Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Hocam gözünü seveyim, ben şimdi aynı anda hem yola, hem frene, hem debriyaja hem de sağa sola nasıl bakayımmmm.
"Yapmak zorunda olduğumu hissettiğim bir şeyi asla yapmam seninle. Seninle yaptığım her şeyi isti- yorum. Seni o kadar çok istiyorum ki, bunu sana ver- mekten başka bu isteğin tamamıyla nasıl başa çıkabi- leceğimi bilmiyorum. Bu yüzden otur," dedi ve elini ona doğru bastırdı. Sonra aniden durdu. "Fantezinin, benim sana oturmanı
Sayfa 180
Reklam
372 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
5 günde okudu
Filozof Kral (Ütopik Devlet)
Öyle bir kitap düşünün ki günümüzden 2400 sene önce yazılmış olsun buna rağmen içinde yazılanlar günümüzde bile geçerliliğini korusun ve kendisinden sonra gelen tüm felsefecilerin kıblesi olsun...
Devlet
Devlet
kitabı,
Sokrates
Sokrates
'in ağzından söylenmiş ama öğrencisi
Devlet
DevletPlaton (Eflatun) · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 201926,6bin okunma
Rahman ve Rahim Allah’ın adıyla
1. Görmedin mi nasıl yaptı Rabbin, (Kâbe’yi yıkmaya gelen) fil sahiplerini (Ebrehe ve ordusunu)? 2. Onların kötü planlarını boşa çıkarmadı mı? 3. Onların üzerine sürüler halinde kuşlar gönderdi. 4. (Bunlar) onlara pişkin sert çamurdan (dolu gibi) taşlar atıyor(lar)dı. 5. Derken (Allah) onları (Ebrehe ve ordusunu), yenmiş (delik deşik olmuş) ekin yaprağı gibi yapıverdi. (Bu sûre, insanları orada toplamak için San’a (Yemen)’de bir kilise yaptıran ve gururlu zorba bir tavırla ve siyâsî üstünlüğüne güvenerek İslâm’ın kutsal bir sembolü olan Kâbe’yi yıkmaya niyetlenen Habeşistan vâlisi Ebrehe ve ordusunun hâlini konu edinmiştir. Hem de bütün zamanlarda geçerli, aynı mevki ve konumdaki kutsal düşmanlarına bir uyarı niteliği taşımaktadır. Burada, Ebrehe benzeri kimselerin otorite güç ve servetine güvenerek, İslâm’ın kutsal değerlerine saldırma veya onlarla mücadele etme planları hazırlamalarına karşı, bütün zamanlara yönelik, mühim bir uyarı vardır.)
Sayfa 601 - Fîl/1-5Kitabı okuyor
Bana hem yakın hem de çok uzak olmayı nasıl başarıyorsun?
Sinan Bin Abdülmennan-Selçuk Mülayim
"Dünyanın en büyük mimarı Orta Anadolu'nun küçük bir yerleşme bölgesinde doğmuştu. XV. yüzyılın sonunda çevresini algılamaya başlayan bu çocuk, mimarinin mekan yaratmak anlamına geldiğini kavrayarak hem çevresindeki eserleri algılıyor, hem de yapı ustalarını seyrediyordu. Taş ve ahşap evlerin nasıl yapıldığını izlerken bağ duvarlarının nasıl örüldüğünü de gözlemlemişti. Onun, örtme ve sınırlamayla ilgili bilgi ve görgüsü hızla arttı, zenginleşti. Çoğu kimsenin köyünden-kasabasından ayrılmadan ömrünü tamamladığı bir çağda, seyahat ve seferlerle yeryüzünün eski ve ünlü anıtlarını da görecek ve görgüsünü arttıracak bu genç, sonradan Sinan adını alacak olan bir mimar adayı idi." #selçukmülayim #sinan #islamsanatı #sanattarihi
Reklam
"Evlat edinilmek, dışarısıdır. Bir yere ait olmamanın nasıl bir duygu olduğunu dışavuracak şekilde davranırsınız. Ve bunu, size yapılanı başkalarına yapmaya çalışarak dışavurursunuz. Herhangi birinin sizi sırf siz olduğunuz için sevdiğine inanmanız olanaksızdır. Annemle babamın beni sevdiğine hiç inanmadım. Onları sevmeye çalıştım ama işe yaramadı. Sevilmeyi öğrenmek epeyce zamanımı aldı; hem vermeyi hem de almayı. Sevgi hakkında bir münazarayı kazanmaya çalışırcasına, takıntılı bir hâlde yazıp durdum; onun en yüce değer olduğunu hep bildim, hâlâ da biliyorum. İlk günlerde Tanrı'yı sevdim elbette, Tanrı da beni sevdi. Eh, bu da bir şeydi. Hayvanları ve doğayı da sevdim. Ve şiiri. Sorun insanlardı. Bir başkasını nasıl seversin? Bir başkasının seni sevdiğine nasıl güvenirsin? Hiçbir fikrim yoktu. Sevmenin kaybetmek olduğunu düşünüyordum. Sevgi neden kayıpla, zararla ölçülür?"
500 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
Kitabı yeni bitirdim ve o heyecanla hemen yorumumu yazmaya geldim. Kitabın hikayesi Çin’in Pekin şehrinde geçmekte.Baş kahramanımızın adı Shui Freng Yanlei Jisheng Yuan Yishi Ludi kısaca ise Sfy.Pekin de Sfy’ın dedesinin kurduğu görkemli bir hastanede aile boyu hatta bütün akrabaları ile doktorluk yapan bir aile düşünün.Dedesinin meslek aşkı sayesinde 17 yaşında Sfy da başarılı bir doktor olur.Buraya kadar her şey gayet normal taa ki bir gün nişanlısı kazada hayatını kaybedene kadar.İşte o günden sonra Sfy için hiç bir şey eskisi olmuyor.Çünkü baygınlık geçirip gözünü açtığında kendini bambaşka bir dünyada bulur. Gözünü açtığı yer ise yüz yıllar öncesinde bir sarayın saunasıdır.Asıl olaylar tam olarak burada başlıyor.Tabii ki çok fazla anlatıp sizlere spoiler vermeyeceğim ama Sfy’ı orada zor günler bekliyor.Bakalım bu zorluklarla nasıl baş edecek yada edebilecek mi? Düşünsenize gözünüzü kapatıp açınca giyimleri,kelimeleri,huyları farklı bambaşka insanlar karşınıza çıkıyor.Düşününce hem korkutucu geliyor hem heyecan verici. Sfy’ın prenslerle atışması beni baya güldürdü.Kendi doğrularından vazgeçmemesi de takdir etmeme sebep oldu.E bide sinir olduğum yanları var tabii böyle bir karakter benim yanımda olsa sinirden çatlar ölürdüm gibime geldi.Bazı hareketleri çok gereksiz ve saçmaydı neredeyse kitapla kavga edecektimNeyse ki sakince ve usulca bitirdim Seri olduğu için sonu heyecanlı bitti bakalım 2.kitapta bizi neler bekliyor Sırlar ve gizem dolu bu kitabı siz değerli arkadaşlarıma tavsiye ederim
Gelecek Geçmişin Çiy Damlası
Gelecek Geçmişin Çiy DamlasıTülin Baturu Ocak · Cinius Yayınevi · 09 okunma
320 syf.
·
Puan vermedi
Lanetli Kış Wendy Webb
Lanetli Kış - Wendy Webb "Sessiz sular derin akar" #kitapyorumu Kitabı ilk gördüğümde, konusunu ilk okuduğumda çok heyecanlandım çünkü hem gizem/gerilim kitaplarını çok severim hem de doğaüstü hikayelere bayılırım Kitap o kadar akıcıydı ki elimden bırakamadım neredeyse Kendimi sürekli "bunun altından ne çıkacak?"
Lanetli Kış
Lanetli KışWendy Webb · Otantik Kitap · 202416 okunma
Zulmetle güneş hem de nasıl gitti gider; Âşıkta yanan gönlü de hep uyku çeker! Ağlar ise âşık dökülen yaşlar ile, Korkar da kaçar, gözyaşı sel, aktı meğer!
Reklam
Bizim hayatlarımızda öğretmenin yeri artık yok. Ama acilen aramızdaki yerlerini geri almaları gerekiyor. Öğretmenlerin hayatlarımıza geri dönmesi gerekiyor, hem de birer lider olarak.
Ahlak Sosyolojisnin Metodolojisi
Sosyoloji ahlakla hangi çerçevede nasıl bir bakış açısıyla ilgilenir? Bu sorunun cevabını ortaya koymak hem sosyoloji ve ahlakın karmaşık ilişkisini anlamayı hem de çalışmanın bundan sonraki kısmının daha anlaşılır hale gelmesini sağlayacaktır.
"Ne hissediyorsun?" "Etkilenmiş," dedi Clay, ateşli bir ses tonuyla Julia'nın ruhunun derinlerine dokunarak. "Tamamıyla etkilenmiş." "Aynen," diye fısıldadı Julia. Tamamlanmış cüm- leler kuracak durumda değildi ama zaten buna ihtiyaç da yoktu. Clay dudaklarıyla ağzını ele geçirmiş, içindeki ha- reketlerini hızlandırarak daha da derinlerine sokmuş- tu kendini. Bedeniyle, kollarıyla, dudaklarıyla, diliy- le, aletiyle, gücüyle ve saplantısını dengelemek için çaresizce ihtiyaç duyduğu kontrolüyle Julia'yı olduğu yere sabitlemişti. Julia da tüm bunları hissediyordu, Clay'in her hücresini, arzusunu ve ona duyduğu gereksinimi. Ona teslim olup, Clay nasıl yapmaya ihtiyaç duyuyorsa ona o şekilde sahip olmasına izin verdi, çünkü bunu yaptığı zaman ikisini de deliye çeviriyordu. Julia, duyduğu haz vücudunda oradan oraya zıplar- ken, Clay'in boynuna daha sıkı tutundu. Mutluluktan kendinden geçerek dünyadan öylesine uzaklaşmıştı ki asla geri dönmek istemiyordu. Ama sonunda dünyaya geri döndü. Clay ona doğru uzanıp yanaklarını, boy- nunu öpmeye başladı, sanki dudaklarını ondan uzak tutamıyor gibiydi. Parmaklarıyla kolunu okşayarak gözlerinin içine baktı. "Bunu her gün istiyorum. Seni her gün istiyorum," dedi. Sesi Julia'nın teninde gürlü- yor, sesindeki seksi sıcaklık onu uyuşturuyordu. "Ben de. Hem de çok," diye karşılık verdi Julia. Håla onun, onların, birleşerek mutluluğa dönüşen anın yarattığı sarhoşluğun etkisindeydi. Belki de bu yüzden bundan sonra ağzından çıkanları söyleye- bilme cesareti göstermişti. "Bu sefer daha farklıydı, Clay," diye mırıldandı.
Sayfa 170
Müslüman Doğu'nun tama-mında çiniye kâşî veya kâşanî denir, nasıl ki "porselen" sözcüğü hem Farsçada hem İngilizcede Çin'in adını da içinde taşırsa, kâşî de Kâşan'ı hatırlatırdı
Şu keyfi yaşayan bilir :)
Modern zamanların teknolojisi dünyayı tekeline alalı beri hayatimızdan çıkan figür: Terzi. Hangi tezgahın önünde dursam bana sıra gelmesi için dakikalarca bekliyorum. Fakat sıkılmıyorum. Çünkü burası elinden iğne iplik geçen kadınların tanışıksız birbiriyle sohbet ettigi bir yer. Burada kadınlar birbirinin dilinden anliyor. Herkes mutluymuş zannediyorum; bu mutluluğun bana da sirayet etmesi gecikmiyor. "Dikmek daha iyi, hem daha ucuz hem daha güzel oluyor; bilmeyenler alıyor mecbur," diyor. "Mecbur!" diyorum ben de. .....manifatura magazasından nasıl mı çıktım? Münzevi cumartesime katilmis tatlı kumaş sohbetlerinin yüzümde asılı kalmış tebessumu ve ne yapacağımı bilmedigim bir yığın kumaş ile.
1.500 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.