Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
"Gece en karanlık ve ebedi göründüğü zaman gün ışığı en yakındır. Her gecenin bir sabahı vardır." Halide Edip Adıvar
Zulüm, işkence ve korku ifade eden bir rejim devrilmiş, yerine hürriyet, saadet ve emniyet ifade eeeb bir rejim gelmişti.
Reklam
“1908’de tekrar Burgaz’a gittiğim zaman 24 Temmuz’da ilan edilen Meşrûtiyet hemen hepimizde az çok sakin bir havaya düşen ve beklenilmeyen bir yıldırım tesir yaptı.”
Mustafa Kemal Paşa, Konya’yı tetkik için Miralay İsmet’i göndermeye karar vermişti. Beraberlerinde Miralay Refet de gidecek, orada Millî Hareket hakkında nutuklar vereceklerdi. İki gün sonra, yine Karargâh’a gittiğim vakit, İsmet Bey’i orada buldum. Diyordu ki: — Döndük. Fahreddin Paşa İstanbul’u terk edip bizimle beraber olmaya karar verdi.
Halide Edip Adıvar
Macera ve savaş devri artık geçmiştir. Gelecek için, gelişme ve birlik savaşı açmak zorundayız. Sınırlarında bu kadar çok evladı ölen zavallı ülkemizin,fikir ve uygarlık sa­vaşında kaç tane şahidi var? Biz Türkiye'nin hayırlı evlatlarından yarının kurucuları olmalarını istiyoruz.
Halide Edib Adıvar
Babası Edip Bey genç yaşta ölünce annesi, Bedirxan Paşa'nın oğlu Ali Şamil Paşa ile evlenmişti. Bedirxanilerin evinde de dil Kürtçe idi. İşte Halide Edip Hanım, böylece Kürtlerin içinde büyümüştü. Zeyno(Kalp Ağrısı) ve Zeyno'nun Oğlu romanlarını bu tesir altında yazdığını söylerdi.
Reklam
Vahideddin Divanıharbiyle yabancı işgal kuvvetlerinin, İstan­bul’da birbirleriyle, vatanseverler tevkifinde yarışa girdikleri o günlerde, meselâ 1919 ocak-şubat aylarında ortada tuhaf bir durum vardır. İderide, Anadolu’da başlayacak millî Mücadele­ nin hemen bütün önder şahsiyetleri o sırada, İstanbul’da toplanmış bulunuyorlardı: Mustafa Kemal Paşa, İsmet Bey (Pa­şa), Fevzi (Çakmak) Paşa, Kâzım Karabekir Paşa, Ali Fuat Paşa, Refet Paşa, Rauf Bey, Kara Vasıf Bey, Nureddin Paşa, Kemaleddin Sami Paşa, Mersinli Cemal Paşa, Adnan Bey (Adıvar), vb. Sonra da aynı hareketin fikir ve kalem kadrosu: Falih Rıfkı, Ruşen Eşref, Yunus Nadi, Halide Edip, Hüseyin Ragıp, Akçeraoğlu, Ziya Gökalp, Hamdullah Suphi vb. Yani ge­leceğin reisicumhurları, başvekilleri, zaferi kazanacak kuman­danları, kalem, fikir ve siyaset adamları İstanbul’da, işgal kuvvetleri ile Vahideddin divan-ı harbinin elleri altındaydılar...
Sayfa 371
208 syf.
·
Puan vermedi
Kitabın ders çalışırken bir alıntısına denk geldim o anki ruh halimle uyumlu olduğu için mi yoksa kitabın gerçekten etkileyici olduğundan dolayı mı bilemedim bu kitabı kesinlikle okumalıyım dedim. Zor zahmetle ulaştığım kitaba başladım. Halide Edip Adıvar’ın aşk konusu ile yazdığı ilk kitaplarından daha sonra milliyetçilik fikrine yöneliyor zaten
Handan
HandanHalide Edib Adıvar · Atlas Yayınları · 19955,3bin okunma
475 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
Halide Edip Adıvar'ın Sinekli Bakkal romanı, II. Abdülhamid döneminde İstanbul'un Aksaray semtinde yaşayan bir ailenin hikayesini anlatıyor. Roman, Rabia isimli genç kızın gözünden, geleneksel ve modern yaşamın arasındaki çelişkileri, siyasi baskıları ve toplumsal değişimleri gözler önüne seriyor. Roman, gelenek ve modernlik, baskıcı rejimin etkileri, dönemin kadınlarının durumu, aşk, özgürlük ve gelenekleri anlatıyor. Sinekli Bakkal, uzun zamandır okumayı düşündüğüm bur Türk klasiğitdi. Dönemin sosyo-politik atmosferini ve insan ilişkilerini ustaca tasvir edilmiş. Halide Edip Adıvar, karakterleri derinlemesine işlemiş ve okurların duygularını harekete geçiren bir hikaye kurgulamış. Günümüzde de geçerliliğini koruyan gelenek, modernlik, özgürlük ve bireyin toplumdaki yeri gibi temalar açısından önemli bir eser. Aslında Sinekli Bakkal, sadece bir roman değil, aynı zamanda bir sosyolojik inceleme. Halide Edip Adıvar, bu romanda kadın ruhunun derinliklerini ustalıkla resmetmiş, etkileyici bir eser. Türk klasikleri ile ilgileniyorsanız ve II. Abdülhamid döneminin atmosferini hissetmek istiyorsanız, Sinekli Bakkal'ı okumanızı tavsiye ederim.
Sinekli Bakkal
Sinekli BakkalHalide Edib Adıvar · Can Yayınları · 202218,5bin okunma
Cami Bey de çok üzgün görünüyordu. Çok güzel, genç bir karısı, en büyüğü 15 yaşında, en küçüğü 9 aylık olmak üzere beş çocuğu vardı. Onları bir hafta geçindirecek kadar bile parası yoktu. Hemen o gün, bir dosttan borç almaya karar verdik. Başını iki elleri arasına alıp sıkışını hiç unutmam. Ben, Rıfkı Bey’i köşe başında buldum. Osmanbey’e kadar yürüdük. Zenci bir arabacının arabasına binmeye karar verdik. Fakat arabaya binerken iki üniformalı İngiliz polisi ile bir sivil memurun arabaya binenleri gözden geçirdiğine dikkat ettik. Arabanın önünde durarak konuştuk. Ben diyordum ki: — Ben, buraya bugün Efendi Hazretleri’ni görmeye geldim. O da cevap veriyordu: — Ben de inşaallah yakında kendilerini ziyarete gideceğim. Ben arabaya yalnız bindim. O, yerden alaturka bir temenna100 verip ayrıldı. Arabacıya beni Köprü’ye101 götürmesini söyledim. Her hâlde, Mahmure Abla’ya gidinceye kadar belki üç defa araba değiştirecektim. Zencinin garip bir surette bana baktığını ve Beyoğlu’nda lüzumundan fazla ağır gittiğini hissettim. Belki beni İngiliz polisine teslim edip etmeyeceğini düşünüyordu. İlân edilmiş olmamakla beraber, beni haber verenlere 500 veya 1000 İngiliz lirası verileceği söylentilerini duymuştum. Bu para, bu zavallı için oldukça mühim idi.
Reklam
İstiklal mücadelesi hissi bende bir çeşit kutsal delilik halini almıştı. Artık şahıs olarak yaşamıyordum. Bu milli kutsal deliliğin bir parçasınıdan ibarettim. 1927 İzmir'i aldığımız güne kadar benim için hayatta başka hiçbir şeyin önemi kalmamıştı. Halide Edip Adıvar
208 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
5 günde okudu
Ateşten Gömlek
Halide Edib Adıvar
Halide Edib Adıvar
Yolpalas Cinayeti kitabından sonra Halide Edip Adıvar'ın ikinci okuduğum eseri olmaktadır. Açıkçası biraz önyargılarım vardı ve bu sebeple senelerdir okuyamamıştım. En sonunda okumaya karar verdim ve iyi ki okumuşum. İlk Kurtuluş Savaşı eserimiz olması sebebiyle de edebiyatımızda önemli bir yer tutmakta olan bu eser, karakterlerden biri olan Peyami'nin ağzından Ayşe ve İhsan'ın aşkı anlatılmaktadır. İhsan ilk görüşte Ayşe'ye vurulmuştur fakat aşkına bir karşılık alamamıştır. Peyami ise bu aşkını içinde yaşamıştır. En üzüldüğüm noktalardan biri de buydu işte. Özellikle kitabın son sayfasında şok oldum. Kitabın her şeyini yazmak isterim ama okuyacaklar için ön bilgi vermek istemem bu yüzden herkesin okumasını istediğim kitaplar arasında yerini aldı.
Ateşten Gömlek
Ateşten GömlekHalide Edib Adıvar · Can Yayınları · 202023,4bin okunma
Düzensiz ordunun bir zaafı böyle çift taraflılara kucak açmasıdır.
Bunların başında Gökçe Efe bulunuyordu ve Yunanlılar kendisini çok seviyorlar, İzmir kahvelerinde buluşup konuşuyorlardı. Bu, böyle devam ederken bir gün Efe kahvede birdenbire iki Yunan askerini öldürerek ortadan kaybolmuştu. Anlatıldığına göre, bir Yunan çavuşu Efe’ye mavi bir keseden tütün ikram etmiş. Bu keseyi Efe beğenmiş ve çavuş da, anlaşılan sarhoş bir vaziyette bunun hikâyesini anlatmış. Çavuşun anlattığına göre, dağda bir Türk kızına tesadüf etmiş, ona taarruz edip öldürdükten sonra boynundaki mavi keseyi almış ve bunu bir tütün kesesi yapmıştı. İşte Gökçe Efe bundan dolayı adamı öldürmüş, kaçmış ve avenesi de onu takip etmişti.
İngilizlerin Millî Misak’a karşı bir vaziyet alarak, hepimizi esir edip Malta’ya gönderecekleri haberleri ağızlarda dolaşıyordu. Gerçi, benim gibi herhangi birini almaları ihtimali varsa da, İstanbul’ daki Meclis’i kapatarak mebusların gönderileceğine kimse pek inanmıyordu. Ben, İngilizler tarafından büyük bir şüphe ile karşılandığımı bilmekle
Kâzım Karabekir Paşa’nın arkasında büyük bir ordu vardı. Bundan başka da, Erzurum halkı kendisini tutuyordu. Bundan dolayı, ona dokunmak mümkün değildi. Erzurum’un kongre merkezi olarak seçilmesi, bundan başka da Doğu vilâyetlerinde bir Ermenistan kurulması ve Trabzon’un da ona liman olarak verilmesi tasavvuruna karşı alınmış bir tedbirdi. Bu
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.