Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
MÜSLÜMAN SAATİ
İstanbul’u yenileştiren ve yerlisini şaşırtan istilâların en gizlisi ve en tesirlisi yabancı saatlerin hayatımıza girişi oldu. “Saat”ten kastımız, zamanı ölçen âlet değil, fakat bizzat zamandır. Eskiden kendimize göre yaşayışımız, düşünüşümüz, giyinişimiz ve kendimize göre, dinden, ırktan ve ananeden hayat alan bir zevkimiz olduğu gibi, bu hayat
Heyhat...
Liderlerin çoğu Müslüman olduklarını açıkça ifade etmekte zorlanıyordu ve darlık çekiyorlardı. "Biz Müslümanlarız ve biz Allah'a güveniyoruz, imana güveniyoruz, İslâm'la izzet buluyoruz" demek kendilerine çok ağır geliyordu. Peki sonuç ne oldu? Bundan daha fena ve daha perişan bir sonuç düşünebilir miyiz?
Reklam
müslüman saati...
Bütün mâbedler içinde güneşten ilk ışık alan camidir. Bakır oklu minareler güneşi en evvel görmek için havalarda yükselir. Şimdi heyhat, eski “saat”le beraber akşam da fecir de bitti. Birçoklarımız için fecir, artık gecedir. Ve birçoklarımızı güneş, yeni ve acayip bir uykunun ateşlerinden, eller kilitli, ağız çarpılmış, bacaklar bozuk çarşaflara dolaşmış, kıvranırken buluyor. Artık geç uyanıyoruz. Çünkü hayatımıza sokulan yeni ve fena günün eşiğinde çömelmiş, kin, arzu, hırs ve haset sürülerinin bizi ateş saçan gözlerle beklediğini biliyoruz. Artık fecri yalnız kümeslerimizdeki dargın ve mağrur horozlara bıraktık. Şimdi müslüman evindeki saat, başka bir âlemin vakitlerini gösterir gibi, bizim için gece olan saatleri gündüz ve gündüz olan saatleri gece renginde gösteriyor. Çölde yolunu şaşıranlar gibi biz şimdi zaman içinde kaybolmuş kimseleriz.
Ahmet Haşim
Ahmet Haşim
Kudüs ve Ezan
Susarsa ezanımız Kudüs'te bin kahırla Bu ümmetten yüzünü döndürür din kahırla Kudüs ezansız kalsa, camiler dilsiz kalır Milyarlarca müslüman heyhat kiblesiz kalır Ne kıyam ne de secde yarım kalır her namaz Kudüs ezansız kalsa hiçbir şey tam sayılmaz Ey miracın durağı, sırların sığınağı Sen ezansız kalırsan sarsılır Hira dagı Affetmez bizi Ömer, üzülür Selahaddin Kudüs ezansız kalsa gözyaşı döker Hıttın Kudüs bizim ruhumuz, canımız imanımız Kudüs ezansız kalsa kararır vicdanımız
Ahmet Haşim/Müslüman Saati
"Şimdi heyhat, eski “saat”le beraber akşam da, fecir de bitti. Birçoklarımız için fecir,artık gecedir ve birçoklarımızı güneş,yeni ve acayip bir uykunun ateşlerinden, eller kilitli,ağız çarpılmış,bacaklar bozuk çarşaflara dolanmış, kıvranırken buluyor.Artık geç uyanıyoruz.Çünkü hayatımıza sokulan yeni ve fena günün eşiğinde çömelmiş,kin,arzu,hırs ve haset sürülerinin bizi ateş saçan gözlerle beklediğini biliyoruz.Artık fecri yalnız kümeslerimizdeki dargın ve mağrur horozlara bıraktık.Şimdi Müslüman evindeki saat,başka bir âlemin vakitlerini gösterir gibi,bizim için gece olan saatleri gündüz ve gündüz olan saatleri gece renginde gösteriyor.Çölde yolunu şaşıranlar gibi biz şimdi zaman içinde kaybolmuş kimseleriz." 》Uzun halini okumak isteyenler 👇 edebifikir.com/deneme/ahmet-ha... 》Hayati İnanç'ın Başarının Sırrı videosundan dinlemek isteyenler👇 youtu.be/hJNMfv_Kzg8
Şimdi heyhat, eski "saat" le beraber akşam da fecir de bitti. Birçoklarımız için fecir, artık gecedir ve birçoklarımızı güneş, yeni ve acayip bir uykunun ateşlerinden, eller kilitli, ağız çarpılmış, bacaklar bozuk çarşaflara dolanmış, kıvranırken buluyor. Artık geç uyanıyoruz. Çünkü hayatımıza sokulan yeni ve fena günün eşiğinde çömelmiş, kin, arzu, hırs ve haset sürülerinin bizi ateş saçan gözlerle beklediğini biliyoruz. Artık fecri yalnız kümeslerimizdeki dargın ve mağrur horozlara bıraktık. Şimdi Müslüman evindeki saat, başka bir âlemin vakitlerini gösterir gibi, bizim için gece olan saatleri gündüz ve gündüz olan saatleri gece renginde gösteriyor. Çölde yolunu şaşıranlar gibi biz şimdi zaman içinde kaybolmuş kimseleriz.
Sayfa 116Kitabı okudu
Reklam
''Şimdi heyhat, eski “saat”le beraber akşam da, fecir de bitti. Birçoklarımız için fecir, artık gecedir ve birçoklarımızı güneş, yeni ve acayip bir uykunun ateşlerinden, eller kilitli, ağız çarpılmış, bacaklar bozuk çarşaflara dolanmış, kıvranırken buluyor. Artık geç uyanıyoruz. Çünkü hayatımıza sokulan yeni ve fena günün eşiğinde çömelmiş, kin, arzu, hırs ve haset sürülerinin bizi ateş saçan gözlerle beklediğini biliyoruz. Artık fecri yalnız kümeslerimizdeki dargın ve mağrur horozlara bıraktık. Şimdi müslüman evindeki saat, başka bir âlemin vakitlerini gösterir gibi, bizim için gece olan saatleri gündüz ve gündüz olan saatleri gece renginde gösteriyor. Çölde yolunu şaşıranlar gibi biz şimdi zaman içinde kaybolmuş kimseleriz...''Ahmet Haşim
Sayfa 257 - Turkuvaz KitapKitabı okudu
İstanbul Hahambaşısı Yahudi Karasso ile Bediüzzaman arasında Selanik'te cereyan eden bir konuşma sırasında, Karasso konuşmayı yarıda bırakarak dışarıya fırlamış ve arkadaşlarına "Eğer yanında biraz daha kalsaydım az kalsın beni de Müslüman edecek idi." diyerek mağlubiyetini hayret ve telaşla izhar etmiştir. Karasso ki Osmanlı İmparatorluğunu parçalamak için sinsi ve tertipli bir şekilde çalışan gizli bir teşkilata mensup olup ortada fevkalâde bir rol oynuyordu. Karasso'nun Bediüzzaman'ı ziyaret etmekten maksadı, onu kendi fikrine çevirmek ve meş'um gayesine âlet etmek idi. Fakat heyhat!..
“Payitaht Abdülhamiddeki Emmanuel Karasso”
İstanbul Hahambaşısı Yahudi Karasso ile Bedîüzzaman arasında Selânik’te cereyan eden bir konuşma sırasında, Karasso konuşmayı yarıda bırakarak dışarıya fırlamış ve arkadaşlarına: “Eğer yanında biraz daha kalsaydım, az kalsın beni de Müslüman edecek idi.” diyerek mağlubiyetini hayret ve telaşla izhar etmiştir. Karasso ki, Osmanlı İmparatorluğu’nu parçalamak için sinsi ve tertibli bir şekilde çalışan gizli bir teşkilâta mensub olup, ortada fevkalâde bir rol oynuyordu. Karasso’nun Bedîüzzaman’ı ziyaret etmekten maksadı, onu kendi fikrine çevirmek ve meş’um gayesine âlet etmek idi. Fakat heyhat!…
İstanbul Hahambaşısı Yahudi Karasso ile Bedîüzzaman arasında Selânik'te cereyan eden bir konuşma sırasında ,Karasso konuşmayı yarıda bırakarak dışarıya fırlamış ve arkadaşlarına :"Eğer yanında biraz daha kalsaydım ,az kalsın beni de Müslüman edecek idi " diyerek mağlubiyetini hayret ve telaşla izhar etmiştir .Karasso ki,Osmanlı İmparatorluğu'nu parçalamak için sinsi ve tertibli bir şekilde çalışan gizli bir teşkilata mensub olup ,ortada fevkalâde bir rol oynuyordu . Karasso'nun Bedîüzzaman'ı ziyaret etmekten maksadı ,onu kendi fikrine çevirmek ve meş'meş'um gayesine âlet etmek idi .Fakat heyhat !...
Reklam
Şimdi heyhat, eski "saat"le beraber akşam da fecir de bitti. Birçoklarımız için fecir, artık gecedir. Ve birçoklarımızı güneş, yeni ve acayip bir uykunun ateşlerinden, eller kilitli, ağız çarpılmış, bacaklar bozuk çarşaflara dolaşmış, kıvranırken buluyor. Artık geç uyanıyoruz. Çünkü hayatımıza sokulan yeni ve fena günün eşiğinde çömelmiş, kin, arzu, hırs ve haset sürülerinin bizi ateş saçan gözlerle beklediğini biliyoruz. Artık fecri yalnız kümeslerimizdeki dargın ve mağrur horozlara bıraktık. Şimdi Müslüman evindeki saat, başka bir âlemin vakitlerini gösterir gibi, bizim için gece olan saatleri gündüz ve gündüz olan saatleri gece renginde gösteriyor. Çölde yolunu şaşıranlar gibi biz şimdi zaman içinde kaybolmuş kimseleriz. Gurebahane- i Lâklâkan'dan
Ahmet Haşim
Ahmet Haşim
Bugün bütün İslam topraklarında sömürgenin yıkmış olduğu tek bir sancağa doğru yönelmenin, parça parça olmuş İslam vatanın kurtarılmasının ve sömürgeyi ortadan kaldıracak tam, canlı ve fiili bir ayaklanmanın ve harekete geçmenin nidası vardır. Muhakkak ki zafere giden yolun doğası bu düşünceyi gerekli kılmaktadır. Ahmaklık, şaşkınlık ve dağınıklık bitti. Bu zulüm görülen devrede İslam düşüncesi ölmedi. Heyhat! O zaman bu uyanıklığın, ayaklanmanın ve canlanmanın başlangıcında gücünü boşa geçirene ne yazık!
Nasihatname / Alev Alatlı - Ey Oğul!
Ey, Oğul! Gençsin. Uslanmış ömrün 21.yüzyılın ilk çeyreğine denk geldi. Aklını formatlayan, zamanın hakim doğruları. Sen sen ol, alâkalı delillerin bütününe vakıf olmadığında, aklının çıkarımlarına güvenme. Her daim gerekli, velâkin yeterli değildir akıl. Ey, Oğul! Herşeyi anlamaya kalkan, öfkeden ölmeyi göze alır derler. Bilesin ki, akılla
İstanbul Hahambaşısı Yahudi Karasso ile Bediüzzaman arasında Selanik'te cereyan eden bir konuşma sırasında, Karasso konuşmayı yarıda bırakarak dışarıya fırlamış ve arkadaşlarına "Eğer yanında biraz daha kalsaydım, az kalsın beni de Müslüman edecek idi" diyerek mağlubiyetini hayret ve telaşla izhâr etmiştir. Karasso ki, Osmanlı İmparatorluğunu parçalamak için sinsi ve tertibli bir şekilde çalışan gizli bir teşkilata mensûb olup, ortada fevkalade bir rol oynuyordu. Karasso'nun Bediüzzaman'ı ziyaret etmekten maksadı, onu kendi fikrine çevirmek ve meş'ûm gayesine alet etmek idi. Fakat heyhât!...
188 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.