Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
«Genç Kalemler» tarafından broşür halinde neşredilen ve bütün Türkçülerin benimsediği dil programı : 1) Arapça ve Acemce terkip ve cemi kaideleri asla kullanılmayacak, ıstılahlarla müfred makamında kullanılan cemiler müstesna : Sadrıazam, ahlâf, kâinat... gibi. 2) Arapça, Acemce edatlar kullanılmayacak. Ama, şayed, yani, lâkin gibi Türkçeleşmiş ve tekellüm lisanına geçmiş olanlar müstesna. 3) Arapça, Acemce kelimeler şimdilik eski imlâları muhafaza olunarak kullanılacak. Konuşurken söylediğimiz lâfızlar mümkün olduğu kadar terkedilecek. Türkçede yalnız millî ve basit harf hâkim tanılacak. 4) Tekellüm lisanı, bir çok Türkler tarafından anlaşılan tatlı ve lâtif «İstanbul Türkçesi» nazım ve nesirde güzelliğe misal ve mikyas addolunacaktır. (Bu programa sonradan Türk yurdunun ve Türk ocaklarının ilâve ettikleri bazı esasları da kaydedelim :) 5) Öz Türkçesi olan kelimeler kullanılacak, şimal Türklerinin lügatlerinden istifade olunacaktır. 6) İnsan isimlerinde Arapçalar ve Acemceler yerine Alp, Gökalp, Oğuz, Turgud, Ertuğrul, Gündüz ilâh... gibi Türk adları tercih edilecektir.
Gündüz Alp
(...)Ertuğrul’un babasının Süleyman Şah değil Gündüz Alp olması daha kuvvetle muhtemeldir. Yine çok mühim bir vesika olan Osman Gazi’nin bastırdığı bir paradan da Ertuğrul Gazi’nin babasının isminin Gündüz Alp olduğu anlaşılmaktadır. (...) Para üzerinde “Darebe Osman b. Ertuğrul b. Gündüz Albî” yani “Gündüz Alp oğlu Ertuğrul oğlu Osman adına basıldı.” ibaresi vardır.
Sayfa 54 - Çamlıca Basım YayımKitabı okudu
Reklam
"yoksa gündüz alp'i endişelendiren aşiretin geleceği miydi?"
tek bir soru. sadece bir tane. kayra sordu. ''nasılsın?'' ...ve başladı konuşmaya. ''seni kinyas en son fransa'da görmüştüm. paris'te. ama kayra, seni en son ne zaman gördüğümü hatırlamıyorum. neyse, önemli değil. çok zaman geçti sonuçta görüşmeyeli. paris'ten ayrılmamı biliyorsunuz herhalde. zaten çok fazla anlatılacak bir tarafı da yok.
" Ah yiğidim...Ah Gündüz Alp'im...Kavuşmamız,görüşmemiz mahşerde olacak gayrı."
%27 (63/232)
1/10 puan verdi
Yalan tarih
Kitabı okumaya esasında çok büyük bir şevkle başlamıştım esasınsa ama kitaptaki birkaç mesele beni kitap hususunda hayal kırıklığına uğrattı. 1) İlk olarak Ertuğrul Gazi Hz.'nin babası Süleyman Şah değil, Gündüz Alp'tir. Yazar ise bu hususu hiç dikkate almayıp "Diriliş Ertuğrul" dizisinden kopya çekmiş izlenimini uyandırdı. Hatta hakikatte öyle ki Osman Gazi Hz. kendi adına para bastırdığı zaman üzerine "Gündüz Alp oğlu Ertuğrul Gazi oğlu Osman" yazdırmıştır. Birçok kaynaklarda bu böyle bilinirken yazarın buna dikkat etmemesi açıkçası beni şaşırttı. 2) Diğer husus Osman Gazi Hz.'nin annesine Hayme Hatun'dur diyor. Bu ise tarihe azıcık ilgi duyanların bile bilebileceği bir mesele. Zira Osman Gazi Hz.'nin annesi Hayme Hatun değil Halime Hatun'dur. Hayme Hatun Osman Gazi'nin babaannesidir. Halime Hatun ise Ertuğrul Gazi'nin eşi ve Hayme Hatun'un gelinidir. 3) Son husus ise yazar, Orhan Gazi Hz. zamanındaki Geyikli Baba isimli zatın diktiği çınardan söz eder. Lakin bir yerde kavak der, başka bir yerde çınar der; ne diktiği belli değil. Bu birkaç yanlışı gördükten sonra açıkçası kitaptan soğudum. Dolayısıyla kitabı bırakmaya karar verdim. Bana kalırsa sizler de doğru dürüst bir kaynaktan okuyun derim.
Kayı 1: Ertuğrul'un Ocağı
Kayı 1: Ertuğrul'un OcağıAhmet Şimşirgil · Timaş Yayınları · 20132,797 okunma
Reklam
"Kayı Aşireti Reisi Gündüz Alp'in oğlu Ertuğrul tanınmaz da kim tanınır bakalım?" diye konuşmaya başladı; "Hem bizim seni bilmemiz keramet değil, olsa olsa hesabıdır. Baksana bütün aşiretin çocuklarına reislik ediyorsun. Eh, çocuklara reislik edenin babası büyüklere reis olur. Bu hesapça Gündüz Bey senin baban olur." Ertuğrul diri durmuş, ellerini beline koymuştu: "Adın gelsin" dedi sorumlu insan edasıyla, "Onca laf kalabalığında adını söylemeyi unuttun." Yine gülümsedi Alp Sofi. Sanki Ertuğrul'un her cümlesinde yeni bir dünya keşfediyordu: "Adımıza Alp Sofi derler hamdolsun. Herkes bey oğlu olmaz ya, tuttuk derviş olduk. Sen ki Gündüz Alp oğlu Ertugrul'sun, Allah'ın garip misafirini babana götürmeli değil misin? Ona söyleyeceklerimiz var."
Ordusu dizlerine kadar bataklığa batan Sultan Alparslan'ın, Kutalmış karşısında ümitsizliğe düştüğünü gören Nizâmülmülk şöyle der; "Horasan'da senin için öyle bir ordu hazırladım ki, bunlar seni hiçbir zaman yalnız ve yardımsız bırakmaz. Bu ordunun erleri âlimler ve zâhidlerdir. Bunlar gece gündüz senin zaferin için hedeften şaşmayan dua okları atarlar. Bunları kendilerine iyilik ve ihsanda bulunarak sana en büyük yardımcılar yaptım.” Bu sözler, çamura saplanan ordusuna bakıp bir anlığına da olsa ümitsizliğe kapılan Alp Arslan'ı kendine getiriyor. Dizlerine kadar çamura batmış atının üzerinde doğruluyor ve kamçısını kaldırıp hücum emrini veriyor. Netice; zafer.
Türk toplumunda askeri sınıfı temsil eden asilzadeler alp unvanı taşıyorlardı. Yanlarında onlara tâbi olan nökerler vardı. Alp'ın yendiği, esir ettiği kimselere yahut başarılarını görerek onların tâbi haline gelenlere nöker denir. Nöker. Moğolca bir kelime bahadır kelimesi de alp karşılığıdır. Moğolca bagatur dilimize "bahadır" olarak geçmiş. Âşıkpaşazâde'yi okursanız Osman Gazi'nin kardeşi alptır, Gündüz Alptır; bütün silâh arkadaşları, Turgut Alp, Aykut Alp, Hasan Alp, Konur Alp hepsi alp; bir çeşit askeri aristokrasiyi temsil ediyorlar.
Sayfa 107 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları
“Devletin kurucusu olan Osman Bey’in Oğuz Han’a yani Büyük Türk Hakanlığı’nın Teoman’dan sonraki 2. imparatoru Mete’ye dayanan şeceresi vardır. Mete yahut Oğuz Han, M.Ö. 209’dan 174’e kadar saltanat sürmüştür. Osman Bey’in babasının Ertuğrul Gazi olduğu kesin şekilde bilinmektedir. Ertuğrul Gazi’nin babasının da Gündüz Alp olduğu anlaşılmaktadır ki şeref ismi Süleyman-Şah’tır. Suriye’de Halep yakınlarında olan ve Ankara Andlaşması ile Türkiye Cumhuriyeti toprağı sayılan "Türk Mezarı"nın, Süleyman-Şâh’ın olduğu anlaşılmaktadır.
185 öğeden 101 ile 110 arasındakiler gösteriliyor.