Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Raskolnikov Sonya’ya bakıyor ve genç kızın kendisini ne kadar çok sevdiğini hissediyordu; ama tuhaf şey böylesine çok sevilmek ona birden acı vermişti. Gerçekten de çok tuhaf, korkunç bir duygu bu! Kendisi için son umut, son çıkış yolu olduğunu düşünerek gelmişti Sonya’ya; acılarının hiç değilse birazını burada bırakacağını düşünmüştü, ama genç kızın bütün kalbini kendisine verdiğini anladığı şu anda, kendini birden eskisinden çok ama çok daha mutsuz hissetmişti.
"Bu dünyada hiç kimseye güvenme. Güve­nip de tutunduğun dallar elinde kalmasın sonra."
Reklam
Hiç geçmeyen,hiç unutulmayan şeyler de var, beyefendi! Ölünceye kadar insanın sırtından atamayacağı şeyler de var..
Niceleri geldi, neler istediler; Sonunda dünyayı bırakıp gittiler; Sen hiç gitmeyecek gibisin, değil mi? O gidenler de hep senin gibiydiler.
Hadi bakalım uzuuun soluklu bir kitap
vakitsiz birer ölüm sanki geceler bir bakımlık ay düşüyor herkesin payına ve hiç dönüp de soran olmuyor eklenen hangi düşler bir sonraki sabaha
“Annelerin annesi...”
Minik ellerini öpüp kokladı okulun kapısında, telaşlı çocukların sırt çantalarından sırtına yediği darbeyi hissetmedi bile. “Allah zihin açıklığı versin,” dedi gülerek. Sel gibi akan çocuk kalabalığına karışmadan evladı. Şimdi avucunun içindeki minik eli biraz daha sıktı. “Hadi koştur Erhan'ım koştur, geç kaldık...” Beş yaşındaki Erhan'la
Reklam
... Güneşin ilk ışınlarını hissetti yorgun ve zayıf bedeninde. "Güneşin doğuşuna hiç şahit olamayanlar, batışını romantizm sanırlar." cümlesini anımsadı Nietzche'nin. İçinde müthiş bir öfke kabardı. Öfkesinin Nietzche'ye değil de Raskolni'ye olduğunu bilmesi, Raskolni'yi aramasına neden oldu. Nietzche'ye de bu cümleyi söyleten bir Raskolni'nin olduğunu biliyordu. Şu an herkes gibi uyuyamıyorsa, ne anlam ifade ederdi ki, tüm evrene anlam katan Güneş ışınları. Aynanın karşısındaki yerini aldı. Raskolni'nin bakışlarını yakalamaya çalıştı aynadaki yansımadan. Ne düşünüyordu acaba? Hiç birşey ve herşey vardı Raskolni'nin bakışlarında. Tıpkı kendisinin ki gibi yaşlanmış ve yıpranmıştı Raskolni'nin gözleri. Sonra dudaklarının arasından dökülmesi gereken kelimeleri düşünerek zihnini zorladı. Dudaklarının arasından dökülecek olan kelimelerin ağırlığı boğazının düğümlenmesine neden oldu. Yutkundu ve: -hâlâ yaşıyor olmanın nedeni, sana uygun bir ölüm şekli bulamayışımdan kaynaklanıyor. Dedi zayıf ve titrek bir sesle. (Sancılar ve Sanrılar adlı, henüz basılmamış olan kitabımından)
Aydınlanma, insanın kendi suçu ile düşmüş olduğu bir ergin olmama durumundan kurtulmasıdır. Bu ergin olmayış durumu ise, insanın kendi aklını bir başkasının kılavuzluğuna başvurmaksızın kullanamayışıdır. İşte bu ergin olmayışa insan kendi suçu ile düşmüştür; bunun nedenini de aklın kendisinde değil, fakat aklını başkasının kılavuzluğu ve yardımı
Mezar için henüz zaman erken!
Evet, en önemlisi de düşünmek gereksiz! Yaşamın onca gizi, iki kitap forması içine sığdırılmış! Onlara göre her aksaklık, çevrenin bozukluğundan kaynaklanıyor, hepsi bu! En sevdikleri laf bu! Yani eğer toplumsal düzen yoluna konulacak olursa, bir anda bütün suçlar yok oluverecek; çünkü ortada protesto edecek bir şey kalmayacak. Ve herkes bir
Sayfa 427Kitabı okudu
Onun da kendisini sevdiğini hem de sonsuz bir aşkla sevdiğini anlamıştı; hiç kuşkusu yoktu bundan... Demek o mutlu an gelmişti...
Sayfa 685 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.