yu_ suf, Kral Herod'un adamlarından kaçarken, bebek İsa'yı nasıl sak_ ladığı anlatılır: Yusuf, iki yaşından küçük tüm erkek çocukların öl_ dürülmesini emreden Herod'dan kaçarlarken, dağların tepesinde Meryem'in dinlenebileceği bir mağara bulur. Roma ordusu yakınlar_ dadır ve etrafı aramaya başlarlar. Fakat İsa'nın içinde uyuduğu mağaranın girişinde sık bir örümcek ağı görünce, ağın günlerdir bozul_ madan orada bulunduğunu düşünüp geçip giderler.
Şunu anlayın, dil gizleyebilir hakikati, ama gözler asla!
Herkes, hakkında ne derse desin, aynada sana bakan gözler senin gerçek değerini bilir...
"Gözler ruhun penceresiyse, kaşlar da çerçevesidir."
Sayfa 54Kitabı okuyor
