Öncelikle benim gibi tarih okumaya yeni başlayanlar için çok iyi bir tercih olduğunu düşünüyorum. Tarihsel olayları usta ve öğrenci arasındaki diyaloglar çerçevesinde okura sunmuş, bu sebeple dili akıcı ve okuması kolay bir kitap olmuş. Ayrıca normal kitaplara oranla daha büyük puntoyla yazıldığı için ne kadar kalın gibi gözükse de sayfalar hızlıca ilerliyor.
Tarihi, dini kitaplar gibi gerçek olayların anlatıldığı kitaplara puan vermediğim için herhangi bir puanlandırma yapmıyorum ama başta da söylediğim gibi özellikle tarih kitapları okumaya yeni başlayacaklara tavsiyemdir.
Kitap, tarih boyunca kurulan tüm Türk devletlerinin arka planında, olaylara yön veren bir Heyet'in varlığından söz ediyor. Böyle bir grup insanın (Heyet'in) devletin en üstü olan padişahlar üzerinde bile bu denli baskın rol oynaması ilk olarak çok ütopik gelebilir. Bu kişilerin gerçekliği ise yine kitabın içinde geçen belirli olaylarla ispatlanmıştır, en azından kendimce böyle düşünüyorum.
Birincisi, kitapta da bahsedilen Hasan Sabbah olayıdır. Uzunca anlatmak istemiyorum sadece Hasan Sabbah'ın da bir zamanlar Heyet'in üyesi olduğunu öğrendiğimde şaşırdığımı söylemek isterim. Bu bilgiyi öğrendikten sonra Hasan Sabbah'ın liderliğindeki topluluk daha mantıklı gelmeye başladı.
İkincisi ise yine kitapta geçen bir soruydu. Şuan aklımda kaldığı kadarıyla şöyleydi: Neden Bizans'ın arkasında Tapınakçıların, ABD'nin arkasında İllumimati'nin olduğuna inanırsın da Türklerin de bir Heyet'i olduğuna inanmazsın? (Tam olarak anlatmak istediğim kitapta 168 ve 169. sayfalarda geçmektedir.)