Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
"Asıl Büyük Tehlike Bugünkü Ehliyetsiz İktidarın Devamıdır"
"Altı sene süren dünya savaşının dışında kaldığımız halde, harbeden milletlerden daha perişan olduk. Bir başvekil tarafından A’dan Z’ye kadar bozuk olduğu söylenen ehliyetsiz bir idare makinesi, bir sürü fırsat düşkününün elinde oyuncak haline geldi, yıllardan beri milletin soyulmasına, hastalık, sefalet, gericilik içine
Zincirli Hürriyet 5 Şubat 1948 - Sabahattin Ali'nin Son Yazısı *Markopaşa Yazıları ve Ötekiler-YKYKitabı okuyacak
Bu çöküşe (2008) kasvetli adlar verilmişti: Küresel Finansal Kriz, Kredi Çatırdaması, Büyük Daralma. Bugün hala bu krizin izlerini silmeye çalışıyor ve hala her şeyi nasıl yoluna koyacağımızı tartışıyoruz. Kriz, ekonomistler içinde tam bir şok etkisi yaratmıştı. 1990'larda bu ekonomistler, düşük enflasyonla istikrarlı bir büyüme çağı olan
Sayfa 348Kitabı okudu
Reklam
YABANCI: Buradan şöyle bir sonuca varabiliriz: Ruhta iki tür sıkıntı vardır. Birincisi açıkça hastalıktır ve insanlar da ona kötülük adını verirler. THEAİTETOS: Doğru. YABANCI: İnsanlar diğerine de bilgisizlik adım verirler ancak bunun bir hastalık olduğunu açıkça söylemezler. THEAİTETOS: Az önce sana pek de fazla inanmıyor- e dum. Ancak şimdi
bizim Milli Eğitim Bakanı gibi
Abdülhamid her sıkıştıkça "sıkıntıya çare bulamıyor!" diye maliye nazırını değiştirirdi. -26 senede 26 defa!-
Doğan her kız çocuğu müjdedir
Kız çocukları bereketiyle, sevinci, her sıkıntıya çare bulan zekâsıyla gelir dünyamıza. Bu hayatı en zor zamanlarda, yoklukta, kıtlıkta, savaşta ve barışta aslında çekip çeviren hep kadınlardır. Onlar olmasa insan hayatı çoktan bitmiş, türümüz kurumuştu. Bu sebeple, doğan her kız çocuğu dünyamıza bir müjdedir.
Sayfa 279Kitabı okudu
-Abla, ablacığım, görüyorsun, hayatın tehlikede. Beynin kanayabilir, yüreğine inebilir, her şey olabilir. Bayıldın da tehlikeyi atlattın. Kan beyninden çekildi. Yüzünün rengi yavaş yavaş yerine geliyor. Demin yemek odasında kıpkırmızıydın. Korktum vallahi, arkandan gelemedim. Değmez bu kadar sıkıntıya. Bu dünya böyle işte. Kabul edeceksin. Çare yok. Bu çarpık iş düzelebilir ama, senin bir tarafın çarpılırsa düzelmez. Sabır lâzım abla. Şöyle derin bir nefes al.
Reklam
Asıl Büyük Tehlike Bugünkü Ehliyetsiz İktidarın Devamıdır
Altı sene süren bir dünya savaşının dışında kaldığımız halde, harbeden milletlerden daha perişan olduk. Bir başvekil tarafından Adan Z'ye kadar bozuk olduğu söylenen ehliyetsiz bir idare makinesi, bir sürü fırsat düşkününün elinde oyuncak haline geldi. Yıllardan beri milletin soyulmasına, hastalık, sefalet, gerilik içine yuvarlanmasına
Sıkılma bir aylaklık sorunu değil, anlam sorunudur.
"Sıkıntı düşünmeyle bağlantılıdır ve her düşünme dünyayı gözden kaybetme eğilimi gösterir. Eğlenceler düşünceyi dağıtır, ama bu geçici bir fenomendir. Çalışmanın çoğu kez eğlencelerden daha az sıkıcı olduğu ortaya çıkar. Bununla birlikte, çalışmayı sıkıntıya karşı bir çare olarak salık verenler semptomların anlık kayboluşu ile bir hastalığın iyileşmesini karıştırmaktadır. Çok sayıda çalışma biçiminin ölesiye sıkıcı olduğu yadsınamaz. Çalışma genelde yorucudur ve yaşamımıza pek anlam verebilecek bir doğada değildir. Kendinde, neden sıkıldığımız sorusu ne çalışmaya ne de boş zamana bağlıdır. İlla da sıkılmaksızın çok fazla boş zamanımız ve ölümüne sıkıldığımız çok az boş zamanımız olabilir. Modern sanayide üretimden kazancın artması çalşma zamanının kısalmasına ve boş zamanın uzamasına olanak tanımıştır, ama bu gene de daha kaliteli bir yaşamı gerektirmez. Sıkılma bir aylaklık sorunu değil, anlam sorunudur." -Lars Svendsen, Sıkıntı'nın Felsefesi, Bağlam Yayınları, syf: 43
Kız çocukları bereketiyle, sevinci, her sıkıntıya çare bulan zekasıyla gelir dünyamıza. Bu hayatı en zor zamanlarda, yoklukta, kıtlıkta, savaşta ve barışta aslında çekip çeviren hep kadınlardır. Onlar olmasa insan hayatı çoktan bitmiş, türümüz kurumuştu. Bu sebeple, her doğan kız çocuğu dünyamıza bir müjdedir.
Sayfa 279Kitabı okudu
Yolcu
Madem ki, ayrılış saati çaldı ve buna elde çare yok, öyleyse bütün iş onu unutmamakta. Geldi ve bize ne bıraktı, bunu düşünmeli, bunun hesabını yapmalı. Ve bir yıl sonra tekrar dönünce bizi nasıl bulacak, bunun şimdiden hazırlığına girişmeli. Giden oruca yol azığı ve öteye armağan olarak ne verdik, bunu bir zihinden geçirmeli. … İbadetin yanı sıra, ses çıkarmayan ve her türlü sıkıntıya katlanan yoksul, dul ve yetimlerin dertlerine ne kadar ortak olabildik, bunun da muhasebesini ihmal etmemeli. … İşte oruç giderken bizi her bakımdan bir nefs muhasebesine çağırarak gidiyor. Bunu yapmadıkça tuttuğumuz orucun eserinin gönlümüzde kalacağını ummak doğru olmaz, işte bunu bilmeli.
Reklam
Kız çocukları bereketiyle, sevin­ci, her sıkıntıya çare bulan zekâsıyla gelir dünyamıza. Bu hayatı en zor zamanlarda, yoklukta, kıtlıkta, savaşta ve barışta aslında çekip çeviren hep kadınlardır. Onlar olmasa insan hayatı çoktan bitmiş, türümüz kurumuştu.
Sayfa 279 - Everest YayınlarıKitabı okudu
21 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.