İlk kitabımızda Pip, Andie Bell cinayetini ve Sal’ın ölümünü çözmeye karar vermişti , çözmüştü de. Tabi çözerken başına neler gelmedi ki… Başına gelenlerden dolayı Pip , bir daha asla böyle işlere bulaşmamaya karar vermişti. Ancak bu kararı araştırma sırasında başından geçenleri anlattığı bir polisiye podcast’i hazırlamasına engel olmadı Kendini suç vakalarının orta yerine atmadan, onları sadece anlatmakla yetinerek geçirdiği vakit hoşuna gitmişti.
Derken, o cinayetin yıldönümünde kasabada bir kayıp vakası yaşanır. Andie Bell ve Sal için düzenlenen anma töreninde neredeyse tüm kasabalıların gördüğü Jamie Reynolds bir anda sırra kadem basar. Jamie’nin ailesi Pip’ten yardım ister. Jamie aynı zamanda Pip’in en yakın arkadaşının abisidir. Pip ilk etapta bu teklifi kabul etmez, polise gidip tekrar yardım ister .Ama nafile, polisten gelen cevap sadece beklemeleri gerektiği, Jamie’nin 24 yaşında olduğu için kendi isteğiyle gittiği ve geri döneceğini düşündükleri yönünde olur.İş başa düşmüştür artık
Pip artık Jamie’nin kaybını araştırmaya başlamıştır. Araştırdıkça da kasabanın karanlık sırlarıyla yüzleşir.
Çok geç olmadan Jamie’yi bulabilecek mi?
Peki ya kendisi? Hâlâ güvende sayılabilecek mi?
İlk kitabını çok severek okumuştum ama itiraf etmeliyim ki ikinci kitabı daha çok sevdim. Nefesimi tutup, heyecan içinde okudum. Ve sonu… Gözyaşım pıt oldu...
Ravi ve Pip ikilisi favori kitap çiftlerimden oldu bile. Ravi’nin her koşulda Pip’in en büyük destekçisi olması… Üçüncü ve serinin son kitabını okumak için sabırsızlanıyorum ama bir yandan da serüvenin biteceği için üzgünüm… Çok güzeldi