"Harry Potter... Hımm. Oldukça iyi bir kitap. Bunu neden bu kadar seviyorum biliyor musun?"
"Kimsenin inanç duymadığı, teyzesiyle eniştesinin merdiven altında yaşayan gözlüklü, tuhaf görünüşlü, ezilen biri hakkında olduğu için. Ama bil bakalım ne oldu? Onu engellemeye çalışan şeylere rağmen oldukça harika şeyler yaptı. Kazanması beklenmeyen birinin kendini göstermesinden daha iyi bir şey yok, değil mi?"
"Okumaya devam et. Kızlar buna bayılır."
Bir kadının şımartılması için beş yıldızlı bir otel, Fransız şampanyası, cennetten inme bir orgazm, lüks bir köpük banyosu ve piyasada bulunan tüm güzellik ürünlerinden daha harika bir şey olabilir mi?
Kitap yazmak, harika bir oyun kaleme almak ya da dinleyicilerinize daha iyi konuşmalar yapmak istiyorsanız bu fikri sevgiyle ve içtenlikle bilinçaltınıza iletin. Bilinçaltınız buna uygun olan olan yanıtı size verecektir.
Bukalemun BubUyu Gördün mü"?
Yazanlar Şehnaz
Ceylan Feyza Yalman İrem Betül Ayçan
Yeliz Bodurlar
Bu kitabın sahibi:
Bubu, keşfetmeyi çok seven meraklı bir bukalemundu.
Ormanda bir oraya, bir buraya gezer dururdu.
Bir gün o kadar yürüdü, o kadar yürüdü ki...
Kocaman binaların olduğu bir şehirde buldu kendini.
Binaların arasında biraz
Gaybı Allah bilir ama Nur Risaleleri'nden yaptığımız bu alıntılardan, evliyanın gaybı bildiği sonucu çıkmaktadır.(Hâşâ) Nitekim bu kanaat Nur Risaleleri'nde açık olarak belirtilmiştir:
Madem Hz. Ali (R.A.) "ene medînetu'l-'ilmi ve 'aliyyun babuha" hadisine mazhardır. Hem madem Şah-ı Velayet ünvanını alarak
FİLİZ ŞAHİN YAZDI...
~~~~~~~~EFELYA~~~~~~~
Onu ilk çıktığı günlerde alıp bitmesin diye çok yavaş okuduğumu itiraf etmeliyim. Şöyle ki; kahramanlar İtalya'ya gidene kadar kitap inanılmaz bir atmosferde okuru büyük bir heyecanla sürüklüyor.Yazarın dile hakimiyeti özellikle uzun cümlelerde daha net görülüyor. Şöyle ki; uzun cümlelerde
Hafifçe başını salladı.
“Evet, öyle yaptın” dedi. “Sen söndürdün. Yerde su vardı, bir de kova.” Kütüphaneci bunu inkâr etmedi. “Kitapların bu kadar kolay alev alacağını sanmazdım. Yoksa bir parça gazete mi aldılar veya katalog ya da eski bir dosya? Belli ki yanıcı bir şey almışlardı. Bütün o duman, korkunçtu. İçeri girdiğim anda boğulur gibi
“Bir delikanlı vardı. Yeni soylu ideal uğruna pek ateşli başlamış, yola koyulmuştu. Zeki çocuktu. Pek okul eğitimi almış değildi, ama omuzlarının üzerinde harika bir kafa taşıyordu. Daha ilk yıl içinde, hepimize binlerce adam-saat kazandıracak bir iş süreci keşfetti. ‘Aileye’ armağan etti onu. Karşılığında da hiçbir şey istemedi. İsteyemezdi zaten, ama o razıydı. İdeal uğruna, dedi. Ama oylamada en iyilerden biri seçilip de, ondan yeterince yararlanmayı sağlamak üzere gece işine mahkûm edilince, ağzını da, beynini de kapattı. İkinci yıl hiçbir parlak fikir ileri sürmedi tabiî.
“Bir delikanlı vardı. Yeni soylu ideal uğruna pek ateşli başlamış, yola koyulmuştu. Zeki çocuktu. Pek okul eğitimi almış değildi, ama omuzlarının üzerinde harika bir kafa taşıyordu. Daha ilk yıl içinde, hepimize binlerce adam-saat kazandıracak bir iş süreci keşfetti. ‘Aileye’ armağan etti onu. Karşılığında da hiçbir şey istemedi. İsteyemezdi zaten, ama o razıydı. İdeal uğruna, dedi. Ama oylamada en iyilerden biri seçilip de, ondan yeterince yararlanmayı sağlamak üzere gece işine mahkûm edilince, ağzını da, beynini de kapattı. İkinci yıl hiçbir parlak fikir ileri sürmedi tabiî.
Bize her zaman insanlarda çok büyük bir bilgi gücü olduğu söylendi. Hayvanlarınkinden çok daha fazla. Ama ben… Şu anda kendimi her hayvandan daha kör hissediyorum. Daha kör ve çaresiz. Bir hayvan, dostlarının kim, düşmanlarının kim olduğunu, ne zaman kendini savunması gerektiğini bilir. Bir dostunun gelip de gırtlağını kesmesini beklemez. Ona sevginin gözü kördür denmesini, yağmalama başarıdır denmesini beklemez, çete liderlerinin devlet adamı olduğunun... harika bir şey olduğunun söylenmesini beklemez.
''Evet, adı bu. Sana söylemeye niyetim yoktu.''
''Ama neden söylemeyecektin?''
''Of, açıklayamam. İnsanları çok sevdim mi adlarını hiç kimseye söylemem asla. Söylersem, onların bir parçasını ele vermiş gibi hissederim. Gizliliği sevmeye başladım. Bana öyle geliyor ki bu gizlilik, modern yaşamı bizim için daha gizemli ya da daha harika yapıyor. Gizli tutarsan en sıradan şey bile daha çekici hale geliyor.
Olayları harekete geçiren bir şey... Hikâyelerin bir yanardağın patlaması, birinin doğması veya ölmesi gibi kimi şoke edici karışıklıklarla başladığını görürüz. Ya da birisi harika bir posta alır. Öte yandan bazı hikâyeler, örneğin; birinin koridorda uyumasının kendi yatağından daha iyi olup olmayacağını test etmeye karar vermesi gibi önemsiz kaprislerle başlar. Tıpkı bir ekim gecesi, tıpkı bunu yapmaya karar vermem gibi.
Şüphesiz ben harika bir anneyim, gerçekten iyi bir anneyim. Bunu söylemekten utanıyorum. Çocuklarını çok önemseyen bir anneyim. Onları seviyorum, kitap okuyorum, bu konuda profesyonel yardım alıyorum, onlara daha iyi bir eğitim hayatı ve sıcaklık ve sevgi verebilmek için elimden geleni yapıyorum. [. .. ] Buna rağmen anne olmaktan nefret ediyorum. Anne olmaktan nefret ediyorum. Bu rolü oynamaktan nefret ediyorum; sınır koyan, cezalandıran kişi olmaktan nefret ediyorum. Özgürlüğümün kısıtlanmasından, doğaçlama yaşayamamaktan nefret ediyorum. Gerçek şu ki anne olmak insanı kısıtlıyor, o kadar...