Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Aynada kendimi gördüm, gülümsüyordum. Arada insan böyle şeyler yapmalı, hayata daha emin devam edebilmek için şüphelerini masaya yatırmalı ve hislerinin sağlamasını yapmalıydı. Kaybedecek ne var?
112 syf.
·
Puan vermedi
Bir kuşun ötüşüyle bir çocuğun ruhu arasında münasebet vardır.
Kelime anlamı macera ve serüven olan, Türk edebiyatının ilk gerçekçi romanlarından birisi olma özelliğini taşıyan Sergüzeşt, bir aşk trajedisi üzerinden kölelik ve tutsaklığı konu alıyor. Dönemin toplumsal yapısının ve eşitsizliğinin ustalıkla kaleme alınması yaşanan zorlukları gözler önüne seriyor. Kitap esaretin ve tutsaklığın yok edici
Sergüzeşt
SergüzeştSamipaşazade Sezai · İş Bankası Kültür Yayınları · 201945,7bin okunma
Reklam
Çöküş, sevgisizlikle başlar. Biz son yıllarda sevgi ve toplumsal ahlak duygumuzu kaybettik.
Sayfa 168 - İnkılap Kitabevi
"Hiçbir şey istemiyorum. Hiçbir şey bana cazip görünmüyor. Günden güne miskinleştiğimi hissediyorum ve bundan memnunum. Belki bir müddet sonra can sıkıntısı bile hissedemeyecek kadar büyük bir gevşekliğe düşeceğim. İnsan bir şey yapmalı, öyle bir şey ki... Yoksa hiçbir şey yapmamalı. Düşünüyorum: elimizden ne gelir? Hiç!.. Milyonlarca senelik dünyada en eski şey yirmi bin yaşında... Bu bile biraz palavralı bir rakam.."
Hayat, bir mücadeleler bütünüdür. Bu mücadeleyi kıymetli kılan gösterdiğin çaba ve inandığın değerlerin yekûnüdür.
Sayfa 164 - İnkılap Kitabevi
İNSAN BU DÜNYADA AKLI KADAR YER KAPLIYOR. . . .
Sayfa 162 - İnkılap Kitabevi
Reklam
Ne zaman biteceğini bilmiyor oluşumuz yaşadığımız anın ne kadar kıymetli olduğunu bize her seferinde tekrar tekrar hatırlatmalı. Bu sınırlı zaman içinde ene kadar çalışırsak, ne kadar mutlu olursak, ne kadar sever ve sevilirsek o kadar iyi. Biz öldükten sonra sevdiklerimiz bizim sevgimizden yoksun kalacaklar, sevenlerimiz de bizi özleyecekler. Bu yolda inişler ve çıkışlar olur, sevinçler ve kederler olur. Yaşam sevincimizi perçinleyen ve enerjimizi sömüren bir çok olay yaşarız. Yeri gelir bir doğum bizi hayata bağlar, yeri gelir bir vefat haberiyle dünyamız başımıza yıkılır.
Sayfa 67 - Tuhaf YayınlarıKitabı okudu
Şimdi ne yapmalı? Bir cehennem ateşi içinde kalan hayata sonuna kadar tahammül mü etmeli? Hayatın gayesi yok olursa yaşamakta ne lezzet var?
Sorumluluk aldıkça hata yaptık, “Doğrusu ne?” öğrendik, hayatı yaşayarak anladık, gerektiğinde bedel ödedik, bazen kötü hissettik, bazen mutlu olduk.
Okuyan örnek anne babalar...
Babam da annem de okumaya meraklı insanlardı. Babam yeni çıkan kitapların neredeyse tamamını mutlaka eve getirirdi. Babamın eve gelişiyle birlikte herkes salonda toplanır ve etrafına dizilirdi. Ortada oturan babam, getirdiği kitabı yüksek sesle hepimize okurdu. O okuma akşamları, benim kitapları sevmemde çok etkili olmuştur.
Sayfa 125 - İnkılap Kitabevi
Reklam
Çok gezen mi çok okuyan mı?
Tarihe yön vermiş şahsiyetlere baktığımız zaman gezdiklerinden çok okuduklarını görüyoruz. Örneğin, Atatürk'ün hayatı boyunca 4 bin 800 kitap okuduğunu biliyoruz. Hayatı cephelerde geçen biri olarak dünyayı anlayabilmenin en iyi yolunu okumakta bulmuş. Nihayetinde okumak, göremediğin coğrafyalar hakkında da bilgi sahibi olmaya imkân veren bir etkinlik. Seyahat etmenin önemini elbette küçümsemiyorum ama deneyimlerin içerisinde en faydalı gördüğüm eylem, okumak oldu.
Sayfa 122 - İnkılap Kitabevi
Şimdi ne yapmalı? Cehennemi bir ateş içinde kalan hayata sonuna kadar katlanmalı mı?
Şu an gençliğimle, yirmili yaşlardaki Muazzez ile karşılacak olsam, ona tek tavsiye verirdim: “Ulu Önder Atatürk'ün açtığı yoldan hiç sapmadan ilerle ve bol bol çalış! Atatürk'ün Nutuk'unu ve Türkçe olarak Kur'an'ı mutlaka oku!”
Sayfa 76 - İnkılap Kitabevi
Evliliğe bakış
Ben evlendiğimde 26 yaşındaydım. Bana kalırsa 25 yaşından sonra, birlikte mutlu olacağına inandığın birine rastladıysan, evlenmek fena bir fikir değil ama elzem de değil. Düzenli ve mutlu bir aile yaşantısı insanın hayata daha iyi konsantre olmasının önünü açıyor. Dünyanın içinde bulunduğu bu rekabetçi düzen, evlilik yaşlarını çok yükseltti. İnsanlar 30 yaşından önce evlenmiyor, hatta çoğu zaman maddi imkânsızlıklar sebebiyle evlenemiyor İçinde yaşadığımız düzen, hayata başlama yaşını çok daha ileriye çekti. Fakat imkânlar elverişliyse, 20'li yaşların ortasında evliliğin insana iyi geleceğini düşünüyorum. Burada temel mesele tabii ki doğru insanı bulmak ve o kişinin yanında huzurlu olmak.
Sayfa 59 - İnkılap Kitabevi
589 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.