Bir başkasının elemini, yaşadığı sıkıntıyı ruhunda derin bir şekilde hissetmediği halde onun lafazanlığını yapmak hafife alınır bir samimiyetsizlik ve ilgi fırsatçılığı değil.
Ahmet Hamdi Tanpınar'ın da dediği gibi "Biz evvela kelimeleri öğreniriz. Sonra yaşadıkça teker teker manalarını öğreniriz."
Yani kelimeler, tecrübelerimizi dizdiğimiz bir iplik gibidir. Bu yüzden kelimelerin gücünü hafife almamak gerekir.
Artık yalnız değildim.
Tüm umutlarım suya düştü. Çok yanlış bir karar vermiş, son derece tehlikeli birini hafife almıştım.
Şimdiyse bunun kaçınılmaz bedelini ödeyecektim.
'Yoksullarla karşılaştığında verecek paran yoksa, en iyisi yüzlerine karşı bağırmaktır. Hafife alınmadıklarını, önemsendiklerini düşünsünler diye. Zenginlerle karşılaştığında ise onları mutlu etmek istiyorsan, servetlerini hatırlat...'
Koltuk seçimini, sahibinin kalitesini gösterdiğine- bu tamamen bir önyargı sanırım- eminim. Koltuk hafife alınamaz; başlı başına bir dünyadır. Fakat bunu iyi bir koltukta oturarak yetişmiş insanlardan başkası anlayamaz. İyi kitap okuyarak büyütmekle iyi müzik dinleyerek büyütmekten hiç farkı yoktur bunun. İyi bir koltuk, bir diğer iyi koltuğu doğrurur, köyü bir koltuk, başka bir kötü koltuğu doğrurur.