Yine bir dönem romanı okumanın mutluluğunu yaşıyorum. Ülkemizin gerçeklerini dümdüz tarih kitaplarından okumak yerine bir kurguyla bütünleşmiş halini okumak bana daha cazip geliyor. Hele de tarihsel gerçeklere sadık kalınıyorsa
68 kuşağına tanık oluyoruz şimdi de. 4 arkadaş… Lale, Sumru, Talip ve Fuat. Lale’nin hukuk fakültesini kazanmasıyla birlikte değişen hayatlarını arkadaşı Sumru’nun ağzından dinliyoruz. Fakülteyi kazanmasıyla birlikte Istanbul Teknik Üniversitesinde askeri öğrenci olarak bulunan Fuat ile olan aşkının etrafında çevriliyor hep bu yaşanılanlar. Lale fakülteye girer girmez Deniz Gezmiş’in tarafında olur. Onunla hareket eder. Sonrası ise başka olaylar…
Lale’nin en yakın arkadaşı olan Sumru’nun hayatı ise başka bir serüven resmen. Detay vermek istemiyorum ama kitabın ilk sayfalarından ne olacağını bilip de sonunda bu kadar üzülmek hatta gözyaşı dökmek de yazarımızın kaleminin güzelliğinden kaynaklanıyor tamamen. Hayranım hayran
6.Filo eylemleriyle tarihsel bir süreç başlamış. Birçok konuyu da ele almış beraberinde. CIA var, MİT var, sağ-sol çatışmaları var, ABD’nin ülke içine sızma çabaları, islamcı ya da ülkücü çevrelerin söz sahibi olmaya çalışmaları var.
Yok yok valla. Soluksuz okudum. Bir aşk devrimle birlikte yürür mü? İnsan onu doya doya yaşar mı? Ah ki ne ah