Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
110 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
Uygarlık ve Ölüm: Trajik Bir Aşk Hikayesi
Büyük aşkları anlatan klasiklerden bahsedildiğinde belki de akla ilk gelebilecek kitaplardan birisi olan Paul ile Virginie adlı eserin ilk çevirisi Fransa'daki popülaritesinden ötürü Tanzimat döneminde yapılmıştır. İlk romantik çeviriler arasına girdiğinden Sergüzeşt gibi kitaplarda adı geçmiş, dönem yazarlarımıza ilham kaynağı olmuştur.
Paul ile Virginie
Paul ile VirginieB. S. Pierre · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20191,655 okunma
112 syf.
·
Puan vermedi
·
3 saatte okudu
Bu incelemede hiçbir canlıya zarar verilmemiştir.
Mizah ve hicvi dil, Tanzimatın bir gerekliliği gibi görülür. Birbirinden tuhaf insanlık durumlarına el atan bu yapıtlar, yeni yazarlar için de inanılmaz bir ilham kaynağıdır çünkü içinde yaşadıkları, içten içe eleştirip susmak zorunda kaldıkları şeyleri en iyi bu romanlardan cesaret alarak yazarlar. Dönemin usta kalemi Ahmet Mithat, yaşanan baskı
Şık
ŞıkHüseyin Rahmi Gürpınar · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20223,036 okunma
Reklam
D.A.Ç
insan olmanın her zaman için kendinden başka bir şeye, ya da bir insana-gerçekleştirilecek bir anlama, karşılaşılacak bir insana, hizmet edilecek bir davaya, ya da sevilecek bir insana- yönelmek olduğu yolundaki antik ant- ropolojik gerçeğini anlıyorum İnsan, sadece varoluşundaki bu kendini aşmayı gerçekleştirdiği zaman gerçekten insan, ya da
Dertleşme
Bazen sustuğumuzda insanlar bizim duygularımız olmadığını sanıyor. Her şeye gülüp geçiyoruz diye hiçbir şeyi kafaya takmıyoruz, hiçbir şeye alınmıyoruz sanıyorlar. Verdiğiniz ilk cevapta da alınıyorlar. Sanki o güne kadar onlar size aynı minvalde sözler söylememişler gibi. Bu anlattığımın sevgiyle alakası yok. Yani bu sorunu yaşadığım insanlar sevdiğim insanlar. Örnek vermek gerekirse benimle alakalı sürekli şikayet halinde olan birine sanki ben seninle olmaktan çok memnunum dediğim için bana küsmüştü. Oysaki günlerce çeşitli sebeplerle eleştiriyordu, sürekli şikayetleniyordu. Ama benim söylediğim tek bir cümle onu küstürdü. Bir başkası da -bana sürekli kendimi değersiz hissettirmekle meşgul olan- alttan alttan bana eğlencesiz, işe yaramaz imaları yaparken ben ona bir kez yokluğunda eksikliğini hissetmeyeceğimi belirttiğim için bozuldu ve yazdım bunu bir kenara dedi. Gidenler bir şey hissetmez, ağlayanlar hep kalanlardır ya işte ben ya gideceğim ya da kaldığım halde ağlamayarak bu düzeni değiştireceğim. Bunu niye yazdım bilmiyorum ama uzun zamandır hissettiklerimi yazmıyordum iyi geldi.
176 syf.
·
Puan vermedi
·
12 günde okudu
Birkaç yıl önce Ay ve Şenlik Ateşleri'ni okuma listeme eklediğim lakin asıl okumaya karar verişimin Tezer Özlü sayesinde olduğu bir yazar Pavese. Bu da okuduğum ikinci kitabı oldu. İlk
Tepedeki Ev
Tepedeki Ev
'i okumuştum. Ay ve Şenlik Ateşleri'nden yazarın en olgun yapıtı olarak bahsedildiği için beklentim daha yüksekti. Ama beklediğimi alamadım
Ay ve Şenlik Ateşleri
Ay ve Şenlik AteşleriCesare Pavese · Can Yayınları · 2017612 okunma
135 syf.
·
Puan vermedi
·
6 saatte okudu
Okumak nedir, okur kimdir? Öyle ya, çok kitap okuyan ve her zaman listenin baş köşesine yerleşen toplumlar aynı zamanda tüm dünyanın da canına okumaya devam ediyor. Bunlar, okumanın mânâ derinliğini kavrayamadıkları gibi, idrakten ve insaftan da nasiplerini alamamış gözüküyor. Oysa bizim toplumumuzda, çok kitap karıştırmamış fakat iyi bir kâinat
Cümle Alem Uyandırma Servisi
Cümle Alem Uyandırma ServisiYaşar Koca · Diyanet İşleri Başkanlığı · 202228 okunma
Reklam
Şu anda yapman gereken şey, sahip oldu­ ğun yaşam tarzından vazgeçmeye dair bir karar alman. Örne­ğin, daha önce, "Y. gibi birisi olabilseydim, mutlu olurdum," demiştin. Böyle yaşadığın müddetçe, 'keşke şöyle olsaydı' gibi bir olasılıklar dünyasında olduğun sürece, asla değişe­mezsin. Çünkü "Keşke Y. gibi olsaydım,"
"Böyle bir hayatınız olsun ister miydiniz?" Cevap vermemize fırsat tanımadan devam etti pa­zarlamacı. "Ne saçma değil mi? Böyle bir soruya insan nasıl ce­vap verebilir ki? İnsan henüz yaşamadığı bir hayatı nasıl satın alabilir? Kesinlikle haklısınız. O yüzden size Yeni Yaşam Organizasyonu olarak çok çok özel bir hizmeti­mizi göstermek istiyorum. Bu bilişim teknolojisi devri­minin geldiği son nokta…Kim derdi ki matematik dün­yamızı bu kadar radikal bir biçimde değiştirecek? Laf aramızda lisede matematikten hep kalırdım. Ama şimdi ekmeğimi onun sayesinde kazanıyorum. Eğer dilerseniz, ilginizi çekmeyi başardıysam... Bugünlerde en zor şey insanların dikkatini çekmek. Sizce de öyle değil mi? Ne­den? Her şey ilginç çünkü. Her şey ilginçse aynı zaman­ da her şey sıkıcı demektir. Benim gibi. Hayır size drama yapmak için söylemiyorum. İşin kötüsü bu benim işim. Daha önceden prova edilmiş bir metni canlandırıyorum sizler için. Evet tamam itiraf ediyorum, şu ana kadar söylediğim her cümleyi daha önce binlerce kez söyledim başkalarına. Bu cümleyi de. Ve evet bu cümleyi de. Evet sizi başkalarıyla çok defa aldattım. Ama bunun zerre ka­dar önemi yok. Önemli olan beni dinlemeye devam et­ meniz. Az sonra şu kapıdan girip o eşsiz deneyimi yaşa­mayı kabul etmeniz. Orada çok özel bir demo bekliyor sizi... Benim gibi hazır bir sunum değil. Tamamen size özel bir deneyim olacak. İçinde yaşayabileceğiniz bir ta­nıtım. Prova edilebilecek bir hayat."
Hiç mi bir politikacımız şunu okumadı acaba? s. 246-250
- Aynı vakıanın iki yüzü. Biz bir taraftan bir medeniyet ve kültür buhranı içindeyiz; diğer taraftan bir iktisadi reforma ihtiyacımız var. İş hayatına açılmamız lazım. Bunların birini öbürüne tercih edecek vaziyette değiliz. Buna hakkımız da yok. İnsan birdir. Çalıştıkça ve bir şey yarattıkça kendisini bulur, iş mesuliyeti, mesuliyet düşüncesi
Sayfa 246 - ÜÇÜNCÜ BÖLÜM: SUATKitabı okudu
AH ANNA AH
Akşam eve gittiğimde hizmetçim Meri, istasyonda bir kadının kendini trenin altına attığını söyledi. Beynimden vurulmuş gibi oldum! Kim olduğunu anlamıştım. İlk söylediğim şey sakın ona söylemeyin oldu. Ama söylemişlerdi bile. Kontun arabacısı oradaymış ve her şeyi görmüş. Odasına koştuğumda kendinde değildi ,onu o halde görmek korkunçtu. Tek söz etmedi ve dörtnala oraya gitti. Artık orada ne olduğunu bilmiyorum ,ama eve getirdiklerinde ölü gibiydi. Onu tanıyamadım. Ardından deliye benzer bir şey başladı. Kontes,elini sallayıp -- Ah ne söylesem boş ! dedi. Korkunç bir dönemdi! Yo,siz ne derseniz deyin, kötü bir kadındı. Bu kadar delicesine bir tutkunun ne gereği vardı ! Hep özel bir şey gösterme arzusu. Gösterdi işte. Kendini mahvetti, iki güzel insanı, kocasını da benim bahtsız oğlumu da mahvetti.
Sayfa 1013 - İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Aziz Arif'e bebekliğinden beri ara ara okuduğum bir kitap var. Kendime de okumuş oluyorum aynı zamanda. İsmi "Gotta Go! Gotta Go! (Gitmem gerek! Gitmem gerek!)" Sam Swope'un yazdığı bu kitapta, bir tırtıl kelebek olacağı yolculuğa çıkıyor. Meksika'ya gitme ve orada kelebeklerle buluşma kararı, içinde doğuştan var. Meksika'ya gidilecek. Bu belli. Kuşlar, karıncalar yolda ona, "Meksika neresi hiç duymadık, hem sen bir tırtılsın oraya gitmen de imkansız." deyince, verdiği cevap hep aynı. "Gideceğim yerin adı, Meksika! Yakın da olsa, uzak da olsa, varacak da olsam, varamayacak da olsam, size söylüyorum: Gitmem gerek! Gitmem gerek! Meksika'ya gitmem gerek!" Sonunu söylememe gerek yok; Meksika yollarında kelebeğe dönüşüp, uçarak Meksika'ya gidip, orada milyonlarca kelebekle buluşuyor. Belki benim Meksika'm, yazıp söylediğim şarkılardı. Tırtıldım belki kelebek oldum ben de. Sahnedeki Nil'i gördüğümde, onu ait olduğu yerlerden birinde buluyorum. Zamansız bir portal gibi. Hep orada. Geldi buluşmaya. Şükran dışında söyleyeceğim bir şey yok. Meksika'dan şüphe etmeyin.
Sayfa 47 - Doğan NovusKitabı okudu
864 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
kitap yorumu
Değersiz Bir Hayat // #kitapyorumu Değersiz Bir Hayat.. Kalbimi yerinden söken, beni bitiren kitap! Okumaya başlayalı çok zaman bitireli de az zaman geçmiş olsa da ancak kendime geldim ancak yorum yazabiliyorum. Kitabı ciddi ciddi sindirmek için zamana ihtiyacım vardı. Aslında hala etkisindeyim. Ki okuyan herkesin benimle aynı duyguları
Değersiz Bir Hayat
Değersiz Bir HayatHanya Yanagihara · Doğan Kitap · 20222,807 okunma
Derviş
Șimdi gül deyince insanın aklına tuhaf şeyler geliyor. Ben mahallede iki tur dolanıp mezarlık duvarından aşınca gül mü kopardım Ayșe'ye vermek için? Değil. Ayşeler çoktur da onlara çiçekçiler de çoktur, benim işim olmaz. Hayatta bi kere çiçek taşımışlığım var, onu da poșete koydum da yürüdüm. Lisede hem de rezillik. Okulun müdürüne
1.051 öğeden 31 ile 45 arasındakiler gösteriliyor.