"Mahpusluk bir çeşit hastalıktı. Önce
kendine karşı güçsüz oluyorsun. Hiç
kimseden bir şey beklemediğin halde
insanlardan korkuyorsun! Evet, mahpusluk,
insanoğluğunun bulduğu dört başı denk
namussuzlukların en rezili..."
Sayfa 273 - İthaki Yayınları, 2016Kitabı okudu
Bir tutkunun virtüözü, bir duygunun atleti olanlar, bir başka alanda acemi ve güçsüz kalırlar.
Sayfa 34
"Yalnızca güçsüz olduğuna inanırsan güçsüzsündür."
Sayfa 105Kitabı okudu
Eşinin üzerinde ve ailede kendini belli eden zorlayıcı ahlak anlayışı, ancak korkak ve güçsüz kişilerin ahlakıdır.
“Sanki bir kez daha yenilmekten korkuyor gibiyim ve sanki bir daha düşersem ayağa kalkamayacak kadar güçsüz."
Bazen dağılabiliriz. Güçsüz hissedebiliriz.
Sayfa 9 - Arzu Erkan YüceKitabı okudu
Özen göstermek
Ve saygı, insan insana ilişki olduğu zaman söz konusu; güçlü güçsüz ilişkisinde yalnızca korku var.
Sayfa 267 - remzi kitabeviKitabı okudu
İnsan denen güçsüz varlığın akli dengesini bozmaya kimi vakit en sıradan bir şey kafidir.
Nedir bu Güçlü Kadın?
Bu aralar gündemde olan bir şey hakkında konuşmak istiyorum. Özellikle fantastik kitaplarda ana kadın karaktere bir güçlü kadın yükleme furyası var ve bunu sadece iyi savaşması, laf sokabilmesi gibi unsurlar üzerinden yapılandırıyorlar. Bence güçlü kadın dediğimiz kişi sadece iyi savaşıyor olmamalı, güçlü kadın olmak için başkalarına korku salmamız gerekmemeli. Güçlü kadın ağlar da, güler de, hata da yapar vb. Güçlü kadın kimdir biliyor musunuz bir örnek vereyim 
Çalıkuşu bu kitaptaki Feride'dir güçlü kadın.
Yazarlar karakter güçlü olsun diye onları acımasız yapıyor ama güçlü kadınların merhametli olduğunu unutuyorlar.
Kadın karakterlerine yıllarca taşıdıkları bir intikam duygusu yüklüyorlar ama güçlü kadınların bir olayı aşıp içinde öfke değil de rahatlama hissi taşıdıklarını unutuyorlar.
Siz bu konu hakkında ne düşünüyorsunuz, sizce güçlü kadın sadece iyi dövüşebilen kadın mıdır, ağlayan kadınlar güçsüz müdür?