kapitalizm'e övgü; (işte bir fikir böyle savunulur!)
Demek paranın her kötülüğün kaynağı olduğunu düşünüyorsunuz,” dedi Francisco d’Anconia. “Peki, paranın kökünün ne olduğunu hiç sorguladınız mı? Para bir mübadele aracıdır. Ortada değiş tokuş edilecek ürünler, onları üretecek insanlar olmazsa, para da var olamaz. Para aslında, birbiriyle iş yapmak isteyen insanların, değere karşı değer verme
Aşk ve Sevgi...
Aşk, görme engelli bir coşku, görmezlikten kaynaklanan bir bağdır. Oysa sevgi, bilinçlice bir bağ; apaçık, duru bir görmenin sonucudur. Aşk genellikle içgüdüden su içer, içgüdüden kaynaklanmayan başka bütün olgular değersizdir. Oysa sevgi ruhun içinden doğar, bir ruhun yükselebileceği bütün yerlere, sevgi de onunla birlikte doruğa tırmanır.  Aşk,
Reklam
"Yolda, bir vitrinin önünden geçerken gözüm camdaki görüntüme takıldı, öğretmenim: Gömleğimin arkası, pantalonumun üstünden sarkıyordu, pantalonum da boru gibi olmuştu. Ayaklarıma baktım: Bütün gün tozlu yollarda dolaştığımı anladım, ayakkabımın, ayağımı acıttığını anladım. Bir kadın geçti vitrinden, bana bakmadan geçti. Yahu, ben ne kadar
Sayfa 115 - İletişim Yayınları, 13.baskı - 2002Kitabı okudu
"Var olmanın sancısı var içimde," diyor. "Acı bütün etrafıma yayılıyor gibi. Hayata benzemiyor ama benim hayatım bundan ibaret, yaşadığım bütün acı olaylardan sonra hiçbir şey olmamış gibi devam ettim. O zamandan beri geçmişi tekrar tekrar yaşıyorum, çok yalnız hissediyorum, çok korkmuş... Ifade etmeyi beceremiyorum. Bu hayatta var
Sanırım 1950’den önceydi. Kadirlide Çamlı kahvede ağalardan birisiyle konuşuyordum. Bu sıralar Kadirliye ortaokul açılması için bütün Kadirlililer canla başla çalışıyorlardı. Her nedense bu bizim ağa kasabaya ortaokul yapılması aleyhindeydi. Ağayla bunun tartışmasını yapıyorduk. Hiçbir şey söylemiyor, yalnız: "Kel başa şimşir tarak, şimşir tarak," deyip duruyordu. Ben de oturmuş, dilimin döndüğünce, kasabaya ortaokul açılmasının zararlı değil, cok faydalı olacağını, gençlerin okuyacağını, kültürlerinin artacağını, ne bileyim ben, söylüyordum. Bunun üstüne ağa bir ara ağzındaki baklayı çıkarıverdi: "Biliyorum, biliyorum," dedi, "okuyacaklar da bu fakir fukaranın çocukları hep senin gibi olacaklar. Olacaklar da servetimize göz dikecekler. Okuyacaklar da köylünün önüne düşüp bizim topraklarımızı paylaşmaya çalışacaklar."
Sayfa 13
Faşistler halkın hemen her kesiminden destek gördüler elbette ama asıl tabanlarını aynı anda hem kapitalizme hem de sosyalistlere, komünistlere öfke duyan orta sınıf oluşturuyordu. Orta sınıflar bir yandan yoksullaştıkları için kapitalizme karşı bilinçsiz bir öfke besliyorlar, öte yandan ise işçi sınıfının ve komünistlerin bir devrim aracılığıyla mallarını mülklerini ellerinden alacaklarından korkuyorlardı. Ancak her durumda özel mülkiyet düşüncesinden kaynaklı olarak işçi sınıfı ve komünizm korkusu ağır basıyordu. Bu nedenle de sınıflar üstü bir devletin bu gidişatı engelleyebileceğini düşünüyor, devlete sığınıyorlardı. Devletin mevcut haliyle bu işi yapamayacağını gördüklerinde ise giderek daha fazla faşist harekete yanaşmaya, faşistleşmeye başladılar.
Sayfa 39
Reklam
1.000 öğeden 211 ile 220 arasındakiler gösteriliyor.