Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Beynime kazınıp kalmış sözlerini düşünüyorum: "Daha yedi yaşındayken el arabasıyla köyden köye dolaşırdım" veya "Bütün aile tek göz odada kalırdık" veyahut "Bir lokma yiyecek ekmeğimiz ola şanslı sayılırdık." Onlar da değilse, "Kışın kıyafetim olmadığında her tarafım soğuk yanığı olurdu", "Küçükken
Sayfa 24 - Kapra Yayıncılık
Nasihati nasıl vermeli?..
~•~ Diyelim ki, sel bir adamın evine o kadar yaklaşmış ki neredeyse evi yutacak. Sen de telaşla onlara, “uzaklaşın” diye uyarıyorsun. Şimdi söyler misin, selin yutacağı evin sahibini uyarırken süslü-püslü cümleler kurmaya ve edebiyat yapmaya mı kalkışırsın? Tabii ki hayır. İşte vaaz verenin hali de böyle olmalı ve boş şeylerden kesinlikle uzak durmalıdır. ~•~
Sayfa 104Kitabı okudu
Reklam
Birden düşümde koltuğa oturmuş durumda tabancayı elime aldığımı ve kalbime, başıma değil kalbime dayadığımı gördüm; oysa önceden kesinlikle tam şakağıma ateş etmeyi düşünmüştüm. Göğsüme tabancayı dayadıktan sonra bir iki saniye bekledim; mum, masa karşımdaki duvar birden hareket etmeye, dalgalanmaya başladı Hemen tetiğe dokundum. Bazen düşünüzde
Sayfa 777 - 778, 779, 780, 781, 782 Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Kendimi en kötü hissettiğim anda başımı şöminenin yanına yaslarım. Derken aniden içimde bir arzu belirir- öldür kendini, o zaman biter neden yaşıyorsun ki -böyle bir hayat yaşamak korkaklık. Hem zaten öyle uzun yaşamayacaksın Haline bir bak, dünyada sürünüp duruyorsun şu sefil bedeninle -ilaçla kirlenmiş- Bu nöbetçi kırılganlığın yüzünden nöbet başında. Yaşamak bu değil kesinlikle. Aslında sadece bir an bu —ölüm benim gölgem— bu etin kokacağı bu parmağın sertleşip moraracağı fikri var ya işte ona katlanamıyorum. Ve hayat sana el sallıyor iki ay sonra yaz akşamları sahiden güzel olabilir belki bir yaz daha güneşli günler.
Sayfa 83 - *
The Rational Male
THE RATİONAL MALE Kadınlar aktarılan bilgiden çok iletişimden keyif alırlar. Çözülmesi gereken bir sorun değil, iletişimdir. “Açık iletişim kadınları ne kadar sinirlendiriyorsa, gizli iletişim de bizi o kadar sinirlendiriyor. Dilimizin onlar için hiçbir sanatı yok, bu yüzden kadınlara en iyi ihtimalle aptal veya basit görünüyoruz Ruh eşi bir
Dostoyevski'nin Anna Karenina incelemesi!
Başlangıçta çok beğendim; başımı kaldıramıyordum; ayrıntılarına kadar bayağı hoşlanmıştım; ancak bütününde ilgim azaldı. Bunu bir yerlerde okumuşum gibi gelmişti bana, evet, hâlâ belleklerde tazeliğini koruyan, Kont Tolstoy'un Çocukluk ve Delikanlılık, Savaş ve Barış adlı yapıtlarında da aynı hava vardı. Konusu farklı olmakla birlikte Rus
Sayfa 701 - 702, 703, 704, 705, 706, 707, 708, 709, 710, 711, 712 Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Tekrar Apsu'nun bölgesinden geçerken, Güneş'in artık kayıp olan eşini düşündü pişmanlıkla. Tiamat'ın yaralı yansına baktı; dikkatini onun üst kısmına yöneltti; Ziynetleri olan yaşam suları hala yaralarından akmaktaydı. Altın damarlarından Apsu'nun ışınları yansımaktaydı. Derken Nibiru, Yaratıcısının mirasını, Yaşam Tohumunu hatırladı. Tiamat'ın üstüne yürüdüğünde, onu ikiye parçaladığında ona bu tohumu kesinlikle aktarmış olmalıydı! Sözleriyle Apsu'ya seslenip şöyle dedi: Isıtan ışınlarınla onun yaralarına şifa ver! Kınlan parça yeniden hayat bulsun; ailende kız evladın olsun, İzin ver de sular tek yere toplansın, sağlam zemin belirsin! Ona Sağlam Zemin diyelim, bundan böyle Kitabı Mukaddes olarak biline
"Yüreğim bir hain," dedi delikanlı Simyacıya, atlarını biraz dinlendirmek için durduklarında. "Devam etmemi istemiyor." "Ne âla," diye yanıtladı Simyacı. "Bu da yüreğinin diri olduğunu gösteriyor. Şimdiye kadar elde etmeyi başardığın şeyleri bir düşle değiş tokuş etmekten korkması kadar doğal ne
Kesinlikle öyle ...
" Açıksözlülüğünüze ve dürüstlüğünüze hayran kaldım . Keşke bütün dostlar böyle konuşsa ! Hayat daha zengin ve hakiki olurdu ."
Sessizlik
Scott kibriti ayakkabısının tabanına sürterek tutuşturdu ve taşların arasında küçük bir ateş yaktı. Girintili çıkıntılı duvarlarda ışık parlıyordu, etrafa ilk kez göz attım. Arka taraftaki duvara bir sırt çantası ve uyku tulumu yaslanmıştı. Raf gibi öne çıkmış sivri bir kaya parçasının üstüne kırık bir aynanın yanı sıra bir tıraş bıçağı, bir kutu tıraş köpüğü ve bir deodorant yerleştirilmişti. Mağaranın girişine daha yakın bir noktada bir alet çantası duruyordu. Üstünde bir iki tabak, birkaç çatal, bıçak ve bir kızartma tavası vardı. Hemen yanında bir olta ve hayvan kapanı göze çarpıyordu. Mağara beni hem etkilemiş hem de hüzünlendirmişti. Scott kesinlikle çaresiz değildi, kendi bilgisi ve gücüyle hayatta kalabildiği aşikârdı. Ama sürekli saklanarak ve bir yerden diğerine geçerek nasıl bir hayat sürdürüyordu böyle?
Sayfa 174 - Pegasus Yayınları
724 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.