Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
kaç kişiyi öldürdüm düşlerimde kaç kilo çekerdi yalnızlık kaç kere ezildim altında yaz yağmurlarının belki de palyaçolar ağlardı pazartesi sabahları her sirk geldiğinde ağlamaklı olurduk hep ağlamaklı olurduk gülünecek halimize
464 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
Genel olarak insanlara biraz garip felsefe ben çok sevdim. İnsana hayatı sorgulatacak bir kitap. Ben nerdeyim? Ne yapıyorum? En çokta Neden yaptırıyorum diye sorgulamanıza neden oluyor. Çünkü hepimiz Florayız!
Kovan
KovanLaline Paull · Martı Yayınları · 2020392 okunma
Reklam
"Büyük İngiliz şairi John Donne'un sözüdür: "Hiç kimse infaz hücresinden sehpaya giden yolda uyuyamaz, ama hepimiz ana rahminden mezarlığa giden yolda uyuruz." Uyumak da biraz saklanmaktır zaten: Gördüğümüz her düşün dönüp tabirlerine başvurmaz mıyız?
Sayfa 100
Hepimiz Biraz Yalnız Değilmiyiz Aslında ...
264 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
1 saatte okudu
Tamam normalde hepimiz bu hikayeyi biliyoruz elbette ama bu kitabın hoşuma giden kısmı 20 yaşında biri de gayet keyifle okuyabiliyor yani çocukluğumuzda anlatılan masal gibi hissetmiyorsunuz. Ha kitabı okumak çok gerekir mi derseniz işte o kısım biraz tartışılır çünkü filmini de izlemiş biri olarak söyleyebilirim ki birebir aynı yani hiç bir şey kaçırmazsınız. Bu size kalmış ister kitabı okuyup sahneleri kendiniz hayal edersiniz, isterseniz de filmini izlersiniz. :)
Pamuk Prenses ve Avcı
Pamuk Prenses ve AvcıLily Blake · Martı Kitabevi · 2012274 okunma
Vazelin; Bu hikayeyi kime anlatsam çok beğenildiğini en baştan söyleyerek başlayayım. Ne de olsa hepimiz Vazelin'in, eee, iyi bir şey olduğunu biliriz. Öncelikle bu çok amaçlı nanenin bulunuşuna dair biraz bilgi vereyim: Her şey 1859 yılında Brooklyn, New York'ta başladı. Robert Chesebrough (Chesebrough-Ponds bakım malzemeleri ile ünlüdür) adlı genç bir kimyagerin ofisinde çalıştığını gözünüzün önüne getirin. Genç Robby, döneminin çok yaygın bir sorunuyla boğuşmaktaydı: Yakıt olarak gazyağı satıyordu ama Pennsylvania'daki petrol kuyularındaki büyük grevler geçimini zorlaştırıyordu. Petrolün gelecekte en temel enerji kaynağı olacağını öngörmekteydi. Ne yapmalı? Ne yapmalı? İlk akla gelecek şeyi yaptı. At arabasına atlayıp, petrol kuyularının anavatanı olan Pennsylvania'daki Titusville'e doğru yola çıktı. Amacı petrol sektöründe voleyi vurmaktı. Ancak, sondaj aletlerinde kullanılan parafin benzeri bir yapışkan madde ilgisini çekti. Kuyularda çalışanlar bu maddeden nefret ediyordu, çünkü sondaj aletlerinde tutukluğa sebep oluyordu. Fakat sebep olduğu bütün sorunlara rağmen, işe yaradığı bir nokta da bulmuşlardı. Bir yaraya veya çürüğe sürdüklerinde, iyileştiriyordu. Robby bu maddeden bir miktar alıp Brooklyn'deki laboratuvarına götürdü. İçindeki temel madde olan ve bugün petrol jölesi olarak bilinen saydam maddeyi keşfetmesi uzun sürmedi. Harikalar yaratan bu jölenin patentini 1870 yılında aldı.
Reklam
Kendimi bazen o kadar çaresiz hissederim ki bir yerlerde beni bulacak birinin var olduğu umuduyla sabretmeliyim diye düşünürüm.Muhakkak biri olmalı bu yüzden.Bizi arayan,bizi bulmak isteyen,gözyaşlarımıza kayıtsız kalamayacak biri. Biraz gözünüzü açın,biraz kulak kabartın,o saniyede çığlıkları duyacaksınız,acıları,iniltileri...Biraz sinenizi yoklayın,oradaki sızıyı hemen fark edeceksiniz. Hepimiz başladığımız noktada sona erecek bir yolun salikleriyiz.Hasretten dizlerimizi karnımıza çekmiş bir halde durmamızın asıl sebebi bu! Fırlatılıp atılmışız bir kere bu dünyaya. Biz kendimizi burada bulduk. Bir baktık ki buradayız. Yaşamı seçmedik,ona maruz kaldık. Şaşkınız.
Yeryüzünde en çok aradığımız kendi saadetimizdir, sanırız. Fakat hakikatte ona, asıl sevgilimiz olan lezzeti bulmak için daima ihanet ederiz. Yaşadığımız zamanın bize bu saadeti bir türlü veremeyeceğini duyarak, onu ya geçmişte, yahut gelecekte hayal ederiz. Hepimiz daima ileride nasip olacak bir hayat umar ve hayalimizle mutlaka biraz orada yaşarız. Musiki her ruhun keybetmiş olduğunu her zaman duyarak daima hasretini çektiği bir cennetivvaat eder. Bize güya hakikatlerin ötesinde gelecek harikulade hakikatlerin neşesinden dem vurur.
SÜRVEYAN HEKİM “Doktordan satılık araba” diye ilan verirler, çok doğru aslında. Ne o arabayı kullanacak vakit bulursunuz, ne de düzenli bir hayatınız olur. Hele bir de cerrahsanız, o uyku denen tatlı şeyle bir türlü buluşamazsınız. Ben de Güneydoğu’da görev yaparken hem uykudan, hem de arabamdan mahrum kaldım. Zaten kullanmaya vakit
http://www.hakanevrensel.com/guneydogudan-oykuler-3/Kitabı okudu
335 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
30 günde okudu
Muhakkak okunması gereken üstüne çok söz söylenecek türden bir kitap Kazancakis'in bu romanı toplum içindeki zıtlıkların bir göstergesi aslında. Hayatını madencilik yaparak kazanan kuralcı biraz da korkak bir adamın karşısına çıkan ters karakterdeki özgürlükçü, kural tanımayan, dilediği gibi yaşayan yaşlıca bir adama rastlamasıyla değişen bir hayat. Tutkulu bir dostluk. Bir nevi hayatın ve özgür bir yaşamın ipucunu içeriyor bu kitap. Betimlemeler ve tasvirler çok çarpıcı. Özetle yaşamın tadı, kurallar, kuralsızlıklar, kadınlar, zıtlıklar, dostluk kısaca yaşama dair ne varsa bu kitapta. Birçok yerde gülümsetiyor ve düşündürüyor. Bazı kitap karakterlerini tanımaktan mutluluk duyar insan. Zorba da öyle bir karakter. Çok okuyan mı yoksa çok gezen mi bilir sorusuna kitabı okutturup sonunda gezen bilir cevabı verdirten kitap. Yazar çok güzel doğa tasvirleri yapmış okurken Girite gidiyorsunuz yağmur yağarken çıkan toprak kokusunu alıyorsunuz. Kitaptaki patron kahramanı, Budha-öğretileri ve Dante okumayı seven, hayatın anlamını arayan birisi. Ancak Zorba ile karşılaştıktan sonra hayata bakışı değişiyor, dünyevi olandan nasıl zevk alınabileceğini öğreniyor ondan. Aslında hepimiz birer zorba olmak isteriz. Yazar bir taraftan budizmi sorgularken, diğer taraftan da belki de budizm ile ulaşılacak noktanın zorba olduğunu anlatmaya çalışıyor.
Zorba
ZorbaNikos Kazancakis · Can Yayınları · 202015,9bin okunma
Reklam
''Seni kinyas en son fransa'da görmüştüm. Paris'te. Ama kayra, seni en son ne zaman gördüğümü hatırlamıyorum. Neyse, önemli değil. Çok zaman geçti sonuçta görüşmeyeli. Paris'ten ayrılmamı biliyorsunuz herhalde. Zaten çok fazla anlatılacak bir tarafı da yok. Neden bana verdiklerini hala anlayamadığım o bursla, şu an ismini yanlışlık yapmamak için
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.