"Adımlarken Galata Kulesi’nin
daracık basamaklarını
uçup uçmayacağını bilmiyordu Hezarfen
bir tek şeyden emindi yalnızca
inmeyecekti yürüyerek
çıktığı merdivenden..."
Birçok san'atta behre sahibi olanların, "bin san'at" mânâsına gelen "hezârfen" tâbiriyle yad edildikleri bilinir. XVII. asırda, taktığı kanatlarla Galata Kulesi'nden Üsküdar'da Doğancılar semtine kadar uçmayı başaran Hezârfen Ahmed Çelebi de bunlardan biridir.
Adımlarken Galata Kulesi'nin daracık basamaklarını
Uçup uçmayacağını bilmiyordu Hezârfen
Bir tek şeyden emindi yalnızca
İnmeyecekti yürüyerek çıktığı merdivenden.
Kendi yaptığı kanatlarıyla Galata Kulesi'nden uçan ve İstanbul kedilerinin "Ne büyük kuş, düşse de yesek" diye mırıldanmalarını boşa çıkartan Hezarfen Ahmet Çelebi için kentte yer alan tek anıt, yalnızca, Galata Kulesi'nin asansörle çıkılan son katında, duvara çakılı küçük bir plakettir. O plakette şunlar yazar: "İlk uçan Türklerden ve dünya uçuş tarihi öncülerinden biridir. 17. asrın ilk yarısında yaşadı. Bir şeyler icat etmeye çalışan uyanık bir insandı."
Sayfa 90 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları - 27. BasımKitabı okudu
"Sırtında kanatların ağırlığı, adımlarken Galata Kulesi’nin daracık basamaklarını, uçup uçamayacağını bilmiyordu Hezarfen. bir tek şeyden emindi yalnızca inmeyecekti yürüyerek çıktığı merdivenlerden."
Sunay Akın
Düşmemiş Hezarfen Efendi'yle karşılaşır mı acaba?
Bir bakmışım baloncusu uçmuş kan mavisi balonlar
Kuşların vurulduğu mevsim Üsküdar iskele alanında
Bir bakmışım gökyüzünde gömülmez bir cenaze töreni
Ve aşağıda, yıkanmış balonlar demetinin başında
Kurşun ayaklı bir parmak çocuk, kırılır ağlamaz
Ölümü ustaca oyalayan babam öldürülmüş ben satarım
Kopmuş bir kocakarının da eteklerinde azat kuşları
Oğlum öldürülmüş ben satarım Üsküdar iskele alanında
"Ne acayip bir dünyada yaşıyoruz ? İnsanlar, cehaletin kalın perdesi arkasından, gerçeği göremiyorlar. Katillerine kucak açıp onları alkışlıyorlar." Bu cümleler hezarfen; edebiyatçı, siyasetçi, ressam ve doğabilimci büyük yazar sevgili Goethe'nin Faust kitabında geçiyor. Kafka, Goethe'yi "hayat üzerine söylenebilecek olan her şeyi söyleyen biri" olarak tanımlamaktadır. Bugün Goethe'nin ölüm yıldönümü, onu saygıyla anıyorum.
Hadi hep birlikte birazcık hayal gücümüzü geliştirelim zamanının gerisine şu anki olduğumuzdan farklı biri olarak babalık ve annelik duygusunu her an yaşamaya hazır biri olarak gidelim.
Tarih 15 nisan 1452'yi gösteriyor.çocuğunuzun ağlama sesini duyuyorsunuz; içiniz kıpır kıpır ilk defa göreceğiniz için içinizde hoş bir heyecan girdabı oluşuyor
Okullarda temel ve evrensel değerler olan adalet , güven, dürüstlük, hoşgörü, iş kalitesi , yurt sevgisi ve adabı muaşeret kuralları tam manasıyla asilanamiyor.
"Avrupa bizden daha mı akıllıdır?"
Hayır, elbette bizden daha akıllı değildi. Ancak bizden hızlıydı ve aklı başka sistemde çalışırdı. Erken kalkan biz olsak bile, bizden evvel yol alırdı. Yoksa bugün garbın sahiplendiği nice fikir ve keşiflerin kökü Müslüman âlimlere aitti. Ama kibrine düşkün Avrupalı, İbni Sina'dan öğrendiğine bakmadan, bugün hekimlerimize burun kıvırıyordu. Gökyüzünde süzülen demirden kuşlarıyla caka satarken, semaya ilk yükselenin Hezarfen olduğunu, ilk demir kuşu İbn Firnas'ın yaptığını unutuyordu. Şimdi, geldiğimiz noktaya bakmak ve tohumlarını attığımız ağaçların meyvesini neden toplayamadığımıza kafa yormak boynumuzun borcuydu.