Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Ama iyisi mi ben size geçen yıl tanıştığım başka birinin öyküsünü anlatayım. Çok tuhaf, sık rastlanmayan bir olay geçmişti başından. İdam edilecek öteki mahkûmlarla birlikte onu da idam sehpasına çıkarmışlar. Siyasi bir suçu nedeniyle kurşuna dizilerek idam edileceği kararı okunmuş kendisine. Yirmi dakika sonra da bağışlandığı, ölüm cezasının
Sayfa 72 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Kesinlikle...
"Seni okuyan insanlarla tanıştıracağım. Hayat, ancak böyle insanlarla bir araya geliyorsan yaşanmaya değer. "
Reklam
İleriye, evet sanki geleceğine gidiyordu.
Hem niçin hayatta binde bire nasip olmayan büyük mutlulukları böyle feda etmeli, sonu ölüm olduktan sonra niçin hayatı da böyle temelsiz kanunlar için zorla harcamalıydı? Hatta insanlık, hatta tabiat bunu yönlendirmiyor ve zorlamıyor muydu? Aşktan başka her şeyin boş olduğunu düşünüp hayata sarılarak bundan verebildiği kadar, alınabildiği
70, 80 ve 90 yaşlarında üç kardeş varmış. Üçü de, henüz 60'larındaymış gibi üçüz kardeş gibi görünüyormuş. Bu işin sırrını merak edenler toplanıp bu üç kardeşi ziyarete gitmişler. 70 yaşındakine genç kalmanın sırrını sormuşlar. O da, 80 yaşındaki abisine sorulmasını söylemiş: "Benden on yaş büyük olduğu halde, benim gibi 60 yaşında
Vakit geç olmuştu, kalktık. Restoranın kapısında bana acelem olup olmadığını, biraz daha zamanımın bulunup bulunmadığını sordun. Senin için hazır olduğumu nasıl saklayabilirdim! Daha zamanımın olduğunu söyledim. Sonra sen, hafiften bir çekingenliği hemen aşarak, gevezelik etmek üzere biraz evine gelmeyi ister miyim diye sordun. “Memnuniyetle,” dedim kendimi bütünüyle içimdeki duygunun doğallığına bırakarak ve hemen o anda çabuk kabullenişimden tedirginlikle veya sevinçle, ama bir biçimde etkilendiğinin, ama her ne olursa olsun kesinlikle şaşırdığının farkına vardım. Bugün o hayretini anlıyorum; çünkü biliyorum ki kadınlar genel olarak, içlerindeki kendini verme arzusu ne kadar yakıcı olursa olsun, bu hazır oluş durumunu inkâr etmek, ürkmüş gibi yapmak veya yalanlar, yeminler ve vaatler aracılığıyla önce yatıştırılması gereken bir öfkeyi oynamak alışkanlığındadırlar. Ayrıca, böyle bir davete bu kadar sevinçle karşılık vermenin belki de ancak aşkın profesyonellerine, yani hayat kadınlarına veya saf, bütünüyle yeniyetme çocuklara özgü olduğunu da biliyorum.
Milena Jesenska - Yuvadaki şeytan
Neden bütün ya da hemen hemen bütün modern evliliklerin mutsuz olduğu sorusu (sanki sadece modern evlilikler mutsuzmuş ve modern olmayanlar mutluymuş gibi), bütün edebiyatın -ciddiyetle- ve her beş çayı sohbetinin –ciddiyetten uzak bir biçimde- etrafında döndüğü, son moda sorulardan biri. Dünya üzerindeki her soru, toplumun gevezeliklerine olduğu
Sayfa 376 - Can YayınlarıKitabı okudu
Reklam
~ Günün birinde bir canavara dönüşsem ve tek tek hepsini öldürsem , sürünün hepsini boğazladıktan sonra ancak işin farkına varırlardı. Çünkü bana inanıyorlar ve artık kendi içgüdülerine güvenmiyorlar. Bu böyle , çünkü onları otlağa ben götürüyorum. / 22 ~ Bir düşü gerçekleştirme olasılığı yaşamı ilginçleştiriyor. / 27 ~ ... Her zaman aynı
Can YayınlarıKitabı okudu
Boşanmanın çocuklar için kötü olduğunu söyleyen gele­neksel ve popüler bir inanç vardır. Aslında bu konu hak­kında çok fazla şey bilmiyoruz (...) eğer ebeveynlerin duy­gusal boşanma sürecindeki eğilimi suça meyillilikse çocuk suça yönelecektir. Ancak başka çocuklar benzer koşulla­ra müthiş bir uyumlulukla veya nihayetinde ülserle kar­şılık verebilir. Boşanmanın yarattığı gerilim kesinlikle ço­cuklar üzerinde etki sahibidir, ancak çocukların vereceği karşılık boşanma kurumuna ilișkin değildir. Daha faydalı ve zor bir soru : Çocukları, ebeveynlerini boşanmaya sürükle­yen aile içi uyumsuzluklarla ve gerilimlerle baş etmek için nasıl donatmalıyız? En azından böyle bir soru ebeveynleri günah keçisi ilan etmekten veya toplumu suçlamaktan ka­çınır ve bizlere çalışmaya başlamak ve yeni kurumlar oluş­turmak için bir başlangıç noktası sunar. (Bohannan 1970,)
kıskançlığa büyük büyük laflar edilmemeli , sinir bozucu :D
__ Hayat Maria'ya, birine sahip olabileceğini zannetmenin boş olduğunu öğrettiyse de aksini düşünen kendi kendini aldatmış olurdu- kıskançlık son derece doğaldı. Kıskançlık üzerine büyük büyük laflar edilmesine ya da bunun kırılganlığın bir kanıtı olduğunun iddia edilmesine rağmen, insan böyle bir duyguyu kesinlikle bastıramazdı. En güçlü aşk, kendindeki kırılganlığı ortaya koyabilendi. __
Sayfa 407 - epub ( CAN YAYINLARI)Kitabı okudu
_Eğer birinin ruhunu görmek istiyorsanız, ona hayallerini sorun. _İnsan doğasındaki en derin prensip, "takdir edilme" isteğidir. _Alaycı tiplerin aslında acılarını gizlemeye çalıştığı gerçeği doğrudur. _İnsanın dünyadaki durumu, kedinin kitaplıktaki durumu gibidir; görür ve duyar ama hiç bir şey anlayamaz. _Yanlış anlayanlar tarafından
724 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.