Büyük oynarsan bir günden fazla alım satım yapamayabilirdim gerçi. Bunlar zarar etmeye başladıklarında hemen akıllanıyorlardı, bu yüzden bin hisse almak istemedim. Ondan 4-5 puanlık kar yakalayacağından emindim ama benden kuşkul duyarlarsa ya da bu hisse senedinde uzun pozisyonda çok fazla müşteri olursa burada alım satım yapmama izin vermeyebilirlerdi.
Modern tarihin en büyük suçları sadece nefret ve aç gözlükten kaynaklanmadı. Cehaletin ve umursamazlığın rolü belki daha bile fazlaydı. Afrika ya da Karayipler’e adımını bile atmamış sevimli İngiliz hanımlar, Londra borsasından hisse senetleri ve bonolar alarak Atlas Okyanusu’nda yapılan köle ticaretini finanse etti. Sonra da akşamüstü çaylarına, çekilen cehennem azabından bir haber, kölelerin çalıştığı tarlalardan gelen karbeyaz şekerleri attılar.
Sayfa 211Kitabı okudu
Reklam
Yaşadığımız her duy­gu o anlıktır. Kendimizi kötü hissettiğimiz duygu da anlıktır, iyilik hali de ... Eğer bize kendimizi kötü hissettiren duyguları yönetebilir (onları iyi hisse dönüş­ türebilir) ve kendimizi iyi hissettiğimiz duyguları da doyasıya yaşamaya izin verirsek kendimizi gerçek­leştirme' yolunda en büyük adımı atmış oluruz.
m. “İlgi” sözcüğü bugün anlamının büyük bir bölümünü yitirmiştir. Şuna ya da buna “ilgi duyuyorum” demek, “Ona karşı özellikle güçlü duygular beslemiyorum, ama tümüyle umursamasız da değilim” demekle hemen hemen aynı anlama geliyor. Bu, yoğunluk yokluğunu maskeleyen ve belli bir hisse senedinden bir kıza karşı duyulan ilgiye dek hemen hemen
Kıssadan Hisse
Büyük bir yılan bir ayıyı sarıp sarmalamış, boğuyordu. Bir adam olayı görünce ayıya acıdı ve yılanı öldürdü. Ayı adama minnet ve sevgi duyarak peşine takıldı, ondan hiç ayrılmadı. Adam tarlada çalışacak olsa onunla çalıştı, iş yaparken onunla yaptı, gece kapısında nöbetçi kesildi. Ve günün birinde adam hasta oldu. Ayı başından hiç ayrılmadı, onu bekledi. Oradan geçmekte olan biri bu hâli görüp sordu: "Cancağızım, bu ne hâl, senin bu ayıyla ne işin olabilir?" Hasta ona macerayı anlattı, ayının sadık bir dost olduğunu söyledi. Bu sefer adam, "A canım," dedi, "ahmağın dostluğu düşmanlığından beterdir. Aklın varsa onu yanından uzaklaştır! Kendine kendi cinsinden dostlar edin!" Hasta adam onun sözlerini hiç dinlemediği gibi bir de onu "Sen ayının bana olan itibarını kıskandın besbelli, sen ayının şahsına ne bakıyorsun, aradaki dostluğa, bana ettiği hizmetlere bak!" diyerek tersledi. Adam da "Gerisi sana kalmış! Ben seni ikaz ettim!" deyip ona veda ederek gitti. O gide dursun öğlen oldu, sıcaklık arttı, hasta uyudu. Ayı başucunda ona gölge yapıyordu. Çok geçmedi, hastanın suratına sinekler konmaya, uykusunda onu huzursuz etmeye başladı. Ayı onları uzaklaştırıyor, kovalıyordu. Fakat içlerinde bir sinek epeyce inatçı çıktı. Ayı ne kadar kovalasa tekrar gelip adamın gözünün yağına dadanıyordu. Ayı dostunu o halde görünce çaresiz kaldı. Sonra gitti, irice bir taş buldu. Sineği öldürmekti niyeti. Elinde hazır bekledi, bekledi ve sinek yeniden adamın gözüne konunca var gücüyle vurdu.
Sayfa 69 - KapıKitabı okuyor
Avrupa'nın yoğun nüfusu, endüstrisi, ticareti, mal ve insan hareketliliği olmasa, yararsız bir demir yığınından daha fazla bir değer ifade etmeyecek olan demiryolları, bugün, kendilerine çoğu zaman herhangi bir ortaçağ kralının sahip olduğu tüm mülklerden daha büyük bir gelir getiren bu yolların belki nerelerden geçtiğini bile bilmeyen bir avuç hisse sahibine aittir.
Öteki Yayınevi
Reklam
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.