Aziz Arif'e bebekliğinden beri ara ara okuduğum bir kitap var. Kendime de okumuş oluyorum aynı zamanda. İsmi "Gotta Go! Gotta Go! (Gitmem gerek! Gitmem gerek!)" Sam Swope'un yazdığı bu kitapta, bir tırtıl kelebek olacağı yolculuğa çıkıyor. Meksika'ya gitme ve orada kelebeklerle buluşma kararı, içinde doğuştan var. Meksika'ya gidilecek. Bu belli. Kuşlar, karıncalar yolda ona, "Meksika neresi hiç duymadık, hem sen bir tırtılsın oraya gitmen de imkansız." deyince, verdiği cevap hep aynı. "Gideceğim yerin adı, Meksika! Yakın da olsa, uzak da olsa, varacak da olsam, varamayacak da olsam, size söylüyorum: Gitmem gerek! Gitmem gerek! Meksika'ya gitmem gerek!" Sonunu söylememe gerek yok; Meksika yollarında kelebeğe dönüşüp, uçarak Meksika'ya gidip, orada milyonlarca kelebekle buluşuyor.
Belki benim Meksika'm, yazıp söylediğim şarkılardı. Tırtıldım belki kelebek oldum ben de. Sahnedeki Nil'i gördüğümde, onu ait olduğu yerlerden birinde buluyorum. Zamansız bir portal gibi. Hep orada. Geldi buluşmaya. Şükran dışında söyleyeceğim bir şey yok. Meksika'dan şüphe etmeyin.